?>
Ülkemiz nereye koşuyor?
Ülkenin nereye koştuğunu merak edenlerin merakını gidermek ve durumun daha net anlaşılabilmesi için,
Hem içerde olup bitenlere; hem de dışarıda Türkiye’nin kendisini nasıl takdim ettiğine iyi bakmak gerekiyor.
Önce içerideki manzaraya bakalım:
Ülkenin yöneticilerine göre!
Türkiye Batılılaşma kaygısı, çabası içinde olan bir ülke.
Peki, Batılılaşmaktan ne anlıyorlar?
Çağdaşlaşmayı, kalkınmayı, demokrasiyi; ülkede insan hak ve özgürlüklerinin, hukukun üstünlüğünün hâkim olmasını mı?
Bugün geldiğimiz nokta, yöneticilerin söylemlerinin sadece ve sadece retorikten ibaret olduğunu gösteriyor. (Ki bizler batılılaşma değil, medenileşme kavramını kullanmak istiyoruz. Bunu daha aşağıda açıklayacağız)
Türkiye’nin AB’ye girme sürecine bakarsanız, ülkeyi yönetenlerin gerçekten Türkiye’nin çağdaşlaşmasını, kalkınmasını, demokratikleşmesini, ülkede insan hak ve özgürlüklerinin yerleşmesini, hukukun üstünlüğü ilkesinin tam olarak hayata geçirilmesini isteyip istemediklerinin daha net bir şekilde ortaya çıkmaya başladığını görebilirsiniz.
Bugüne kadar Türkiye’nin AB ülkesi olması için çırpındıklarını söyleyenler iş başa düşünce, hemen yan çizmeye başladılar. Başka bir deyişle Batıyla fiilen yüzleşince, işin rengi de, yönü de, değişiverdi.
Buradaki çelişkinin nedenleri üzerinde uzun uzun kafa yormak gerekiyor.
Türkiye’nin dışarıya kendisini nasıl takdim ettiği meselesine gelince...
Türkiye, dışarıda, Türkiye’nin kendisini deklare ettiği gibi algılanmıyor:
Türkiye, Batılılaşan, Avrupa’ya dahi yakışır bir ülke olarak değil;
Batılı yörüngede olması gereken, Batılı yörüngeden çıkmaması gereken Ortadoğulu bir ülke olarak görülüyor.
Bu ayırım çok önemli. Bizim yöneticilerimiz bu ayırımın farkında olmalarına rağmen bunu;
Toplumun bunun farkında olduğunu bilmelerine rağmen toplumla paylaşmıyorlar.
Nedenine gelince:
Gerek ABD gerekse AB Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerinin, hukukun üstünlüğünün yerleşmesini istiyor gibi görünseler de;
Türkiye’de demokrasinin de, insan hak ve özgürlüklerinin de, hukukun üstünlüğünün de tıpkı kendi ülkelerinde olduğu gibi tam olarak yerleşmesini kesinlikle istemiyorlar!
Çünkü böylesi bir şey, Türkiye’de halkın iradesinin her şeye hâkim olması ve dolayısıyla Türkiye’nin daha güçlü, daha etkin, daha büyük bir ülke haline gelmesinin yollarının açılması demektir.
Küresel zihniyet bunu istemiyor.
Çünkü Türkiye’nin tarihsel deneyimi, dinamikleri, imkânları, ülkede her şeyin halkın iradesine bırakıldığında,
Türkiye’nin Batılı yörüngeden çıkıp başka bir yörünge kurmaya kalkışmasına yol açabilir. Bu da hem ABD’nin hem AB’nin "korkulu rüyasıdır”!
Onların istediği Türkiye, siyasi, askeri, ekonomik, stratejik, kültürel açıdan onların yörüngesinde olmalı.
Batılıların projelerinin dışında kendine özgü büyük ölçekli projeler geliştirmeye kalkışılmamalı!
Batılıların benimsediği ve her şeyden önce Batılıların çıkarlarına hizmet edecek projeleri Türkiye de benimsemeli ve uygulamasında ister alt oyuncu, ister taşeron, ister perde önü yüz olarak çalışmalı.
Ama asla kendi iradesine sahip olmamalı/olamamalı…
Oysa Türkiye’nin kalkınması, çağdaşlaşabilmesi, yeniden büyük güç haline gelebilmesi için ille de onların yörüngesinde olması gerekmiyor. Bu, büyük bir yalan ve küresel yutturmaca!
Türkiye, kendi geleceğini, kendi yönünü, kendine özgün projelerini geliştirerek belirlemenin yollarını mevcut uzman kadroları ile bulabilir.
Aksi takdirde bir bilinmeze doğru gidiyor olduğunu -bugün olduğu gibi yarın da- hiçbir zaman bilemeyecektir!
Bunun için Türkiye’nin nereye, nasıl koşması gerektiğine kendisinin karar vermesi; ülkede, toplumun iradesinin her şeye hâkim olmasını önleyen tüm engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki; kendisini zincire vuranlara teslim eden milletler, o kişilerin keyif ve arzularına alet olurlar. Bu kişiler kulvarında da, o ülkenin yöneticileri kulvarında da, dış ülkeler kulvarlarında da hep aynıdır.
Böyle bir millet, felakete maruz ve mahkûmdur.
Bugün de tam bu haldeyiz!
Açıklama: Türk Milleti ve T.C. her milletin ve devletin istemesinin doğal olduğu daha üst seviyede medenileşmeyi isterken, gündeme almaya kalkarken!
Nedense üç aşağı beş yukarı hep aynı ve bir birine yakın mahfiller, odaklar, kişiler birden ortalığa çıkmakta ve bu asrileşme-medenileşme ve hatta ortalama medeniyetin üzerine çıkma gayretlerine, “batılılaşma-batılılaşmak” gibi bizden olmayan aslında hedefimizde de olmayan Avrupa ve/veya Amerika’yı vaaz eden, onların takipçisi olunması gibi söylemlere girmekteler.
Hâlbuki Türk Milleti ve T.C. kurucusu Atatürk’ünde vasiyeti olan “muasır medeniyet”in üzerine çıkmak gibi bir hedefte olmalı, oluyorken
Ki, bu şu demek: Medeniyet, İlim, Bilim nerede, kimde daha yüksekse o medeniyetin yüksek olan tarafının, o bilimin yüksek olan tarafının, o ilimin yüksek olan tarafının alınarak, Türk Milleti’nin, T.C. ’nin daha da yükselmesinde kullanılmasıdır.
Onlara benzemek, onları takip etmek değildir istenen, arzu edilen.
Fakat nedense, Türk Milleti, T.C. ne zaman bir atak yapmayı planlasa, istese o belirli mahfiller, odaklar, kişiler bu talebi, bu atağı, takipçilik seviyesinde vaaz etmekte, oraya indirgenmesinde başat rol oynamaktalar.
Türk Milleti’nin, T.C. ‘nin aşması gereken en önemli sorunsallarından biri budur.
Çünkü ilerlemenin önündeki en büyük engel, bu sahte ilerleme istiyormuş gibi yapıp her şekilde takipçiliği vaaz edenlerdir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Her şeyin başı İsrail
15-06-2025
-
İnfaz Yasası: Kimler çıkacak, kimler içeride kalacak?
04-06-2025
-
Biz neden 37 yaşındaki bir Nayib Bukele olamadık?
29-05-2025
-
Artık, 'Türk Sorunu'nu konuşmanın vakti geldi!
16-05-2025
-
Lozan: Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapusu
13-05-2025
-
Türk kadını!
27-04-2025
-
Şifa dilemenin ardına gizlenen propaganda
19-04-2025
-
İklim Yasası gerçekten çözüm mü? Yoksa yeni bir tuzağın parçası mı?
19-04-2025
-
GÜNDEM
25-03-2025
-
Türkiye nereye gidiyor?
19-03-2025
-
Milletime uyarımdır: Su savaşları ve Türkiye’nin stratejik konumu
14-03-2025
-
Denizlerin ve Tarihin Kaptanı…
10-03-2025
-
TÜRKİYE İÇİN SON ÇAĞRI: YA DİRİLECEĞİZ YA ÇÖKECEĞİZ!
08-03-2025
-
Öcalan süreci ve tutuklamalar… Yeni bir dönem mi başlıyor?
16-02-2025
-
2235 Yıllık Türk Ordusu ve Atatürk…
04-02-2025
-
TEĞMENLER İÇİN ADALET!
29-01-2025
-
Milliyetçilere sorumluluk çağrısı...
22-01-2025
-
HİÇ KİMSE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'NDEN VE TÜRK MİLLETİ'NDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR!
20-01-2025
-
Kandırıldık, Ey Halkım!
15-01-2025
-
Exeter Mezunlarının Türkiye Politikalarındaki Etkisi: Küresel Bağlantılar ve Ulusal Çıkarlar
11-01-2025
-
Kıbrıs ve üzerinde oynanan oyunlar: İkinci bir Malta’ya izin mi vereceğiz?
07-01-2025
-
Apo'ya merhamet vatana ihanettir!
02-01-2025
-
Şehitlerimizin kanı üzerinden barış olmaz
31-12-2024
-
Bir asgari ücret masalı: 22.104 lira ve ötesi
29-12-2024
-
Boşverin gitsin!
22-12-2024
-
Colani ve Emperyalist Projeler: Yeni Yüzyılın Ceketli Lawrence’ı
17-12-2024
-
ZOR GÜNLER BİTTİ ARTIK DAHA ZOR GÜNLER BİZİ BEKLİYOR
08-12-2024
-
Esad rejimi sonrası senaryo: Türkiye nerede durmalı?
03-12-2024
-
Türkiye’de Ata Tohumlarının durumu
01-12-2024
-
Ülke Nereye Gidiyor?
27-11-2024
-
Bu vatan kimin?
21-11-2024
-
Teğmenlerimiz onurumuzdur...
17-11-2024
-
Paşam
10-11-2024
-
Değerli Parti Temsilcileri...
10-11-2024
-
VAZGEÇENLER DEĞİL, MÜCADELE EDENLER TARİHE GEÇERLER
04-11-2024
-
Atatürk’ü Bitirebileceğini Düşünenlere
31-10-2024
-
ADIM ATACAK YER KALMADI
30-10-2024
-
Geleceği İpotek Altında Olmayan Bir Ülke İçin Umuda İhtiyacımız Var
28-10-2024
-
Uyanma Vakti!
21-10-2024
-
Milletin Bekası ve değerlerine saygı: Bir teşekkür manifestosu
19-10-2024
-
Son Türk Başbuğu ve Sessizlik Çemberi
11-10-2024
-
Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür!
16-09-2024
-
TÜRK BİRLİĞİ KURULABİLİR Mİ?
06-07-2024
-
Türkiye gri listeden çıkmaya hazır mı?
24-06-2024
-
GERİ KABUL ANLAŞMASI
12-06-2024
-
Tarımda yapısal reformlara ihtiyaç var
11-06-2024
-
UTANMA DUYGUSU
25-05-2024
-
TARIMI MİLLİ BİR MESELE OLARAK SAHİPLENMELİYİZ
16-03-2024
-
Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı !?
31-12-2023
-
Bir ülke nasıl batar?
17-12-2023
-
İktisadi İkili Anlaşmaların sorumlusu kim?
06-12-2023
-
Ülkemiz nereye koşuyor?
17-11-2023
-
DÜNYA BEŞTEN BÜYÜK MÜDÜR GERÇEKTEN?
28-09-2023
-
ÜLKEMDE SIĞINMACI İSTEMİYORUM!
21-08-2023
-
Tercihiniz geleceğimizi etkiledi!
03-06-2023
-
TİGEM ?
19-03-2023
-
Bir felakete hazırlıksız yakalandık!
18-02-2023
-
SEÇİMDEN ÖNCE SON VİRAJ
04-02-2023
-
HALK ACİL VE İNANDIRICI ÇÖZÜMLER İSTİYOR
20-01-2023
-
YAPISAL ÇÖKÜŞ
13-01-2023
-
Barnabas İncil’i...
10-12-2022
-
Türkiye’de toryum neden kullanılmıyor?
20-11-2022
-
Türk tarımı alarm veriyor!
02-11-2022
-
Neo-spiritüalizm
24-10-2022
-
KKTC’DE SESSİZ İŞGAL
07-10-2022
-
Kusura bakmayın beyler!
23-09-2022
-
BANA ESKİ TÜRKİYE’Mİ GERİ VERİN BEYLER!
12-09-2022
-
İpsiz Recep
06-09-2022
-
Türkiye’nin gerçek kabadayılarından günümüz mafya’sına...
26-08-2022
-
Yetmedimi yüce Türk Millet’im?
16-08-2022
-
Bilâl’e anlatır gibi...
06-08-2022
-
Ege’de bir Cennet Cehennem’e döndü!
25-07-2022
-
Dünyada ve Türkiye’de Ekonomik kriz gerçekleri
14-07-2022
-
Erzincan İliç!
02-07-2022
-
İsrail, KKTC’yi silahsız olarak işgal etmektedir!
27-06-2022
-
ÇÖKÜŞ
15-06-2022
-
KANSER’İ (TERÖR’Ü) ASPİRİN İLE TEDAVİ EDEMEZSİNİZ
13-06-2022
-
Yorulan Türkiye’den, dinamizmli Türkiye’ye nasıl geçeriz?
04-06-2022
-
Bu bir özgün halkkürsüsü WebTv haberidir...
26-05-2022
-
Bu bir özgün #halkkürsüsüWebTvhaber'idir...
13-05-2022
-
Türkiyenin jeopolitik ve stratejik önemi !
09-05-2022
-
Hayata 30 bin TL borç ile başlayan gençlerimiz
24-04-2022
-
Halkın çıkarları önceliğimizdir...
13-04-2022
-
Türkiye'nin mülteci sancısı
05-04-2022
-
Tarım Arazileri Neden Yok Oluyor?
24-03-2022
-
Örtülü ödenek neden yetmiyor ?
21-03-2022
-
Yeni kara delik Çanakkale Köprüsü mü olacak?
20-03-2022
-
Montrö'yu işleten iktidar değil devletti...
12-03-2022
-
Çare: Büyük Türk Birlik ve Beraberliği...
10-03-2022
-
Her şeyin başı İsrail...
09-03-2022
-
Mario Draghi son vurgununu vurabilecek mi?
08-03-2022
-
Derhal bu vahşi kapitalizm sistemine neşter vurulmalı!
28-02-2022
-
YEMİŞİM GEMİNİZİ !
21-02-2022
-
Ekonomisi tükenmekte olan küresel güçler...
20-02-2022
-
Babacan'ın 'karne’sine bir göz atalım
15-02-2022
-
Dengeleri sadece Türk halkının kararları değiştirebilir
11-02-2022
-
Türkiye, NATO’nun ucuz askeri olmaktan öteye gidemez
07-02-2022
-
Rusya’nın doğalgaz stratejisi
02-02-2022
-
Burnumuzun dibindeki tehlike’nin farkında mıyız?..
01-02-2022
-
Küreselciler istedi, frene basıldı!..
30-01-2022
-
Muhalefet değil, halka muhalif bürokratlar var
27-01-2022
-
Bulgaristan, Taner Ay'ın ölüm nedenini neden araştırıyor?
23-01-2022
-
Yurtlarda mağdur olan üniversiteli gençlerimiz!
22-01-2022
-
Omicron varyantı değil, Omicron yalanları!..
18-01-2022
-
Karmakarışık bir Amerika…
13-01-2022
-
Tehlikeyi görün !!..
09-01-2022
-
Bilal’e anlatır gibi...
08-01-2022