Türkiye’de son dönemde olup bitenleri izledikçe içimde aynı his büyüyor. Bana göre aslında kimsenin Öcalan sürecini yürekten desteklediği filan yok. Bu işin arkasında çok daha büyük, çok daha yabancı bir akıl olduğunu düşünüyorum. Öyle açıklamalar, öyle zemin yoklamaları duyuyorum ki, insan ister istemez “Acaba Öcalan’ı siyasete mi taşımak istiyorlar?” diye soruyor kendi kendine. Hatta benim aklıma gelen ihtimal şu: Öcalan’ın bir siyasi partinin başına geçirilmek istenmesi bile söz konusu olabilir. Çünkü bazı işaretler bunu düşündürüyor.
Ben bu süreçte emperyal güçlerin devrede olduğunu düşünüyorum. Yıllardır terörü bir baskı mekanizması olarak kullandılar. Türkiye’nin karşısına sürekli bir tehdit çıkararak bölgeyi kendi menfaatlerine göre şekillendirmek istediler. Eğer terör tamamen biterse; savaş biter, silah ticareti durur, karanlık para trafiği çöker, bölgedeki hesaplar bozulur. Yani terörün bitmesi bazılarına hiç ama hiç yaramaz. Bu yüzden terörün merkezindeki figürleri siyasete taşıyarak süreci bitirmek değil, tam tersine şekil değiştirerek devam ettirmek istiyor olabilirler.
Benim kişisel görüşüm şu: Öcalan’ı siyasallaştırmak, hatta bir siyasi yapının başına yerleştirmek gibi fikirler, Türkiye’yi test etmeye yönelik girişimlerdir. Bu ülkenin sinir uçlarına dokunarak bir baskı unsuru yaratmak istiyor olabilirler. Fakat unuttukları bir gerçek var: Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Bu topraklarda binlerce şehit verildi, her karış toprak bedelle alındı. Böyle bir ülkenin temelleriyle kimsenin deney yapmaya hakkı yoktur.
Ben böyle düşünüyorum. Yanlış düşündüğümü söyleyenler de çıkabilir, benim gördüğüm tehlike bu. Ve açıkça söyleyeyim: Bu millet böyle bir oyunu asla kabul etmez. Bu devlet böyle bir dayatmaya boyun eğmez. Türkiye daha son sözünü söylemedi. Eğer söylemek zorunda kalırsa da çoklarının hesapları altüst olur.