Hayat, bazan öyle ki söylediklerimizi ciddiye almaz: "Büyük lokma ye büyük laf etme" dercesine...
Bazan da söylediklerimizi ciddiyetle dinler, "İşte" der: "Beni ve kendini tanıyan biri, ne güzel ne büyük laf etmiş."
Hayat böyledir işte; Sessiz, sakin, ciddi, sabırlı, kendinden emin "işini" yapar.
Biz "yalanlar" söyleriz o gerçekleri suratımıza çarpar. Biz "doğruları" yapmaya çalışırız,o "yanlışlarımızı" gösterir.
Hayat, söylediklerimiz değil, yaşadıklarımızdır!
Özeleştrisi ve eleştrisi yapılmamış bir "Hayat",hayat değildir.
Şunu ifade etmek istiyorum: Yaşadıklarımızın değerini ve anlamını belirleyecek olan yaşadıklarımızdan çıkardığımız sonuçlardır. O sonuçları ancak özeleştrilerimizi ve eleştrilerimizi samimi ve şeffaf bir şekilde yaparsak çıkarabiliriz.
Yaptığımız yanlışlar ve doğrular geleceğe yön verir!
Her yanlış doğruya yöneltir, her doğru güvenle yol almamızı sağlar.
Hayat bir yoldur, o yolda kimlerle yürüdüğümüz yolculuğumuzun sonucunu belirler.
Yolculuğumuz ile ilgili olumlu geri dönüşler, samimi teselli cümleleri bize moral verir. "Yolculuğumuzu" onurlandırır.
Yolculuğa sadece kişiler üzerinden bakmamak gerekir.
Büyük bir "Zihniyet devrimine" ihtiyaç var!
Asıl sorulması gereken soru şu: Bizim ideallerimiz ne, bizi birleştiren ilkelerimiz neler!
Bu Şehir, bu ülke ve kişiler bu soruyu sormalı: "Bize ne oldu?"
İdeallerini, savunduğun değerleri, yapmak istediğin o 'devrimi' o yolculuk içinde var edeceğin anlayışlarla hareket etmeliyiz.
Aslolan kişiler değil, herkesin temsil edildiği: Çoğulcu Demokratik Cumhuriyet.
Küsme, kırılma, yorulma! Yol uzun mücadele devam ediyor...
Çürümüşlüğü, yozlaşmışlığı, kokuşmuşluğu söküp atacak olan kavramın adı Devrim.
O Devrim bir bitiş çizgisi değil bir yolculuk... Hani şimdi Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz ya! İşte bu Cumhuriyet bir bitiş değil bir yolculuğun başlangıcı hem kazanımlarını koruyacaksın hem de geri dönmemek üzere onun yanına yeni şeyler katacaksın. Yeni şeyler; Yıkılmaz kavramlar, kırılmaz hayaller, eğilip bükülmez umutlar...
Yol arkadaşlarımız ilkeli, yolculuğumuz daim olsun.
Hayat bir yoldur, bizler birer yolcuyuz.
Hayatlarımız daha çok yaptıklarımızdan görünür. Ancak sustuklarımızda saklanır.
Ve Cumhuriyetimiz, hepimizi bir araya getiren kavram, sadece kutlanmamalı yaşanmalı da!
Boşuna söylenmemiş güzel ve büyük sözler vardır. Hayat ciddiyetle kabul eder. Doğruluğu yüzümüze çarpar:
“Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz" gibi!
