SİYAH ÖNLÜK BEYAZ YAKA

T. Doğan ÖZDİNÇ

5 yıl önce

Gerçekten bazı yazıların “son kullanma tarihi” yoktur, yıllardır bu yazıyı okulların açıldığı günlerde tekrar etmişimdir… Bugün yinelemek istedim, 24 Kasım Öğretmenler Günü anısına…

Birisini bırakıp öteki elini öpmek istediğim öğretmenlerimi anımsadım, ilkokuldan yüksek okula kadar…

Bilgi birikimi yükleyen öğretmenlerim, keşke hayatta olsalar gidip ellerini öpseydim… 

Elbette tek öğretmenim Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere…

 “siyah önlük, beyaz yaka…” 

Yıllar; yılları kovaladı durdu, bir önceki yılın yeni yılı yakaladığını, görmedik, duymadık ve asla duymayacağız… Yılların yılları kovalaması sonsuza dek sürüp gidecek… 

Anaokulu veya ana sınıfı diye bir şeylerin hayal edilemediği yıllarda Gaziantep’in sayılı İlkokullarından Dayı Ahmet Ağa İlkokuluna “beyaz yaka siyah önlükle” giden, yüzlerce çocuk arasında ben de vardım… Kara tahta ve beyaz tebeşir gibiydik hepimiz, kız çocuklarının kırmızı kurdelesi olmasa hepimizin “Beşiktaşlı” olması gerekirdi diye düşünüyorum… 

Tepesi silgili kurşun kalem kullananlar, “tahta çanta” dışındaki çantalarla okula gelenler o dönemin ve bizlerin tabiri ile “camekân” çocuklarıydı… Birinci sınıfta renkli kalemim olduğunu hiç anımsamıyorum daha sonraki sınıflarda “sıfır ve renkli” kalemimde olmamıştı, bir öndeki ağabey veya ablamızın, eski renkli kalemini ve kitaplarını kullanmak gibi mecburiyetlerimiz olağan şeylerdi… 

Beslenme çantası mı? Oda ne? Bir plastik bardağım olduğunda çok ama çok sevinmiştim, kat-kat iç içe geçen renkli halkalardan oluşan önlük cebinde taşınan su bardağı, bayram harçlığım ile sadece bana alınıp “tek benim” olunca okulun çeşmesine kısa boyumla uzanıp “avuçlarımla” su içmekten ve üzerimi ıslatmaktan kurtulmuştum… Günümüzde mi? 

Gerisini siz getirin, günümüzde neler değişti neler…

YAZARIN DİĞER YAZILARI