Bugüne kadar yazdığım yazıların, en kısa başlık taşıyanı oldu bu yazı…
Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan “cep telefonlarına” bir yeni sistem eklendi… Adı sistem 4.5 G olan, görüntülü konuşma ve istediğiniz anda ve istediğiniz yerde internete bağlanabilme, bilgi edinme ve hemen her yerde “film izleme” olanağı sunan bir sistem…
Doğru kullanım yararlı olacak ama çoğunluğunu gençlerin ve henüz çocuk yaştakilerin oluşturacağı büyük bir kesime de “zarar” getireceği kesin…
Gençler, en sevimli ve masum tavırlarını takınıp, bak babacığım veya anneciğim diyerek; benim arkadaşlarım arasında “yumuşak Ğ” olmamı istemiyorsanız şu modası geçmiş cep telefonumu değiştirelim, ama şu marka ve şu tip olsun ki uzun süreli kullanayım, diyecekler ve…
Hemen her isteğini karşılamağa çalıştığımız çocuklarımızın, bu isteklerine de çoğu aileler de olduğu ve olacağı gibi, yelkenleri suya indirip herhangi bir bahaneyle, bu bayram hediyesi, bu karne hediyesi, bu yaş günü hediyesi veya başka bir nedenle çocuklarını, çocuklarımızı 3G’li yapacağız…
Sığınacağımız şeyler ise hep aynı olacak, okul birincisi oldu da onun için aldık… Doğum gününde dayısı almış… Derslerine faydası olacakmış… Çocukla bir oldu bizim hanımı kıramadım… V.s… V.s…
Bütün bu bahanelerle 2.000 TL ile 6.000 TL arasında bir rakam ödeyerek görüntülü konuşma imkânına sahip olabilirsiniz ama…
Bazılarının “krizin teğet geçeceğini söylediği” günümüzde en az bir emekli maaşını alıp gidecek olan bu sistem, sağlığımız konusunda da telafisi mümkün olmayan yaralar açması kaçınılmaz olacaktır…
Sigara sağlığa zararlı ise, 3G için, “baz” istasyonlarının sistem gücü arttırılarak sayısı da çoğaltılacak, radyasyon, görüntü ve manyetik kirliliği artacak olan kentlerimizde, sağlığımıza ve çevreye vereceği zarar ile insanlarımızın sağlığını giderek bozacaktır…
Bu cazibesine dayanılması aleti çocuklarınız ve sizler elinize almadan, sağlığınıza ve çevreye getireceği zararı iyi düşünün…
Bir araştırmaya göre; Baz istasyonuna ilk 300 metre mesafede oynayan çocukların, diğer çocuklara oranla %500 daha fazla kanser olma riski taşıdıkları, bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış...
Okul, hastane, park gibi alanların çevresinde kesinlikle “baz istasyonu ve yüksek gerilim hattı” bulunmaması gerekiyormuş…
Ülkemizde ve kentimizde, maalesef bu konuda da birçok garip uygulamalar var… Baz istasyonları yerleri tespiti konusunda yetkili, İlçe veya Büyükşehir Belediyeleri değil de ilgili Bakanlık… Durum böyle olunca, hastane, park ve okul çevresi “baz” istasyonları ile dolu ve giderek gücü ve sayısının artacağı kaçınılmaz olacaktır…
Memlekete millete “hayırlı” olsun… Akıllı, becerikli, hamarat derken daha ne tipleri çıkacak bekleyelim görelim, nasıl olsa “tüketim toplumu” olmak rekorunu kimselere vermiyoruz…
Bu arada şu bilgiyi de aktaralım…
Ordu Fatsa'da yaşayan Osman Güvenalp, 3 Kasım 2004 tarihinde ilçede bir GSM operatörünün Yeni Kumru Caddesi'nde bir apartmanın terasına yaptığı baz istasyonunun kaldırılması için Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Şikâyeti görüşen Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesi, 23 Kasım 2006 tarihinde;
“Baz istasyonunun durdurulması, sökülmesi ve müdahalesinin önlenmesi şeklinde” karar aldı...(Bu kararla baz istasyonlarından rahatsız olan her vatandaşa bunlardan kurtulma yolunun açık olduğu gösterilmiş oldu…)
* * *
Dünün sözü: “çok aradım hep sekreter çıkıyor, bir türlü ona kavuşamadım…” (benden)