Zaman, zaman sıkışınca hepimiz yaparız, bunun adına beyaz yalan deniyormuş bende yeni öğrendim…
Köylü yurttaşlar bir milletvekilini ısrarla köye davet etmeye gelmişler ama vekil bir nedenle gitmek istemiyor, ne yapsın adamcağız, durun demiş şu “randevu defterime” bir bakayım… Bakmış ve…
Haftaya bir “cenazemiz” olacak, maalesef gelemem demiş…
Kurtulmanın bir yolu da böyle olsa gerek…
“bizim Saffet’le” bazı beyaz yalanları derledik umarım beğenirsiniz…
* * *Kazanmak değil, mühim olan yarışmaya katılmaktı…Dünya ahir bacımsın…Şu an, 70 milyon bizi seyrediyor…O lokmayı yemezsen öte dünyada arkandan ağlar…Bütün kadınlar güzeldir…Seni bize leylek getirdi evladım…Kadınlar daha ziyade kel erkeklerden hoşlanırlar...Büyüklük mühim değildir…Bunlar batan geminin malları
Bu mallar ihraç fazlası…
Komşu, bizim de sularımız kesik…Daireyi boşaltın, Almanya’dan oğlum geliyor…Seni anlıyorum üstat…Üşüyorsan arkana ceketimi vereyim...Öğretmenin vurduğu yerde gül biter…Bizim için mühim olan ruh güzelliği…Bunun garantisi biziz ağabey…
Garantisi kapıdan çıkıncaya kadardır hanım abla…Şekerim var yiyemem…
Bu akşam mesaiye kalacağım geç kalırım merak etme…
Haftaya şehir dışındayım daha sonra görüşürüz…
Telefonumuz maalesef şehirlerarasına kapalı…Âdem Bey şu an toplantıda... Kim arıyordu?Suçlular en kısa zamanda yakalanacaklardır…Devletimiz güçlüdür, gereğini yapacaktır…Sizin gençlere iş bulmak için elimizden geleni yapıyoruz...Benim işçim, benim köylüm, benim memurum...Memuru, emekliyi, işçiyi enflasyona ezdirmeyeceğiz...Aradım ama çaldı, çaldı cevap veren olmadı…
Aradım birde sekreter tutmuş, telefona sürekli o çıkıyor…
Benim memurum işini bilir…Bir kerecikten bir şey çıkmaz…
Misafir tam kapıdan çıkarken; Yahu kalaydınız, Allah ne verdi ise yerdik...
* * *
Dünün sözü: “hoşumuza giden yalanları avuç dolusu yutarız da, acı gerçekleri yudum, yudum içeriz…” (DIDEROT)