Dokuzışık Doktrininde "ŞAHSİYETÇİLİK" ilkesi

Mehmet Demir Atmalı

8 ay önce

1973 te orta üç öğrencisi iken Gaziantep Ülkü Ocakları ile tanıştım. Başkanımız Av. Mehmet Ali Çelik idi. Şehit ettiler. Mekanı cennet olsun. İlk okuduğum kitaplar Başbuğun Dokuz Işık kitabı, Necdet Sevinç'in Ülkücüye Notlar kitabı olmuştu. Dokuz Işık'ta 9 tane madde vardı. Atatürk'ün 6 ilkesi esas alınmış, 3 madde de Başbuğ geliştirerek eklemişti. En çok kafama takılan, yahu diğer maddeler tamam da bu ŞAHSİYETÇİLİK maddesine ne gerek vardı diye düşünüyordum. Yaş ilerledikçe, kıvıran köşesiz ve bıyıklı siyaset yosmaların çokluğunu görünce, bir an kendimi kelaynak kuşları gibi nesli tükenenlerden görmeye başladım. Yahu ben mi çok safım, yoksa dünyayı bıyıklı kancıklar mı istila ettiler. Bunlar hangi gezegenden geldiler diye hala düşünür dururum, kendi kendimi yer bitiririm. İşte o günlerde Başbuğ'un ne kadar haklı olduğunu gördüm. ŞAHSİYET çok önemli imiş. ŞAHSİYETÇİLİK Maddesi olmadan Dokuz Işık'ın bir ışığı eksik olurmuş. ŞAHSİYET olmadan hiç birşey olmazmış... Kişi hangi ideoliyi, hangi dini, hangi mezhebi, hangi partiyi temsil ediyorsa etsin, o kişide ŞAHSİYET yoksa, yani yapıtaşı gibi ADAM GİBİ ADAM olmadıkça o dava asla bir başarıya ulaşamaz. Bu yetmiyormuş gibi ADAMIN ADAMI OLMAK hastalığı bir virüs gibi çok yaygınlaştı. Şahsiyet yoksa adamın adamı olmak çok kolaydır. Kısacası ülkemizde güvenilir, şahsiyetli insan kıtlığı ile karşı karşıyayız. Eğer adam gibi şahsiyetli, sözünün eri birini bulursanız, Allah'ın bir lütfudur deyin ve yapışın ona, asla bırakmayın onu. İşte kara gün dostunuz odur. Başınız dara düştüğünde hemen imdadınıza o yetişir... 
YAZARIN DİĞER YAZILARI