USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Özgür Özel: Senin ayakkabı kutularından sabıkan var!

CHP, ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerine devam ediyor. CHP’nin İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okuyor.

Özgür Özel: Senin ayakkabı kutularından sabıkan var!
09-07-2025 20:39
09-07-2025 22:31
Google News

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İBB Başkanı ve partinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlattığı ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerine devam ediyor.

Partisinin Sancaktepe'deki buluşmasında konuşan CHP lideri Özgür Özel, Erdoğan'ın grup toplantısında 'baklavalı' göndermesine yanıt verdi. İddialarla ilgili iki müfettiş görevlendirdiklerini anımsatan Özel, '17-25 Aralık'a göndermede bulunarak "Benim baklava kutusuna tahammülüm yok ama senin ayakkabı kutularından sabıkan var" dedi. 'Cumhurbaşkanlığı sistemini' de eleştiren Özel, "Sistem geldiğinde dolar 3,2 liraydı; '1 dolar, 1 lira olacak' dediler: Bugün 1 dolar, 40 lira oldu" diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve aynı zamanda CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun, İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanmasının ardından CHP'nin başlattığı miting ve buluşmaları sürüyor.

İstanbul'daki ilk miting Şişli'de düzenlendi; burayı sırasıyla Beylikdüzü, Başakşehir, (İstanbul Üniversitesi) Beyazıt Meydanı, Silivri, Pendik, Esenler, Gaziosmanpaşa, Avcılar ve son olarak da İmamoğlu'nun tutukluluğunun 100'üncü gününde yapılan Saraçhane buluşmaları izledi.

Her çarşamba İstanbul'un bir ilçesinde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" buluşmalarında adres bu kez, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde AKP'den CHP'ye geçen Sancaktepe oldu.

9 Temmuz Çarşamba (bugün) günü saat 20.30'da başlayacak miting Sancaktepe Demokrasi Caddesi'nde düzenlenecek.

Yüksek hava sıcaklığına rağmen 10 binlerce vatandaş 'iradesi' için meydanı doldurdu.

İMAMOĞLU: ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ

Mitingde CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun mektubunu aktardı.

Sancaktepelilere selamlarını ileten İmamoğlu, diğer tutuklu belediye başkanları Zeydan Karalar’a, Muhittin Böcek’e, Abdurrahman Tutdere’ye, Ahmet Şahin ve Tunç Soyer'e de değindi.

İmamoğlu'nun mesajı özetle şu şekilde:

"İktidarın milli iradeyi gasp etme girişimlerinin yeni bir örneğidir. Tamamen siyasi amaçlarla kurgulanmış, hukuki temelden yoksun, bin bir haksızlık ve zorbalıkla yürütülen bu soruşturmalarda, bizler, kendimizi aklamak zorunda değiliz.

Asıl kendini aklaması gerekenler, yargıyı talimatla çalışır hale getirenler, iftiraların, gizli tanıkların arkasına gizlenerek kendileri için muhalefetsiz bir ülke yaratma hayali kuranlardır. 

Baskıyla, zorbalıkla, kara propagandayla milletimize boyun eğdirmeye çalışanlar asla başaramayacaklar. Bu millet 7 düvele boyun eğmemiş, sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek. Elbette boyun eğmeyeceğiz.

Milletin iradesine değil, ele geçirdikleri devletin gücüne güvenenler yine kaybedecekler. Çünkü karşılarında siz varsınız, millet var. Kendi iktidarlarını sürdürmekten daha önemli hiçbir derdi olmayanlar, milletin vicdanına, 86 milyonun kardeşliğine yenilecek. Bizler kazanacağız. ‘Herkes için, her yerde, önce adalet, önce hürriyet’ diyenler kazanacak. 

Bizim davamız, bu ülkede yaşayan herkes için, her yerde, önce adaleti, önce hürriyeti sağlamaktır.  Adalet ve hürriyet temeli üzerinde kuracağımız toplumsal birlik ve bütünlük, bütün dertlerimizin çaresi, geleceğimizin garantisidir.

Hücremden, demir parmaklıkların, duvarların, tel örgülerin ardından kendim ve ülkem için tek bir talebim var: ‘Herkes için, her yerde, önce adalet, önce hürriyet."

Gazeteci, siyasetçi ve yazar Mustafa Balbay, 'Asla Vazgeçme, İmamoğlu'nun Yolculuğu' isimli kitabını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'e armağan etti.

ÖZGÜR ÖZEL: BU DARBEYİ SÜRDÜREMEZSİN

İmamoğlu'nun mesajının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kürsüye çıktı. Alana toplanan 10 binleri selamlayan Özel, iktidara sert sözlerle yüklendi.

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"Adalet ve demokrasi mücadelesi veriyoruz: 112 gündür bir darbe karşı direnme hakkımızı kullanıyoruz.

Karşımızdakiler milletten korkuyorlar, sandıktan korkuyorlar, meydanlardan, sandıktan korkuyorlar. Onlar sokağa çıkamıyorlar, pazara gidemiyorlar, hatırınızı soramıyorlar.

Ülkenin kötü gidişatına engel olamıyorlar. Hesap vermeye gelince ise sizden bıçak gibi kaçıyorlar. İşte biz haklıyız, güçlüleriz; hem sesini çıkaranlar hem de yüreği aslan gibi olanlar bu meydanlara koşuyor.

Onlara sesleniyoruz: Bu milletten kaçamazsınız, bu darbeyi sürdüremezsiniz. Adayımızı esir tutamazsınız. Ekrem başkanı alacağız, iktidarı alacağız. Millet kazanacak, halk kazanacak, biz kazanacağız.

Heyecanımız yüksek, enerjimiz yüksek, ama memleketin durumu hiç parlak değil. Bilhassa geçtiğimiz günlerde aldığımız bir haber, biraz önce ben buraya doğru gelirken ekranlardan sizleri izliyordum.

İl Başkanımız buraya şanlı bayrağımızı açtılar, 12 şehidimiz için saygı duruşunda bulundunuz, İstiklal Marşımızı okudunuz. Ben de şehitlerimize Allah’tan rahmet, milletimize ve ailelerine başsağlığı diliyorum.

'12 ASLAN PARÇASINI KAYBETTİĞİMİZİ DÜŞÜNDÜKÇE İÇİME SİNDİREMİYORUM'

Ancak, böyle bir ihmali bir türlü içimize sindiremiyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak. 19 askerimizin bir mağaraya sokulup, metan gazında 10’unun hayatını kaybetmesini, ordumuzun envanterinde insansız araçlar ve robotlar varken, oraya ölçüm cihazlarının çok önceden gitmesi gerekirken, evlatlarımızda gaz maskesi, oksijen tüpü olması gerekirken, bunların bir kısmının imal edilmediği, tedbir alınmadığı ve boşu boşuna 12 aslan parçasını kaybettiğimizi düşündükçe bunu bir türlü içimize sindiremiyoruz.

Bir metan gazı ölçüm cihazının 1.100 TL olduğu bir noktada bu büyük ihmali asla kabul etmiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi bunu sonuna kadar araştıracak, milletimize söz veriyoruz. Mehmetçiğin canını hiçe sayanlardan mutlaka hesap soracağız, mutlaka.

Maalesef, bu beceriksizlik iktidarın elinde. Ekonomimiz her geçen gün dibe doğru sürükleniyor. 13,5 milyon işsizimiz var. Son 10 yılın en kötü durumu ve maalesef ne eğitimde, ne işte, ne istihdamda olan, “ev geçindiren genç” olarak nitelendirilen gençlerimizin sayısı 4,5 milyonu buldu. Bu rakamlar Avrupa'da çok çok altındayken, Avrupa bunu dert ediyorken, Türkiye’de annesinin babasının avucuna bakan, onlardan alacak para bekleyen, yaşı geçmiş, işsiz, okulda olmayan gençlerimiz var.

Bugün uzun uzun Silivri’deki arkadaşlarla, Ekrem Başkan’la konuşurken, yaklaşan seçimde en çok arkadaşlarımızın özgürlüğü için değil, kendimiz için değil, ama bu ülkenin yoksulları için, işsizleri için, gençleri için, yasaklardan da bıkmış, yoksulluktan da bıkmış, işsizlikten de bıkmış gençleri için bu partinin bir an önce iktidar olması için bu yolu yürümenin ne kadar önemli olduğunu konuştuk.

Buradan, Türkiye'nin hangi görüşten olursa olsun, hangi mezhepten, hangi inançtan, hangi etnik kimlikten olursa olsun, Türkiye'nin bütün gençlerine söz veriyoruz: Sizi bu yasaklardan, bu yolsuzluktan, bu yoksulluktan, AK Parti’nin kaldıracağım deyip gelip iyice berbat ettiği bu Türkiye'deki tüm olumsuzluklardan kurtaracağız.

Cumhuriyetin bundan sonraki dönemi, 100 yıl öncesinde olduğu gibi, gençlerini kucaklayan ve gençleriyle birlikte yarınlara taşınan bir Cumhuriyet olacak. Söz veriyoruz sizlere.

Sokaklardan korkuyorlar, meydanlardan korkuyorlar diyoruz, korkuyorlar. Tabii ki hak ettiler. Niye hak ettiler? 18 Mart günü, Ekrem Başkan bir iftar sofrasında oturuyor. Sonradan hem düzenlenen iddianameden hem de üniversitenin mahkemeye yolladığı evraktan öğreniyoruz ki, Ekrem Başkan’ın 35 yıl önce İstanbul Üniversitesi'nin ilan vererek çağırdığı, Ekrem Başkan’ın 18 yaşındayken başvurduğu, 31 yıl önce aldığı diplomasını iptal etmeye çalışıyorlar.

'18 YAŞINDAKİ EKREM'E YASAK GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR'

İşletme Fakültesi’ne, bu diplomayı derhal iptal et diyorlar. Bu diploma, YSK'ya verilebilir diyorlar. Üniversite diploması, bir tek şey için lazım: Eğer Cumhurbaşkanı adayı olacaksanız, YSK o zaman üniversite diploması istiyor.

Bu savcı kafayı takmış, Ekrem Başkanı Cumhurbaşkanı adayı yapmayacak, ama üniversitenin işletme fakültesi 15 kere uğraşıyorlar, iptal etmiyor. Tekrar bastırıyorlar, Ekrem Başkan istifa ediyor, yine iptal etmiyorlar. Bu sefer, yetkisi olmayan bir şekilde, diploması verilmeyen üniversitenin yönetim kurulunu topluyorlar, diplomayı oradan iptal edip, ondan sonra da dava açıp Ekrem Başkan’a siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar.

'KENAN EVREN ELİNE SU DÖKEMİYOR'

Bu olay olduğunda, 12 Eylül darbecisi Kenan Evren’in yasak getirdiği Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan’ın siyaset yasakları ayıbından Türkiye'nin kurtulduğu, kurtulmaya çalıştığı yıllar... Onlara siyaset yasağı kalkıyor. Sonrasında her biri Başbakan oluyor, bu ülkeye hizmet ediyor. Ama 2025 yılına gelmişiz, 1990’daki 18 yaşındaki Ekrem İmamoğlu’na siyaset yasağı getirmeye çalışıyorlar.

O yüzden, bu mücadele bir demokrasi mücadelesidir. 12 Eylül darbecilerinin getirdiği siyaset yasakları kalktıktan 35 yıl sonra, 18 yaşındaki Ekrem’e siyaset yasağı getirenler, "12 Eylülcü"lerden daha kötü dönmüştür, daha darbecidir. Demokrasiden daha az nasibini almıştır. Artık Recep Tayyip Erdoğan eline Kenan Paşa su dökememektedir.

Bugün Kenan Evren yaşasa, Erdoğan’a der ki: "Tebrik ederim, seni boynuz kulağı geçti" der.

'ERDOĞAN'I 4 KEZ YENDİK YİNE YENERİZ'

Erdoğan şunu bilsin ki biz, Ekrem Başkan’la Erdoğan’ı 4 kez yendik, hiç yenilmedik. Biz, 2 seçimdir Erdoğan’ın adaylarını teker teker yeniyoruz.

23 yıldır seçim kaybetmediğini söyleyen Erdoğan, bugün “23 yıldır şu seçimi kazandık, bu seçimi kazandık” diyor, ama artık o yenilmez değil. 31 Mart’ta onu yendik ve ikinci parti oldu. Bütün anketlerde Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi.

Ve Beylikdüzü’nde bir kez, İstanbul’da 3 kez Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ın adaylarını yendi. Ama Erdoğan, Ekrem Başkan’ı bir kere bile yenemedi. Eğer bir yenilmez varsa, o Ekrem Başkan’dır. Onun için korkuyor, korksun, geleceğiz, yine yeneceğiz. Biz kazanacağız.

Arkadaşlarımıza her türlü iftirayı attıranlar, bir suç örgütü lideri diye tanımladıkları Aziz İslam Aktaş’a dönüp, bu sefer Adıyaman’dan bir orta üzerinden Adana’ya ve çeşitli belediyelerimize iftirada bulundurdular.

Rakamları çıkardık, bu itirafçı dedikleri iftiracı. Şimdi evinde yazdığında keyif çatıyor. Güya bu suç örgütü lideri dışarıda iftira atıyor, içeride ama 388 ihale almış, 300’ünü AKP’lilerden, 88’ini bizden almış. Oysa belediyelerin yüzde 60’ı bizde ama ihalelerin yüzde 70’ini AK Parti’den almış.

Bugün Erdoğan çıkmış, kurultay toplantısında “Yolsuzluk yapan, hırsızlık yapan bizden değildir” diyor. Erdoğan, eğer hırsızlık yapan ırak olacaksa, senin bu ülkeden ırak olman lazım.

'2 MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRDİM'

Bugün çıkmış Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Cumhuriyet Halk Partisi’ni baklava kutularından bahsediyor. Ben baklava kutusunu gördüm, derhal harekete geçtim. 2 tane müfettiş görevlendirdim, taviz yok dedim. Gereğini yaparız dedim. Benim baklava kutusuna tahammülüm yok, ama senin ayakkabı kutularından sabıkan var."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü