Geçenlerde bir iş insanının, bir spor adamının, bir meslek odası başkanının, bir gazetecinin, bir ‘sanatçının’... Sosyal medyadaki hallerini görünce yalakalığın çıtası çok yükseldi çok diye dökülüverdi sözcükler önüme. Pes artık dedim, pes. Bunlarda böyle yapıyorsa; Eyy kader avucundayız işte ne yaparsan yap,acımayacak ki. ‘Güç’ sahipleri bunun farkındadırlar mutlaka, bu durum işlerine gelmese bu ‘iş’te’ artış olur muydu hiç. Uzman olduğu konuda bilgili, kültürlü, liyakat sahibi insanlar geri planda yalakalık, yağcılık, yaranma, yandaşlık, işbirlikçilik, hem fiziken hem ruhen ‘kendini kiralama’ had safhada. Bunları görünce insanın ‘midesi bulanıyor’ nasıl bir ‘aşınma’ içindeyiz; huzursuzuz, güvensiziz.
Bir bahçeyi saran ayrık otları gibi hayatımızı sardı; Yandaşlık, yalakalık, yağcılık. Nezaketten uzak aklıyla ‘iş’ göremeyenlerin istilasına uğradık. Bunun siyaset ya da şu partiyle bu partiyle ilgisi yok, her yerdeler. Bu hayatımızın ortasına bırakılmış temel sorunlarımızdan en önemlisi. Okuma zorluğundan, araştırma zahmetinden kurtulmak ve zaman kazanmak için başvuruyorlar bu yola. Yağcılığın, yalakalığın prim yaptığı güce tapıldığı günlerden geçiyoruz. Etrafınıza bir bakının. Bir cümlede yalakaya, yandaşa, işbirlikçiye; işine dön arkadaş! Yapma böyle çocuklarımızın geleceği, Ülkemizin huzuru için yapma! Senin o anlık ‘keyfinden’ dolayı zaman kaybediyor Ülke, yazık oluyor.
Bir sözümde ‘kadere’: Eyy kader,bu yaşadıklarımız gerçek mi yoksa şaka mı? Yeni bir yıl geliyor bak! Yeni hayaller kuruyoruz, yeni umutlar biriktiriyoruz. Her şey eskisi gibi olacaksa, uğraşmayalım.
