USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GAZİANTEP’İN ‘VİP BASIN’I KİMLER?

24-08-2021

Son yazdığım yazımda ‘Yandaş, besleme ve maaşa bağlanan medya’ başlığı ile basındaki kirliliği anlatmaya çalışmış ve bazı sorular yöneltmiştim. Aradan geçen bir ay boyunca, acaba sorulara bir yanıt veren olur mu? diye, üstüne alan kimse olmayacağını bile bile safça bekledim…

Çünkü, artık öyle bir iklim oluştu ki; yapanın yanına yaptığı, çalanın yanına çaldığı, kâr kalıyor. Yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık, vurdumduymazlık, aymazlık, takmazlık, görmezlik, aldırış etmeme almış başını gitmiş… Sanki bu pis işleri yapanlar değil de bunları soranlar, sorgulayanlar, araştıranlar, suçluymuş gibi bir muamele yapılıyor. Yani, zannediyorlar ki; biz susarsak, görmezden, duymazdan gelirsek, unutulur gider, biz de yolumuza devam ederiz…

Eskiden bir gazeteci, bir haber yaptığında, soru sorduğunda, muhatapları arar, yanlışsa düzeltir, en azından açıklama yapardı. Eğer bir suç teşkil eden konuysa, savcılar harekete geçer resen soruşturma açardı. İlgili kurum veya kuruluş açıklama yapar, yalanlar ya da bilgi verirdi.

Maalesef, gelinen noktada, hiç kimse hak ettiği yerde değil… Ne gazeteci gazeteciliğini yapabiliyor (ya da tercihen yapmıyor, görmezden geliyor, yazmıyor, yazmayarak kazanıyor) ne de kurum ve kuruluşları yönetenler işlerinin hakkını verebiliyor. Yani aslında, deyim yerindeyse, ‘alan memnun, satan memnun’ şeklinde tıkır tıkır işleyen bir düzen bu…

Son yazdığım yazımda bir ‘Vip basın listesi’ tabiri kullanmış ve bazı sorular yöneltmiştim. Şimdi bu soruları biraz daha açarak, tekrar sormak istiyorum. Bu sorular özellikle basın camiasında son zamanlarda sıkça sorulan sorular…

Gaziantep’te özellikle pandemi döneminden itibaren gazeteler çıkmadığı halde, belediyeler ve birçok kurum bu çıkmayan gazetelere abone, ilan ve reklam (ihaleler hariç) ödemelerini arttırarak devam ederken, internet yayını yapan haber sitelerine ısrarla neden abone, ilan ve reklam ödemesi yapmıyor?

Gaziantep’te iddiaya göre, bazı milletvekilleri devreye girerek özellikle belediyelerden maaşa bağlanan, her ay desteklenen gazeteciler var mıdır?

Gaziantep’te belediyelerin abone, reklam ve ilan ödemelerinde aradığı kriterler nelerdir?

Belediyeler, ilan, reklam ve abone tercihlerini, kişiye, yalakalığa ve yandaşlığa göre mi, yoksa belediyenin (Yani halkın) çıkarlarına göre mi belirliyor?

Belediyelerdeki ilgili birimlerdeki şahıslara göre, gazetecilik nedir? Kimler gazetecidir? Kimler olmamalıdır? Kendileri gazeteciliği ne kadar biliyor?

Halkın vergileriyle oluşan belediye bütçelerinden basına ayrılan pay, belirlediğiniz ‘VİP basın listesi’ne göre mi, yoksa gerçekten mesleğini hakkıyla yaparak kamu görevini yerine getiren, işini namuslu yapan gerçek gazetecilere mi harcanıyor?

Geçtiğimiz kurban bayramı öncesi tasarruf genelgesi olmasına rağmen, belirlediğiniz ‘VİP basın listesi’ne fatura dahi kesmeden yüklü miktarda abone ödemesi yaptınız mı?

Eğer yaptıysanız, bu abone ücretlerini neye göre belirlediniz?

Bir basın kuruluşuna 24 bin, birine 16 bin, birine 14 bin, bir diğerine 12 bin, bazısına 8 bin, bazılarına 5 bin bazılarına 1,500, bazılarına da 750 TL mi ödeme yaptınız?

Bu ödemeleri neye göre, kime göre, nasıl belirlediniz?

Belirlediğiniz kriterlerle yıllardır, bazı basın kuruluşlarına ne abone, ne reklam hiçbir ödeme yapılmazken, zengin ettiğiniz, servetine servet kattığınız gazeteler ve söz de gazeteciler var mıdır?

Her yıl abone ödemelerinde internet haber sitelerine abone ödenmediğini belirtmenize rağmen, abone ödemesi yaptığınız ayrıcalıkla ‘VİP internet sitesi’ var mıdır? Varsa o abone ödeyebildiğiniz haber sitesinin bizimkilerden farkı nedir? Bu konuda belirlediğiniz kriter yine ‘Yalakalık-yandaşlık' mıdır?

Varsa vicdanınıza ve adalet anlayışınıza göre, geceleri yatarken rahat uyuyabiliyor musunuz? (Bunu tamamen merak ettiğim için sordum)

Halkın malı olan belediyeler eğer kendinizin olsa, yine bu bütçeyi aynı şekilde kullanır mıydınız?

Bu sorduğum sorulara da yine cevap alamayacağımı biliyorum. Ancak sorumlu gazetecilik anlayışı gereği ve hem kendi vicdanımı hem de kamu vicdanını rahatlatmak adına bu soruları sordum. İlgililere duyurulur…

Şair Nesimi’nin dediği gibi, “Rızkımı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?