Değerli okuyucularım bildiğiniz üzere Ankara’nın eli kulağı, gözü ayağı, kısaca her şeyi taşradaki temsilcileri olan valileridir. Yani taşradaki valiler Ankara’yı temsil ederler, devleti temsil ederler hiçbir zaman hiçbir şekilde bir siyasi gücün adamı olmazlar en azından yakın zamana kadar biz böyle biliyorduk. Şimdi size 8’inci Cumhurbaşkanı olan rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlık döneminde yaşanmış bir hadiseden gerçek devletin valisi nasıl olurmuş olayından bahsetmek istiyorum ve olayın günümüzde görev yapan tüm mülkü amirlere, kaymakamlara, genel müdürlere, müdürlere ve bütün bürokrasiye örnek olmasını temenni ediyorum.
Yıl 1986
Turgut Özal Başbakanlık koltuğunda oturuyor. En debdebeli, en güçlü dönemini yaşıyor. Başbakan Özal Malatya'da bir miting düzenliyor ANAP’ın bütün önde gelen isimlerinin katıldığı bu miting Özal’ın gövde gösterisine dönüşecek. Planlar ona göre yapılmış. Partinin miting otobüsü Malatya meydanına geliyor. Turgut Özal otobüsün üzerine çıkıp konuşacak. Protokol gereği kendisini karşılayan Malatya Valisi Naim Cömertoğlu’na direktif veriyor:
"Gel sen de çık otobüsün üzerine benimle..
Valinin "Efendim ben devletin Valisiyim, orada bulunmam uygun kaçmaz" demesi hiçbir işe yaramıyor ve Başbakanla birlikte otobüsün üzerine çıkmak zorunda kalıyor.
Miting meydanı kalabalık. Otobüsün üzeri daha da kalabalık! Meydandakiler boyu kısa olan Özal’ı aşağıdan bakınca göremiyorlar. Meydandan otobüse doğru "Çök, çök, çök" sesleri duyulmaya başlıyor. Otobüsün üzerindekiler çökecek ki, meydandaki partililer başbakanlarını iyice görebilsin!
Özal yanında duran Bakanlardan dayısının oğlu Yetim Hüsnü'ye (Hüsnü Doğan) "Sen çömel bakalım Hüsnü" diyor. Mikrofon elinde, bu sözleri herkes duyuyor. Yetim Hüsnü çöküyor, yere çömeliyor. Birkaç kişi daha böylece çöküp çömeliyor.
Özal bu kez yanında duran Vali Naim Cömertoğlu'na sesleniyor. Elinde mikrofon var, kendisine özgü umursamazlıkla söylediği bu sözleri binlerce insan duyuyor.
"Vali Bey. Sen de çök. Çömel şuraya."
Vali Beyden gelen ve Malatya meydanına mikrofondan yankılanan ses aynen şöyle:
"Sayın Başbakanım, ben devletin Valisiyim. Vali çökmez, Vali çömelmez. Vali çökerse devlet çökmüş olur. İzin verirseniz ben aşağıya ineyim..."
Bu sözleri duyan Özal çok bozuluyor ama renk vermiyor. O sırada meydanda bulunanlardan vatandaş Turan Ekin bu dakikaları şöyle anlatıyor:
"Valinin bu sözleri duyulunca meydandaki kalabalıktan İnanılmaz bir alkış koptu.
Vali Naim Cömertoğlu. boynuna "şeref madalyası" takmış olarak aşağıya iniyor.(Basından alıntı)
**
Yıl 2013
Gazetelerde bir ölüm ilanı çıktı:
“Kırklareli, Kahramanmaraş, Mersin, Eskişehir ve Malatya'da uzun yıllar yaptığı valilik süresi boyunca her zaman HÜKÜMETLERİN değil, DEVLETİN valisi olan Naim Cömertoğlu'nu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz…”
**
Yıl 2019
Devletin valileri Cumhurbaşkanının çocukları, valilerin görev yaptığı illeri ziyarete geliyor bizim valilerimiz, ceketi düğmeli havaalanında protokolle karşılıyor çocuklarını, eşlerini yakınlarını, Bakanların eşleri çocukları geliyor bizim valilerimiz havaalanında devlet protokolüyle karşılıyor. Bunu sadece valililerimiz yapmıyor maalesef, devletim kaymakamı, müdürü, amiri vs yöneticileri de yapıyor. Hâlbuki devletin valisi, kaymakamı müdürü amiri vb gibi temsilcileri halkı devlet adına temsil eden organların yöneticileridir. Devletin valisi siyasi partilerin veya hükümetlerin valisi değildir. Deneme hatırı için validen randevu alınız sizi kaç dakika ağırlar saat tutun. Ama iş Ankara’ya gelince gününü günlerini gözünü kırpmadan ayırabilmektedir. Buradan sayın valilerimize ve mülki yöneticilerimize çağrımdır. Birilerinin valisi olmayınız, birilerinin mülki yöneticileri olmayınız. Devletin valisi ve Devletin yöneticileri olunuz. Halkın valisi ve halkın yöneticileri olunuz. Unutmayınız hükümetler gelip geçicidir, siyasi partiler gelip geçicidir devlet bakidir, halk bakidir. Devlete tabi olunuz halka tabi olunuz1, siyasi partilere ve hükümetlere değil.
Devletin valilerine saygıyla...
