USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Erdoğan: Türkiye'nin rüşvetçilerle mücadelesini sulandıramazsınız

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Erdoğan: Türkiye'nin rüşvetçilerle mücadelesini sulandıramazsınız
11-08-2025 19:42
11-08-2025 19:47
Google News

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. LGS ve sahte diploma skandalıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Son haftalarda yaşanan tartışmalar, Türkiye'nin halen en büyük sorununun siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde saat 15.57'de başlayan Kabine Toplantısı, yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantıda, "Terörsüz Türkiye" süreci ve yeni dönemin yol haritası değerlendirildi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, LGS ve sahte diploma skandalıyla ilgili açıklamasında muhalefeti hedef aldı ve "Son haftalarda yaşanan tartışmalar, Türkiye'nin halen en büyük sorununun siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir" dedi.

Sözlerine Balıkesir depremi ve kentsel dönüşüm konusuyla başlayan Erdoğan, "Hükümetimizin kentsel dönüşüm başta olmak üzere, yapı stokumuzun yenilenmesi noktasındaki gayretleri bilinmektedir ancak bu merkezi idarenin tek başına altından kalkabileceği bir yük değildir. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve elbette şehir sakinleri el ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhuyla yürütmemiz şart. Bu konuda artık mutabakat oluşmalı. İdeolojik yargılar terk edilmeli. Herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır. Biz bunu sağlamak için her türlü işbirliğine açığız" dedi.

KOMİSYON TARTIŞMALARI

Eren Bülbül ve Ferhat Gedik'in ölüm yıldönümü nedeniyle de mesaj veren Erdoğan, "Bugün henüz 15 yaşındayken şehit olan Eren Bülbül evladımız ile Jandarma Astsubay Ferhat Gedik'in şehadetlerinin 8. yıl dönümü. Vatan için, bayrak için toprağa düşen bu iki kahramanımızı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Şehitlerimizin uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes emanetlere sahip çıkmaya inşallah devam edeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefimize mutlaka ulaşarak kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz" dedi.

Erdoğan, "Geçen hafta bu hedefe giden yolda anlamlı bir adım daha atıldı" diyerek Meclis'te kurulan komisyonla ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Muhalefet partilerinin de katılımıyla kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, milli iradenin tecelligahı olan Meclis'in süreci sahiplenmesi ve desteklemesi bakımından son derece kıymetliydi. Bu sahiplenmenin gerçekleşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Komisyonun ilk iki toplantısında kararların oy birliği ile alınması ise ümit verici bir başka gelişmeydi. Bu yapıcı yaklaşımın sürdürülmesini temenni ediyoruz. İlk günden beri bu konuda tavrımız gayet nettir. Milli meselelerde, milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur. Bu devlet Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Alevi'si ve Sünni'siyle 86 milyonun her bir ferdinin devletidir. Her karşısında bir şehidin yattığı bu topraklar bizim ebedi vatanımızdır. Siyasi görüşlerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz, fikirlerimiz farklı olsa bile hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin asli sahipleriyiz, aynı evin fertleriyiz. Ne farklılıklarımız ne siyasi rekabetlerimiz ne de günlük tartışmalar bunun önüne geçemez, geçmemelidir, hiçbirimiz buna izin vermemelidir. 86 milyonun bekasını, güvenliğini, huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselenin çözümünde sorumluluk sahibi herkesin katkısını, desteğini, yol gösterici eleştirisini bu bakımdan ayrıca önemsiyoruz. Komisyon çalışmalarında ehem mühim tercihinin çok iyi yapılması. Süreci enfekte edecek söylemlerden uzak durulması şüphesiz çok mühimdir. Milletin yeşeren umutları ümit ederiz gündelik siyasetin mevzi kazanma hesaplarına dileriz kurban edilmez. Terörden kurtulmamız için Türkiye'nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. Komisyonun üzerine düşeni layıkıyla yapacağına inanıyorum."

LGS VE SAHTE DİPLOMA SKANDALI

"Son haftalarda yaşanan tartışmalar, Türkiye'nin halen en büyük sorununun siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. Biliyorsunuz önce LGS sonuçları üzerinden imam hatip okullarına yönelik bir linç kampanyası yürüttüler. Bursa'daki bir okulumuzun duvarına astığı tebrik mesajını çarpıtarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalıştılar. Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler. Manavgat'taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarına kumpas iftirası var. Elinizdeki 32 saatlik video kaydıyla beraber gidin mahkemeye başvurun.  Bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatimizi çekiyor. Bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değil, aynı zamanda devletimizdir. Şimdi aynı koroyu yargıya intikal etmiş bir soruşturma dosyasının başına üşüşmüş halde yine sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı, Türkiye'nin kazanımlarıymış. Bunların hiçbiri umurlarında değil. Ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de, şikayet eden de, yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 250 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. 37 kişi tutuklanmış ve 15 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli sahtekarlık ve yolsuzluk soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir. Şunu açık ve net ifade ediyorum; 30 yıl sonra İstanbul'da yakayı ele verenlerin konumlarına ve ünvanlarına nasıl bakılmadıysa bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Daha önemlisi suç örgütü üyelerini aklamak için kimse sokağa çıkmadı, protesto eylemi düzenlemedi, milli markaları boykot çağrısı yapmadı, Batılı medya kuruluşlarına kimse şikayette bulunmadı. Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanuna, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum: Ne yaparsanız yapın, Türkiye'nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan vazgeçin. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa yakasına yapışmaya devam edeceğiz."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü