
CHP 56. mitingi için ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılacak görüşmeye tepki olarak, tüm yurttaşları Eyüpsultan’daki Filistin Konsolosluğu önünde buluşmaya çağırdı.
Tutuklu cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu alana gönderdiği mesajda "Bu gidişle ortada fiilen bir Filistin kalmayacaktır. Bir an önce somut yaptırımlarla İsrail durdurulmalıdır" dedi. CHP lideri Özgür Özel ise konuşmasında "Kelli felli Ömer Çelik, çıktı televizyonlar karşısına, Amerikan Dışişleri Bakanı’na konuşacağına bu durumu eleştiren muhalefet milletvekillerine laf yetiştirmeye çalıştı" ifadelerini kullandı.
CHP 56. mitingi için ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılacak görüşmeye tepki olarak, tüm yurttaşları Eyüpsultan’daki Filistin Konsolosluğu önünde buluşmaya çağırdı.
Miting için yurttaşlar ellerinde Türk bayrakları ve Filistin bayrakları ile Eyüpsultan Meydanı'nda toplandı.
CHP'nin sürdürdüğü mitinglerde ilk defa otobüse bayrak asıldı.
Filistin'in sembol isimlerinden Yaser Arafat ile Türkiye Cumhuriyeti'nin eski başbakanlarından Bülent Ecevit'in bulunduğu bir fotoğraf ile Filistin ve Türkiye bayrakları yer aldığı otobüs dikkat çekti.
Miting alanı akşam saatlerinden itibaren Türk bayrakları ve Filistin bayraklarıyla doldu. Meydan çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı.
Alana girişte polisler tarafından üst aranması yapıldı.
Getirilen pankartlar da polis ekiplerince kontrol edildikten sonra alana alındı.
Coşkulu kalabalık, "Gazze Sana Geliyoruz", "Yürü Kardeşim" şarkılarına eşlik ederek Filistin bayraklarını dalgalandırıldı. "Hak, hukuk, adalet" , "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı.
Söz konusu miting için DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da alanda bulunuyor.
"ATATÜRK'Ü ÖRNEK ALACAĞIZ"
Mitingde Gazzeli Yusuf Barakat'a söz verildi. Barakat, şunları söyledi:
"İki yıla yakındır acı çekiyoruz, Abluka altındayız. Artık insanlık ittifakı kurulup Gazze halkıyla dayanışmalıdır. Gazi Mustafa Kemal'in mücadelesini tüm halklar örnek almalı. "Yurtta barış dünyada barış" diyen Atatürk'ü örnek alacağız. Bütün Filistinle dayanışanlara teşekkür ediyorum."
"FÜTURSUZCA SİVİLLER KATLEDİLİYOR"
Bugün yeniden CHP İstanbul İl Başkanı olarak seçilen Özgür Çelik, CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mesajını okudu:
“Eyüpsultan’ın mübarek ikliminde, Gazze’de İsrail’in işlediği büyük insanlık suçlarına, zulme karşı haykırmak için koşan her birinizi gönülden kucaklıyorum. Her birinize, cesur yüreklerinize sevgiyle sarılıyorum. Bugün burada Filistin’le, Gazze’yle dayanışmak ama en çok da insanlığın ortak sınavını konuşmak için toplandınız. İsrail, Gazze’de bütün uluslararası hukuk kurallarını ve her türlü insan hakkını ayaklar altına alarak, aylardır büyük bir mezalim yaşatmakta. Birleşmiş Milletler’in (BM) Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, yayımladığı raporda açıkça ifade etmiştir ki, Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırım suçu işlenmektedir. Kadın, çocuk, sağlık görevlisi demeden fütursuzca siviller katlediliyor. Karadan ve havadan, hedef gözetmeksizin, yerleşim yerleri moloz yığınlarına çevriliyor. İnsani yardımları da engelleyerek, bombalardan hayatta kalanları açlıkla öldürmeye çalışıyorlar.”
“ÇOCUKLAR YETERSİZ BESLENMEDEN ÖLÜRKEN, KİMSE ‘BİZ BİLMİYORDUK’ DİYEMEZ”
“Bugün Gazze şehrinde yürütülen kara harekâtı, evleriyle birlikte okulları ve hastaneleri de hedef almakta; siviller, sığınacak hiçbir güvenli yer bulamamaktadır. Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te ise Filistinliler, her gün tacizlere, keyfi gözaltılara ve mülksüzleştirmelere maruz bırakılmaktadır. Bütün dünyanın gözü önünde yaşanan Gazze’deki bu tablo, Filistin topraklarında süreklilik gösteren bir baskı ve yok etme rejimini göstermektedir. Dünyanın gözü önünde çocuklar yetersiz beslenmeden ölürken, kimse ‘Biz bilmiyorduk’ diyemez. Bu dehşet manzara karşısında, tüm dünyadaki vicdanlı topluluklar ayağa kalkmıştır. Ne var ki devletler, Filistin meselesine toplumlardan ya daha farklı ya da çok geç tepkiler vermektedir. Birçok devlet yönetimi, stratejik çıkarlar uğruna, bu meseleye kör-sağır kalmaktadır. Burada ‘stratejik çıkar’ diye üstü örtülen gerçek, yönetimdekilerin koltuklarının devamlılığıdır. Zira bugün İsrail’e açıktan cephe almak, İsrail lobileri ve savaş rantçıları tarafından çevrelenmiş küresel güçleri de karşına almayı gerektirmektedir. Bunu hepimiz biliyoruz.”
“BU GİDİŞLE ORTADA FİİLEN BİR FİLİSTİN KALMAYACAKTIR”
“Gazze’de yaşanan soykırımın mimarı Netenyahu ve onun yönettiği iktidarın bu pervasızlığının en büyük sebebi; küresel güçlerden aldığı destektir. Son zamanlarda alınan Filistin’i tanıma kararları sembolik olarak önemlidir ama yeterli değildir. Çünkü, bu gidişle ortada fiilen bir Filistin kalmayacaktır. Bir an önce somut yaptırımlarla İsrail durdurulmalıdır. BM Güvenlik Konseyi kararları, İsrail’in yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurmasını ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti temelinde iki devletli çözümü kabul etmesini öngörüyor. Tanıma, ancak insani yardıma engelsiz erişim sağlandığında, sivillerin korunması güvence altına alındığında ve savaş suçlarından sorumlular Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde hesap verdiğinde gerçek anlamını bulur. Aksi takdirde sadece bir jest olarak kalır.”
“TÜRKİYE’DE ARTIK BU KONUDA İKTİDARA ÇAĞRI YAPMANIN BİR ANLAMI KALMAMIŞTIR”
“Devletlerin, iktidarların bu acziyetlerine ve iki yüzlü politikalarına karşı, bütün dünya toplumları ise Filistin’in, Gazze’ye karşı aylardır meydanlarda direnişi büyütüyor. Gazze’nin sumuduna, dört bir yandan omuz omuza durarak dayanışma gösteriyor. Bugün dünyanın vicdanı, dünyanın dört bir tarafında kurulan meydanlarda olduğu kadar, Akdeniz’de irili ufaklı yelkenlilerle Gazze’ye doğru yol alan ‘Küresel Sumud Filosu’ndadır. Eyüpsultan’dan, günlerdir açık denizde İsrail’in taciz ve tehditlerine rağmen yol alan inancı, dili, dini, rengi ayrı ama direnişi ve vicdanı bir olan Sumud Filosu’ndaki aktivistlere hep birlikte güçlü bir selam yollayalım. Seferleri seferimizdir. Bu filonun korunması ve menziline ulaşması için Türkiye başta olmak üzere; Akdeniz ülkeleri, Avrupa ülkeleri, dünya ülkelerini seferber olmaya şimdiye kadar göstermediği kararlılığı bu kez olsun göstermeye davet ediyorum. Öte yandan, Türkiye’de artık bu konuda iktidara çağrı yapmanın bir anlamı kalmamıştır. İktidar, belli ki Türkiye’de oluşturmaya çalıştığı ve asla başaramayacağı otoriter rejim kurma projesine ses etmemesi karşılığında Netanyahu’nun politikalarına somut bir karşılık veremeyecektir. Türkiye’nin, Filistin’de kalıcı bir barış ve huzurun sağlanmasına bölgesel liderlik yapmasının yolu da önce kendi demokrasisini ve iç barışını kurmasından geçmektedir. Bunu da en yakın zamanda milletimizle başaracağımızdan hiç şüphem yok.”
“TARİH, BU DÖNEMDE KİMİN SUSTUĞUNU, KİMİN CESURCA KONUŞTUĞUNU KAYDEDECEKTİR”
“Bugün insanlık için, barış için, ‘özgür Filistin’ diye haykırmak için bu meydana gelen tüm parti yöneticilerine ve tüm aziz yurttaşlarıma bir kez daha sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bu dava, hepimizin davası. Tüm dünyadaki vicdanlı toplumların, her geçen gün çıkan daha gür sesi ile uzak olmayan bir zamanda Filistin gerçekten özgür olacak. Buna yürekten inanıyorum.
Gazze’nin kaybedecek vakti yoktur. Uluslararası toplum, derhâl ateşkesi sağlamalı, insani koridorları açmalı ve soykırımın faillerini adalet önüne çıkarmalıdır. Tarih, bu dönemde kimin sustuğunu, kimin cesurca konuştuğunu kaydedecektir. Biz susturulamayız. Eyüpsultan’dan yükselen bu ses, insanlığın vicdanının sesidir. Filistin’e özgürlük! Filistin’e özgürlük! Filistin’e özgürlük! Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
"İKTİDARDA LAF DA YOK EYLEM DE YOK"
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan yaptığı konuşmada "Netanyahu'nun en büyük destekçisi kim? Trump. Erdoğan'ın dostu Trump. Zulüm yapan er geç gider. Hiç şüpheniz olmasın. İki lafın başında 'Dostum Trump' diyen Erdoğan'a sesleniyorum. Netanyahu'nun en büyük destekçisine siz nasıl 'dostum' diyebiliyorsunuz?
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail'in soykırımı yapmasından şikayetçi oldu. Meksika ve Şili, dünyanın bir ucundan geldi ve taraf oldu. İktidar sadece izledi. Malezya ticareti durdurdu. Malezya, İsrail'e giren gemileri limanına almadı. İktidarda laf da yok eylem de yok. Yarın Trump ile toplantı yapacak. Acilen, ateşkes talep edin. İnsani yardım koridorunun sürekli açık tutulmasını sağlayın. Etkili yaptırımları başlatın. İki devletli çözümden asla vazgeçmeyin. Gazze, Gazzelilerinindir" dedi.
"GAZZE İNSANLIĞIN SINAVIDIR"
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise şunları söyledi:
"Gazze'de aylardır insanlığın yüzünü kızartacak zulümler icat edildi. On binlerce insan gözlerimizin içine baka baka katledildi. Gazze bugün sadece bir coğrafya değildir, Gazze insanlığın sınavıdır. AKP iktidarının yanlış politikalarının da neticesinde Ortadoğu'nun bel kemiği kırılmıştır. Filistin davası hiçbir partinin iç siyasetinde kullanacağı bir dava değildir. Bu dava insanlık davasıdır. Bir kez daha haykırıyoruz. 'Kahrolsun İsrail zulmü, yaşasın Özgür Filistin'."
"RESMİ OLARAK ÖZÜR DİLEMEDİKÇE ERDOĞAN TRUMP'LA MASAYA OTURMAMALIDIR"
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan "Sendikacıdan işverene, sporcudan taraftara dünyanın tüm renkleri katledilen insanlar için bir araya geldiler. Ancak tüm bu olanlara rağmen İsrail bugün Gazze'de katliamlarına devam ediyor. Dolayısıyla, bu tanıma kağıt üzerinde asla kalmamalıdır. Bir yaptırım sürecine dönüştürülmelidir. Burada en büyük sorumluluk 'dostum' diye hitap ettiğinize düşüyor. Amerika çok pervasız. Yarın Amerika'da Trump'la masaya oturacakları uyarıyoruz. Filistin halkının direnişini kıracak hiçbir eylemine ortak olmayın.
ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun açıklamalarını tüm dünya gördü. Resmi olarak özür dilemedikçe Erdoğan Trump'la masaya oturmamalıdır. İktidar kendi tabanına rağmen İsrail ile simbiyotik ilişkiye devam etmektedir. Bugün herkes biliyor ki Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail'e petrol sevkiyatı devam ediyor.
Biz iktidardan miting yapmasını, hamasi nutuklar atmasını, Trump'ın yanında havalı pozlar vermesini istemiyoruz. İsrail'e karşı tam ambargo istiyoruz. Sumud filosunun güvenliğini sağlamak için iktidar harekete geçmeli, bizzat yanında durmalıdır. İşte Akdeniz orada, Sumud filosu orada. Gazze limanına filoyu sağ salim yanaştırın ki samimi olduğunuzu görelim. Lanetlemekten ibaret olan, İsrail'e yönelik hiçbir yaptırım içermeyen dış politikayı kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Peygamberimizin sancaktarı Eyüp Sultan hazretlerinin huzurundayız. Fetih duasının kabul edildiği topraklardayız. Semt-i mukaddesin, İstanbul’un kalbindeyiz. Bu sokaklar sabrı da bilir, zulme dayanmayı da bilir, şükretmeyi de bilir, direnmeyi de bilir. İçinde bulunduğumuz, Türkiye’nin içinde bulunduğu, partimizin içinde bulunduğu bu zorlu günlerde hepimizin gözünün, kulağının olduğu; bir insanlık ayıbının, dramının, bir soykırımın yaşadığı Filistin’de, Gazze’de çarpan yürekler için bugün 56’ncı buluşmamızı, 56’ncı eylemimizi Eyüpsultan’da Filistin için yapıyoruz. Hepiniz hoş geldiniz” dedi. Özel, şunları söyledi:
“TARİHİN DOĞRU TARAFINDA DURMAYA GELDİK”
“Geçtiğimiz pazar günü partimizin olağanüstü kongresi sırasında kürsüden bu toplantıya, bu eyleme, İsrail zulmüne karşı bu dayanışmaya, sizleri Türk bayrakları ve Filistin bayraklarıyla davet ettiğimizde, o sesi duyan, o davete icabet eden, bugün buraya koşan, biraz önce sizlere ayrı ayrı hitap eden Saadet Partisi’nin, DEVA Partisi’nin, Demokrat Parti’nin Sayın Genel Başkanlarına, teşkilatlarına, üyelerine yürekten teşekkür ediyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada olmasalar da dayanışmalarını ileten ve yürekleri burada olan İYİ Parti’nin, Gelecek Partisi’nin, Yeniden Refah Partisi’nin, Türkiye İşçi Partisi’nin değerli Genel Başkanlarını saygı ile selamlıyoruz. Gönüllerimiz bir, yüreklerimiz bir. Bugün buraya her hafta olduğu gibi koşup gelen siyasi partilere, sendikalara, derneklere ya da bu mücadeleyi bizimle birlikte vermek için koşup burayı dolduran bütün yüreklere minnettarım. Selamlıyorum onları. İyi ki varsınız. Bugün burada mazlumların yanında durmaya geldik; haksızlığa, katliama, soykırıma itiraz etmeye geldik. Bugün buraya 710 gündür Gazze’de devlet eliyle yapılan bir soykırıma, buna yol verenlere, göz yumanlara itiraz etmeye, tarih önünde tarihin doğru tarafında olmaya, katliamın karşısında durmaya geldik.”
“NE OLURSA OLSUN SUMUD FİLOSUNU KORUYUN”
“65 bin çoğu; çocuk ve kadın, 65 bin Filistinliyi katlettiler. 165 bin yaralı var, gazi var. O günden bugüne 147’si çocuk, 420 Filistinli açlıktan öldü. Birleşmiş Milletler kıtlık ilan etti. Giden insani yardımlara engel olanlar, yardım dağıtım sıralarında uzaktan keskin nişancılarla evladı için un, yağ bekleyen annelere, babalara, gencecik evlatlara ateş açanlar var. Biz bu vicdansızlığa karşı buradan sesimizi yükseltmeye geldik. Sumud filosu, onlarca gemiden oluşan gönüllülerin, aktivistlerin içinde olduğu Sumud filosu Gazze’ye doğru ilerliyor. Dün akşam Girit açıklarında saldırıya uğradı. Buradan Erdoğan’a, buradan bu ülkeyi yöneten herkese sesleniyoruz: Sumud, insanlığın vicdanıdır. Sumud, hepimizin vicdanıdır. O filoya sahip çıkın. O filoya destek olun. O filoyu koruyun, ne olursa olsun.”
“SOSYALİST ENTERNASYONAL’DE YAPTIRIMLAR İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“Son dönem dünyadan yükselen tepkiler var. İngiltere’nin, Fransa’nın, Kanada’nın, Avustralya’nın son dönemde Filistin’i tanımaları son derece önemli. 150’den fazla ülke iki devletli çözümü savunmaya başladı. Bunun uluslararası alanda takipçisi olmak, bu çabaları yüreklendirmek ve Filistin için bunu en kararlı şekilde sürdürmek çok önemli. İkinci başkanlığını üstlendiğim Sosyalist Enternasyonal’de, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin, sol ve sosyal demokrat partilerin oluşturduğu Avrupa Sosyalist Partisi, PES’in kongrelerinde, liderler toplantılarında bugüne kadar olduğu gibi ekim ayı boyunca en üst düzeyde gayreti göstermeye, en doğru metinlerin ortaya çıkması, en katı yaptırımlar için mücadele vermeye devam edeceğiz. Filistinliler bizim kardeşimiz, onları yalnız bırakmayacağız.”
“TRUMP’TAN RANDEVU DİLENENLER ZULME ENGEL OLAMAZ”
“Peki bu yapılanlara dünyada 150 ülke karşı çıkıyorken, İsrail kimden, nereden, nasıl cesaret alıyor? Buradaki cevabı aslında herkes biliyor. Netanyahu'ya ‘savaş kahramanı’ diyen, ‘Gazze’yi boşaltacağım. Oralara oteller yapacağım, kumarhaneler yapacağım’ diyen ve esas niyeti Gazze’nin önündeki zengin hidrokarbon yataklarına çökmek olan Trump İsrail’e yüz vermektedir, yol vermektedir. Bunu tespit etmeden, bunu cesaretle söylemeden Netanyahu ile kayıkçı kavgası yapıp, Trump’tan randevu dilenenler İsrail’in yaptığı zulme engel olamazlar, Filistin’in kardeşi olamazlar. Sorumluluk anlayışı içinde 719 gündür iktidarı uyardık, uyarıyoruz. Ama bizi dinlemek yerine Türkiye kamuoyunu yanıltmayı, oyalamayı tercih ediyorlar. Biraz önce konuşan tüm Genel Başkanlar, bu meydana selamını yollayan herkes defalarca söyledi, söyledik. ‘İsrail ile ticareti kesin’ dedik. ‘Yok’ dediler, inkar ettiler. Ama aylar sonra yaptıklarını kabul ettiler. 2024 yılında ‘İsrail ile ticaret yok’ dedikleri yılda İsrail’in kayıtlarına göre İsrail’e en çok ihracat yapan beşinci ülke Türkiye oldu. Onlar ticareti kesmek yerine ticareti protesto eden gençleri gözaltına aldılar. Filistin’e destek yürüyüşlerini yasakladılar. İl başkanlığımızın ‘Nehirden Denize Özgür Filistin’ yürüyüşlerine izin vermediler. Eğer Erdoğan ailesinden biri başvuruyorsa, AK Parti’ye yakın bir yapı başvuruyorsa yollar açık, meydanlar açık. Yeter ki onlar yasak savsın, günah çıkarsın. Gerçekten Filistin’in dostları yollara düşmek, meydanları doldurmak istediğinde Türk polisi eylemcilerin karşısına geçiyor. Buradan iktidarı uyarıyoruz: Filistin’in dostlarının değil, İsrail’in karşısına dikilin.”
“FİLİSTİN İÇİN CESARET GÖSTERELİM”
“İsrail ile ticaretin tamamen kaldırılmasını ve ağır yaptırımlar getirilmesini öngören Bogota Bildirgesi imzalandı. Bizimkiler bildirgeyi imzalamadan kaçtılar. Eleştirdik, TikTok’çu Hakan Fidan dedi ki ‘Özgür Özel Yunan tezlerini savunuyor. Biz eğer Bogota bildirgesine imza atarsak Yunanistan ile deniz hukukunda geri düşeriz.’ Dedik ki ‘Kimi kandırıyorsun? Oraya bir şerh düşeceksin. Bu maddeye karşıyım, diyeceksin. Filistin’in arkasında duracaksın.’ Yukarıdan yukarıdan konuştular. Güya bizi iş bilmemekle suçladılar. Toplumun tepkisini görünce gittiler, tıpış tıpış anlaşmayı imzaladılar. Buradan açıkça söylüyorum. Meclis’i toplantıya çağırdık bütün muhalefet birlikte. Birlikte hareket ettik, dedik ‘Gelin bakalım. Hep birlikte İsrail’in karşısında Filistin’e sahip çıkalım.’ Önerilerde bulunduk, en önemlisi ‘Tüm Genel Başkanlar hep birlikte Filistin’e destek için gidelim, Filistin'e ziyarette bulunalım. Cesaret gösterelim. Kararlılık gösterelim’ dedik. Herkes kabul etti ama Erdoğan’dan yine tık yok.”
“DOSTUMUZ PEDRO SANCHEZ DUYDU VE AÇIKLADI”
“Filistin İzleme ve Destek Komisyonu kurulmasını önerdik, yaklaşmadılar. Bakın Fransa ile Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler toplantısının hemen öncesinde Filistin meselesine çözüm bulunması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik bir konferansa öncülük etti. Türkiye’den de bunu beklerdik ancak Fransa’nın yaptığını, Suudi Arabistan’ın bile yaptığını yapmayacak pozisyonda kaldılar. ‘İsrail’i uluslararası alanda meşrulaştıran hiçbir yapıda bunları kabul etmeyelim. Bunların uluslararası müsabakalara katılmalarına izin vermeyelim. Eğer onlar varsa, biz gitmeyelim’ dedik. Duymazdan geldiler. Ama o önerimizi duyan biri oldu. Dostumuz, değerli yoldaşımız Pedro Sanchez açıkladı. ‘İsrail, uluslararası hiçbir organizasyona gitmemelidir. 2026 dünya kupasında İsrail varsa, İspanya yok’ dedi. Eğer Filistin’e destek vereceksen böyle kararlılıkla olur. Yaptırımlardan korkmadan olur. Trump’tan korkmadan olur. Trump dün Birleşmiş Milletler’de konuştu. Filistin’i tanıyan ülkelere tepki gösteriyor. Diyor ki, ‘Bunlar Hamas‘ın yaptıklarını ödüllendiriyorlar, yanlış yapıyorlar. Onlara kızıyorum’ diyor. Ardından Erdoğan çıktı. Hepimiz döndük, baktık. ‘Hadi’ dedik, ‘Hadi bakalım ne diyeceksin?’ Tek kelime Trump’a eleştiri yok. Trump’a bir kelime eleştiri yok. Tanıyan ülkelere kafa tutan Trump’a dönüp de bir şey söylemek yerine, kendince hepimizin bildiği fotoğrafları oradan göstererek iktidar medyasının köpürtmeleriyle -mış gibi yapıyorlar. İsrail’e karşı -mış gibi yapılarak, Filistin dostuymuş gibi yapılarak savunulamaz. Cesaretle, kararlılıkla savunulur.”
“SÖZÜNÜN MÜREKKEBİ KURUMADAN SALDIRI BAŞLADI”
“Dün sekiz Müslüman ülke ile Trump toplantı yaptı. Toplantı çıkışında Erdoğan’a sordular, ‘Çok memnun kaldım’ dedi. Daha bu sözün mürekkebi kurumadan Gazze’ye yeni saldırı başladı, 30 masum insan öldü. Ben buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Çok memnun kaldığın toplantıdan dakikalar sonra 30 Filistinli katlediliyorsa, bu memnuniyet niyedir? Orada alınan kararlar nedir? Trump’ın oyuncağı olmanın, o toplantıya ana gündem diye Trump dönüyor, İsrail askerlerinin, esirlerin geri getirilmesini söylüyor. Açlığı, kıtlığı, öldürülen Filistinli bebeleri değil de İsrailli esirleri konuşmaya gitmiş oraya. Olacak iş değil. Çünkü bir muhtaçlık ilişkisi içindeler. İç politikada Trump’ın desteğine muhtaçlık duyuyor. Kurduğu ilişkide ilke yok, prensip yok. Maalesef karşılıklı çıkar ilişkileri var. Buradan Erdoğan’a soruyorum. Elbette başaramayacaksın ama diyelim ki başardın, Trump’ın desteğini aldın. Türkiye’de iktidarını sürdürdün. Filistinli 65 bin canın gitmesine değer mi senin iktidarın? Değer mi? Olmaz olsun öyle iktidar. Olmaz o olsun öyle iktidar.”
“BEN ALNINI KARIŞLARIM, ÖMER ÇELİK SUSUYOR”
“Trump‘tan randevu alabilmek için gizli gizli Trump’ın oğlunu İstanbul’da kabul etmeler, onunla Boeing uçakları üzerinden pazarlık yapmalar. Onun üzerinden Amerika’da canlı yayında Boeing siparişi vermeye söz vermeleri. Bunlar inkar etti, Trump kabul etti. Hepimizin gözünün içine baka baka 50 milyar dolarlık siparişi randevu karşılığında verdiği yetmezmiş gibi, dün akşam Trump’a jest olsun diye bir şey almadan, sırf masaya otururken Amerikan mallarından vergileri kaldırdı. Cevizden bademe, pirinçten alkole ve kömürden makyaj malzemesine, otomobile vergileri kaldırdı. Aynı gece Çin mallarına vergi getirdi. Trump’ı memnun etmek için hiçbir şey almadan, masaya otururken Trump’a jest yapmak için 150 milyon dolar vergiden vazgeçti. Yoksulluğu milletin sırtına yükle, Trump’ın vergilerini sil. Emekliye zam yapma, asgari ücretliye zam yapma, Trump’ın vergilerini kaldır. ABD’nin menfaatlerine, Trump’ın hoşuna gidecek işlere, Türkiye’nin kaynaklarını çarçur etmekten geri durmayan Erdoğan’a açıkça şunu söylüyorum. Randevu için paramızı harcadığın yetmedi, ülkenin itibarını da harcıyorsun. Dün Amerikan Dışişleri Bakanı çıktı, Erdoğan sadece şunu dedi diye. Sadece şunu dedi diye. Erdoğan’ın Filistin meselesinde ‘Trump savaşı bitirecekti, henüz bitiremedi’ dedi diye Amerikan televizyonuna, Dışişleri Bakanı çıktı diyor ki, kasıla kasıla üstten üstten alay ederek… ‘Bunlar böyledir. Konuşurlar. Sonra da kapımıza dayanırlar. Erdoğan da bunlardan biri. Randevu için yalvarıyorlar, beş dakika görüşmek, el sıkmak için yalvarıyorlar’ diyor. Erdoğan bu ülkede Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına bu lafı söyleyecek adamın alnını karışlarım. Ama maalesef bunlardan yine tık yok. “Bakın mevkidaşı TikTokçu Hakan, ağzını açıp da bir kelime söylemedi Amerikan Dışişleri Bakanı’na. Ömer Çelik… Kelli felli Ömer Çelik, çıktı televizyonlar karşısına, Amerikan Dışişleri Bakanı’na konuşacağına bu durumu eleştiren muhalefet milletvekillerine laf yetiştirmeye çalıştı. Ey Ömer Çelik, bulunduğunuz görevler gelir, geçer. Ama Amerikan Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’na, ‘Bizden randevu dileniyorlar’ diyecek ve sen susacaksın. Yazıklar olsun, yazıklar olsun.”
“YARIN TRUMP’IN KARŞISINA GEÇ VE KATLİAMI KONUŞ”
“Erdoğan’a son çağrımdır, Eyüpsultan meydanından son çağrımdır. Sana, ‘Aptal olma’ diye mektup yazdı, sustun, yuttun. ‘Ekonominizi mahvederim’ diye tehdit etti, duymadın, sustun, yuttun. ‘Rahip Brunson’u ver’ dedi, sem ‘Bizim papazı vermeden bu can bu bedende durdukça o rahip gitmeyecek’ dedin. Rahibi söktü aldı. Oval ofiste yanına kattı. Sana oradan alaycı gülüşlerle… Akıllı adam, ‘Rahibimi istedim, hemen yolladı’ dedi. Bunların hepsinde sustun. Şimdi yarın Trump’un karşısındasın. Trump’ın karşısına geç ve de ki ‘Ey Trump, Netanyahu senin dediğin gibi bir savaş kahramanı değil, savaş suçlusudur. İnsanlık suçu işliyor’ de. ‘Amerikadakilerin eline, Filistinli masumların kanı bulaşıyor’ de. ‘Gazze’yi boşaltacağım sözünü kabul etmiyorum’ de. ‘Katliamın da karşısındayım tehcir de karşısındayım’ de. De ki ona, ‘Dışişleri Bakanın ayağını denk alsın. O kim oluyor da öyle konuşuyor’ de. Bunları diyebilirsen Amerika dönüşü Esenboğa’da Ana Muhalefet Lideri olarak seni karşılayacağım, seni tebrik edeceğim. Ama biliyorum ki orada dik durmak yerine baş eğeceksin. Biliyorum ki kendi çıkarların için bu ülkeye yapılan bu saygısızlıklara sessiz kalacaksın. Yıllardır ‘Filistin meselesi benim meselem’ diyorsun. ‘Filistin hassasiyetim var’ diyorsun. Şimdi Filistin’i bırakmışsın, Trump’ın gözünün içine baygın baygın bakıyorsun. Buradan Türk milletine, Erdoğan’ı, İsrail’deki soykırıma yol açan, yol veren Trump’a teslim olan Erdoğan’ı şikayet ediyorum.”
“CESUR OLUN Kİ HANZALA’NIN YÜZÜ BİZE DÖNSÜN”
“Filistin, Türkiye’nin meselesidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak üçüncü Genel Başkanımız, rahmetli Başbakanımız Karaoğlan Bülent Ecevit‘in durduğu yerdeyiz. Yaser Arafat’ın koluna giren, elini tutan Bülent Ecevit‘in durduğu yerdeyiz. Bak Erdoğan, sen milli görüş ceketini çıkardın gittin. Başkalarıyla birlikte oldun. Biz Necmettin Erbakan Hoca’nın oğluyla da, geldiği siyasi parti ile de kol kola Filistin meselesinde yan yanayız. Bu cesareti gösteriyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasında durduğu yerdeyiz. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bilhassa şunun için teşekkür ediyorum. ‘Ben ne yapabilirim?’ diyorsunuz ya, ben de size diyorum ya ‘Nereye çağrılırsanız oraya gidin. Sokaksa sokak, meydansa meydan, eylemse eylem. Bugün başka bir şey konuşmadan, burada, bu meydanda Filistin bayrakları elimizde toplandık. Çünkü gün Filistin’e sahip çıkma günüdür. 1969’da arkası dönük bir çocuk olarak resmedilen Hanzala hala 10 yaşındadır. Hanzala o gündür bugündür yüzünü bize dönememiştir. Filistin’deki zulüm bitmemiştir. Ölen çocukların her birisi bugün yine Hanzala’dır. Cesur olun ki Hanzala yüzünü bize dönsün. Cesur olun ki bütün çocuklar kurtulsun, bütün zulümler bitsin. Türkiye’de de söylüyoruz, dünyadaki bütün mazlumlara da söylüyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Filistin’de öldürülen, başından vurulan daha sonra hep beraber Didim’de defnettiğimiz Ayşenur Ezgi Eygi kızımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Ailesini bu meydandan saygıyla selamlıyorum. Amerika’da tutuklanan Türkiye’nin yalnız bıraktığı Rümeysa Öztürk kardeşim gibi, dünya görüşleri ne olursa olsun en soldan en sağdan, ama zulme direnenlere, mücadeleyi seçenlere ve zalimlerin karşısında cesaret gösterenlere selam olsun.”
“HÜCRELERİNDEN FİLİSTİN İÇİN ÇARPIYOR YÜREKLERİ”
“Bugün burayı Türkiye’nin dört bir tarafındaki cezaevlerinde siyasi tutuklular ve tutsaklar izliyor. Buradan siyasi görüşlerinden dolayı, mücadelelerinden dolayı cezaevlerinde tutulan tüm arkadaşlarımıza selam olsun. Her eylemde ışıklarımızı yakıp arkadaşlarımızı selamladık. Yiğidim Aslanım’ı çaldık ve onları selamladık. Ancak bugün ışıklarımızı Filistin için yakıyoruz. Onların da 12 metrelik hücrelerinden Filistin’le birlikte çarpıyor yürekleri. Yüksek müsaadelerinizle Genel Başkanlarımızı, İstanbul’un seçilmiş İl Başkanını, bugün iradesi haczedilmeye çalışılan Özgür Çelik’i, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekilimizi, Ekrem Başkanımızın çok değerli eşini ve burayı şereflendiren siyasi partilerin Genel Başkanlarına eşlik eden tüm il başkanlarımızı buraya davet ediyoruz. Kuvvetli alkışlarınızla. Ve Emel’den her konserinde Filistinli çocuklar için, Filistinliler için bayrak açan, Filistinli çocukları unutmayan, Tunuslu sanatçı Emel’den onun rüyasını Filistin için ışıklarımızla birlikte eşlik ederek tekrar ediyoruz. Yaşasın Filistin, yaşasın Filistin’in özgürlüğü, kahrolsun emperyalizm, yok olsun zulümler, yaşasın zulme karşı direnenler. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”