Talihsizlikler arka arkaya gelince insan bazen karamsar oluyor…
Çoktandır sosyal medyadan da uzak kaldık. Ne oldu ne bitti çok da emin değilim ama, ülkem için iyi şeyler, güzel işler yapılacağından eminim…
Bu mealde, yazmadığım ülke gerçeğine de bir nebze olsun çorbada tuzumuz olsun mantığı ile hazır yaklaşmışken, İstanbul seçimini kaosa çevirmenin bir mantığı yok serzenişi ile tekrar yazmaya başlamanın verdiği bir haz ile yeniden merhaba…
13 bin oy fark yiyen ve YSK’ya itiraz ettikten sonra 805 bin oy fark yediği bir iktidarın bu gün ülkemizi yönettiğini unutmayalım..
İşin aslına, olayın özüne gelirsek eğer, erime aşamasındalar. Eriyorlar…
Sığınacakları liman, tutacakları dal kalmadı.. Kendi içlerinde kaos yaşıyorlar. O demir attıkları limanda poyraz esiyor, artık rüzgara karşı duramıyorlar. Yolun sonu henüz değil ama beklentiler fırtınaya yakalanacaklarını haber veriyor…
Çoğu gitti azı kaldı. Bir atasözü, 'Hırsız içerdense oğul kapı kilit tutmaz' der..
Kendi kendinizi bölecek ve yok edeceksiniz…
Ne acıdır ki; En güvendikleriniz siz hezimete uğratacak…
Kibir ve kendini beğenmişlik sonunuzu getirecek…
İşte o zaman kendinize geleceksiniz ama, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak…
Demedi demeyin, balkon konuşmasına bile hasret kalacaksınız…
