Sedat Peker bu kez savcılara seslendi...

Gazeteci Sabahattin Önkibar, Sedat Peker'in eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ve Cengiz Holding sahibi Mehmet Cengiz ile ilgili iddialarını doğruladı. Peker, Önkibar'ı paylaşarak "Soruşturmayı başlatmak için başka ne delile ihtiyacınız var" dedi.

Hakkında organize suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla iddianame hazırlanan ve yargılanmaya başlanan Sedat Peker, dün yaptığı paylaşımların ardından "Deli Çavuş" adlı Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.

Sedat Peker açıklamasında, Kırşehir Cezaevi’nde olduğu 1998 yılında, Mehmet Cengiz’in kendisini ziyarete geldiğini, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz ile ilgili elindeki bilgi, belgeler karşılığında 5 milyon dolar alıp tahliye edildiğine dair ifadelerini hatırlattı.

Dünkü açıklamasında gazeteci Sabahttin Önkibar’dan da bahseden Peker, bugünkü paylaşımına Önkibar’ın YouTube hesabından yaptığı yayından bir kesite yer verdi.

ÖNKİBAR DA DOĞRULADI

Sabahattin Önkibar’ın açıklamasında, Mesut Yılmaz’ın bir gün telefon edip, Nene Hatun Caddesi’ndeki çalışma ofisine çağırdığını, “Sen bütün Rizelileri tanıyorsun Sedat Peker’le dostluğun var mı?” diye sorduğunu kendisinin ise tanışıklığının olmadığını söylediğini anlattı.

Önkibar devamında, Yılmaz’ın “oyun” oynarkenki görüntülerinin Peker’in elinde olduğunu söylediğini ve Mehmet Cengiz’in aracı olduğunu ifade ettiğini anlattı.

Peker, Önkibar’ın söz konusu açıklamasını paylaşarak şunları ifade etti:

“Sayın savcılar, beni duyuyor musunuz? Şantaj yaptım diyorum, devrin başbakanına yaptım diyorum, mehmet cengiz de aracıydı diyorum. Paraların hangi akrabamızın hesabına yattığını söylüyorum. Akrabam Zafer Salman olayı doğruluyor. Bankalara neden bir yazı yazmıyorsunuz? Haricen dediklerimi doğrulayan bir çok da delil çıktı. Bunlar yetmez mi? Ben suç örgütü lideriyim. Mesut Yılmaz’ın o dönem ki en yakını olan yılların saygın gazetecisi Sabahattin abi ( Önkibar), bakın kendisi de Mesut Yılmaz’ın ağzından olayı bugün anlatmış. Soruşturmayı başlatmak için başka ne delile ihtiyacınız var, söyleyin ben vereyim. 40 yaşından genç kardeşlerim, her zaman ne derim; ‘Doğruların gözle görülmeyen orduları vardır ve onlar tam zamanında yetişirler’”