USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Mehmet Uçum'dan 'Terörsüz Türkiye' çıkışı: İsim vermeden DEM Parti'yi hedef aldı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, 'Terörsüz Türkiye' sürecine ilişkin kaleme aldığı yazısında isim vermeden DEM Parti'ye yüklendi. Uçum,

Mehmet Uçum'dan 'Terörsüz Türkiye' çıkışı: İsim vermeden DEM Parti'yi hedef aldı
15-06-2025 13:39
15-06-2025 13:53
Google News

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, X hesabından yaptığı 'Pazar Yazısı' başlıklı açıklamalarına devam ediyor.

"Terörsüz Türkiye hedefi demokratik siyasetin münakaşa konusu olamaz" diyen Uçum'un paylaşımında şu ifadeler yer aldı:

"Terörsüz Türkiye hedefi kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız bir şekilde yürürlüğe sokulmuş bir devlet politikasıdır.

İmralı çağrısı ve fesih kararı ile bu hedefin muhatapları isteneni yaptı. Bundan sonraki boyut fesih kararının sonuçlarının pratikte gerçekleşmesidir.

"MUHATTAP LEGAL AKTÖRLER DEĞİL"

Silahların teslimi, münfesih terör örgütü mensuplarına ilişkin uygulamalar teknik konudur. Teknik süreç siyasi gündeme malzeme yapılamaz. Teknik uygulamalar üzerinden herhangi bir konuda pazarlık arayışına girilemez. Bu husus demokratik siyaset ortamında konu bile edilmemelidir. Terörsüz Türkiye hedefinin pratik ve teknik konulardaki muhatabı legal aktörler değildir.

Hiç kimse muhatabı olmadığı bir teknik sürecin tarafı gibi davranmamalı, yersiz bir şekilde durumdan vazife çıkarmamalıdır. Terörle bağını reddeden legal siyasetin kendini örgütün yerine koyan mesajlardan kaçınması gerekir.

"AKSİ HALDE ANILAN LEGAL KESİM..."

Silahın, terörün sorumluluğunu üstlenmeden silah adına söz söylenmesi kimsenin kabul edeceği bir durum değildir. Aksi halde anılan legal kesim bundan sonra çok daha ağır bir meşruiyet sorunuyla karşı karşıya kalır.

Terörsüz Türkiye hedefinin son aşaması yürürlüğe konuncaya kadar; ilgili legal siyasetin terör vesayetine karşı çıkmadığı ve terörün tasfiyesi için yeterince çaba göstermediği, terör örgütünün ise varlığının anlamsızlaşması konusunda açık bir muhasebe yapmadığı bir realitedir. Bugünkü Devlet İnisiyatifinin ve devamında Öcalan’ın çağrısının gündeme gelmesinde bunların da etkisi vardır. Dolayısıyla hem münfesih örgütün unsurları hem de legal siyasetin temsilcileri her fırsatta ifade ettikleri Öcalan’ın nihai karar iradesine ilişkin kabullerinde şüphe oluşturacak yaklaşımlardan kaçınmalıdır.

Öte yandan bazı legal siyasi yapılar üzerindeki terör vesayetinin bittiği İmralı çağrısı ve fesih kararıyla ilan edildi. Buna rağmen kimi unsurlar halen daha terör vesayeti varsayımıyla siyaset yapılmasını teşvik ve tercih ederlerse ciddi yanlışa düşerler. Bu alışkanlıktan uzaklaşılmalıdır. Bağımsız demokratik siyaset yapma imkanına değer verilmeli ve bu imkan etkili kullanılmalıdır.

Terörsüz Türkiye hedefine yönelik fikri provokasyonlara karşı sorumluluk sahibi herkesin teyakkuzda olması gerekir. Yine kullanılan dilde, yapılan açıklamalarda, tercih edilen söylemlerde istismara açık ve çarpıtılacak yaklaşımlardan uzak durulması son derece önemlidir.

Demokratik siyaset yapan herkesin Terörsüz Türkiye hedefine tam destek vermesi ve pratik sonuçların gerçekleşmesi konusunda kararlılık göstermesi tarihsel sorumluluktur. Bugün terör devleti ve soykırımcı İsrail’in bölgeye yönelik artan tehditleri de dikkate alındığında bu tarihsel sorumluluk konusunda tereddüt yaşayanlar büyük hata yaparlar.

Terörsüz Türkiye hedefinin pratik sonuçları tamamlandıktan sonra demokrasi ve hukuk reformu sürecini çok daha ileri taşıyacak bir döneme girileceği bilinciyle hareket etmek doğru olandır.

Bir diğer önemli konu; Sayın Bahçeli’nin TBMM’de kurulması çağrısı yaptığı Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonunun pratik sonuçlar gerçekleştikten sonra gündeme geleceği bilinmesine rağmen bazılarının bu teklifi teknik süreçlerin bir ön şartı olarak dile getirmesi tam bir çarpıtmadır. Sayın Bahçeli’nin tarihsel önemdeki Komisyon çağrısı ve bu tip yapıcı yaklaşımlar özenle ele alınmalı ve istismar edilmesi önlenmelidir.

Terörsüz Türkiye hedefini takiben Meclisin ve siyasi partilerin halkla birlikte yeni anayasa çalışmasına odaklanacağı, Türkiye’nin demokratikleşme sürecini yeni anayasa ile tamamlamak için daha somut çalışmalar yapılacağı öngörülmektedir. Bu sorumluluk meşru olanlar dışında hiçbir aktörle paylaşılamaz.

Sonuç olarak Türkiye’nin coğrafi bütünlüğünü, siyasi birliğini, iç ve dış güvenliğini koruyan ve güçlendiren, Cumhuriyetin ilkelerine ve demokratik birikime dayanan, herkesin eksiklik duymadan sahiplendiği yeni bir anayasa için Terörsüz Türkiye’ye geçişle birlikte çok daha uygun koşulların oluşacağı açıktır."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü