
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin genel merkezinde terör örgütü PKK'nın fesih açıklamasına karşılık düzenlediği basın açıklamasında bildiriyi sert sözlerle eleştirdi.
PKK terör örgütünün bugünkü fesih açıklamasının ardından İYİ Parti lideri Dervişoğlu partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada sert ifadelerle bildiriyi eleştirdi.
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"BUNUN ADI AÇIKÇA İHANETTİR"
"Beştepe, Balgat ve küresel ortakları bölücü terör örgütünün sözde kongresinin dört gözle bekledikleri sözde kongresinin sonuç bildirisi nihayet bugün açıklanmıştır.
Varoluşunu ve eylemlerini Türk Devleti'ni, Türk Bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti'ni inkar ve büyük Türk milletinin aziz yurttaşlarının toplumsal huzurunu imha üzerine inşa etmiş bir hain terör örgütü Cumhuriyet tarihimizde örneğine rastlanamayan ihanetle kalkışmanın cüretini bu iktidar ve ortaklarından almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk Milleti bu ihanet açıklamasını kabul etmez ve edemez. Aksi durum Türk Devleti'nin hain terör örgütüyle mütekabil hale getirilmesi ve teröre teslim olmasıdır. Devletin yöneten iktidar ve ortakları için bunun adı artık açıkça ihanettir.
Büyük Türk Milleti’ne sesleniyoruz! #BuBirKalkışmadır https://t.co/u0Sn7dhCSe
— İYİ Parti (@iyiparti) May 12, 2025
"KAYBEDEN TÜRK MİLLETİDİR"
Kahraman TSK'nın, emniyet güçlerimizin, bölgedeki korucularımızın mücadelesiyle bitirilme noktasına gelen terör örgütü maalesef iktidar ve yerel ortaklarının ömür boyu başkanlık ve siyasi hesapları, küresel ortaklarının talimatları ve stratejileriyle PKK terör örgütü olmayan bir savaşın galibi, olmayan bir barışın aktörü haline getirilmiştir.
Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki; PKK hedef ver amaçlarından geri adım atmamıştır. Özellikle altını çizmek isterim ki Lozan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Açıklamada Lozan'ı inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı iddia edilmektedir. Böyle bir durumda başarı ve müjdeden bahsedebilen iktidara iktidara ve çığırtkanlarına birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz: Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesini verme sözü verdiniz de Lozan'a karşı başardık demektedirler.
Bir terör örgütü Lozan'a karşılık zafer ilan ediyorsa, Türk Devleti'ni ve bu süreci yönetenler kalkışmanın faili olmaktan kaçamazlar. Görmüyor musunuz terör örgütü zaferini ilan ediyor. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Kazanan PKK ise kaybeden Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.
"TBMM'NİN ÜSTLENECEĞİ SORUMLULUK NEDİR?"
Bu bildiriden sonra kuyruğa giren iktidar sözcülerinin açıklamaları da akıllara ziyandır. Cumhurbaşkanının danışmanlarından birinin sözleri nasıl bir ihanetle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Terör örgütünün bildirisi için, Kürt'lerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti ile birleşmesinin tarihler teyidi ve ilanıdır demek aklın ve vicdanın iflasıdır. Çünkü Kürt kardeşlerimizin Cumhuriyet'in onurlu yurttaşları oldukları 29 Ekim 1923'te zaten teyit ve ilan edilmiştir.
Büyük Türk Milleti, bir başka soru da evlatlarımızın katiline özgürlük vaadidir. Yasa dışı örgütün, yasa dışı kongresinde alınan kararlar için sarf edilen şu sözlerin üzerinde de düşünmek gerekir. Teröristbaşının süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyaset hakkı ve hukuki güvence talep ediliyor. Bu aşamadan sonra TBMM'nin de rolünü oymaması isteniyor. İktidara soruyorum pazarlık yoksa bu ne demektir? Pazarlık yaptıysanız, bu alçağa özgürlük verip elini kolunu sallayarak siyaset yapmasına müsaade mi edeceksiniz? Büyük Türk Milleti'nin alacağı ve üstleneceği sorumluluk nedir?
SURİYE'DEKİ GELİŞMELER
Yüce Meclis'i daha başka nasıl bir tuzağa çekmek niyetindesiniz. Türk-Kürt kardeşliği gibi ekran koruyucu sözlere sakın bakmayın. Kardeşliğe 40 yıl kurşun sıkmış alçak bir örgüt kardeşlikten asla bahsedemez çünkü bu kardeşlik nutuklarıyla bizi kandırmak isteyen örgüt silahlarını evlatlarımıza yöneltmiş kalleşlerdir. Geldiğimiz noktada uyanık olmak ve özellikle Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeleri dikkatle izlemek ve müdahale etmek mecburiyetindeyiz. İktidara açık açık soruyorum; içeride PKK üzerinden PR yaparken KCK-PCK ve YPG'nin Suriye'de kurduğu ve 26 Nisan tarihinde Kamışlı'da ilan ettiği özerk yapıyla ilgili ne düşünüyorsunuz.
ABD-Fransa-PKK-PYD-SDG-DEM Parti ve Barzani ortaklığıyla 26 Nisan 2025 tarihinde Kamışlı'da alınan kararlara dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu kararlarda Suriye adem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülecektir. Federal yapılar oluşturulacak, devletin bayrağı, ismi, milli marşı değişecektir.
PKK-YPG unsurlarının hakları yasal güvence altına alınacaktır. Hani siz Suriye fatihiydiniz? Hani KCK-YPG-PKK Suriye'de silah bırakmıştı.
'SOYKIRIM' TEPKİSİ
PKK'nın alt örgütlerinden biri PKK ise bir diğer unsur da YPG ve PYD'dir. Cumhuriyet hükümeti olarak bu konuda hangi kararları alacaksınız ve hangi adımları atacaksınız? PYD/YPG'nin Amerikan bayraklarının gölgesinde Suriye'de kuruluşunu yürüttüğü teröristana karşı ne yapacaksınız? 26 Nisan'da Suriye'de ilan edilen KCK, YPG, PKK otonom devlet yapısının devamı niteliğindeki toplantı 10 Mayıs tarihinde Diyarbakır'da yapılmıştır. DEM Parti başta olmak üzere 301 etnik bölücü parti ve STK'nın katıldığı sözde birlik inisiyatifinin karar metninde aynen şu ifadeler yer almaktadır: "Ulusal birliğin önünü açan bu konferansa emek veren dört parça Kürdistan'daki tüm örgütleri, liderleri ve kurumları kutluyorlarmış." Dört parçalı Kürdistan'ın ulusal birliğinin önündeki engellerin aşılması beyanı alenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin parçalanması hezeyanıdır. Bu hezeyanlarla cumhuriyet devletinin üniter ve milli devlet yapısını hedef alanları buradan uyarıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nden ve Türk milletinden toprak talep edenlerin akıbeti bizim tarihi sicilimizden bellidir. Terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti'ni soykırım ile suçlayan açıklaması, bu açıklamanın da başarı ya da müjde olarak sunulması artık gaflet ve delalet değil doğrudan doğruya ihanettir. Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni soykırımcı olmakla isnat eden bu açıklamayı muhatap alan ve zımnen de olsa kabullenen her kim varsa tarih ve millet nezdinde gün gelecek mutlaka hesap verecektir. Büyük Türk milleti, tekraren ifade etmek isterim ki AK Parti iktidarı ve ortağı tarafından "Terörsüz Türkiye" başlığıyla başlatılan süreç bugün terör örgütünün yaptığı açıklama ve "demokratik siyaset" ambalajıyla Türk vatanı ve Türk milleti açısından tehlikeli bir kalkışmaya dönüşmüştür.
"CUMHURİYET'İN TAPU SENEDİ LOZAN"
Cumhurbaşkanı ve paydaşlarının "Terör örgütü hiçbir pazarlık yapılmadan silah bırakacağı" şeklinde savundukları sürecin geldiği noktada Türkiye'nin bugününün ve istikbalinin pazarlık konusu olduğu ortaya çıkmıştır. Üzülerek ifade ediyorum ki düğmeye bastıkları günden bu yana yaptığımız uyarılarda, sorduğumuz sorularda hep haklı çıktık. "Pazarlık var." dedik. Arsızca "Yok." dediler. Haklılarmış. Ortada bir pazarlık da yok, doğrudan doğruya teslimiyet varmış. "Öcalan'a özgürlüğün ve siyasetin yolu açılacak. Bunu Türk milletine yapamazsınız." dedik. "Yalan." dediler. Ancak, açıklamadan anlıyoruz ki terör örgütü bu konuda talepkar ve kararlı, iktidar ise terörist başına bugün ikametgah arıyor. "Türk milleti tanımına, tanımını değiştirmeye cüret ediyorlar." dedik. "Yok öyle bir şey." dediler. Ancak açıklamada tapu senedimiz Lozan'a yapılan saldırıdan anlıyoruz ki bu noktada da teslim olmuşlardır. "Lozan Anlaşması'na karşı verilen silahlı mücadele amacına ulaşmıştır." deniliyor. Görüyoruz ki burada da teslim olmuşlardır. Haklı çıkacağını bilse de insanın "İnşallah olmaz." dediği zamanlar vardır. O zamanlardayız. Haklı çıkacağımızı biliyorduk ve yine biliyoruz ki iktidarın ve ortağının aylardır söylediği kapkara yalanlar bugün gerçeğin aydınlığıyla gün gibi ortadadır. Çünkü biz hem ağababalarını hem terör örgütünü çok iyi tanıyoruz. Varlık sebeplerini de çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi Lozan Anlaşması'nı hedef alan ifadeler bize gösteriyor ki iktidarın da aralarında olduğu güçler artık gemiyi azıya almışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedi Lozan'ı hedef alan açıklama gösteriyor ki hain terör örgütüyle iktidar ve ortaklarının hedefleri en başından beri zaten aynıymış. Büyük Türk milletinin huzurunda bir kere daha ilan ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti onu idare ettiğini zannedenlerin değil, cumhuriyeti koruma sevdasıyla donanmış Büyük Türk milletinindir. Türkiye'nin cesur evlatları buradadır. İYİ Parti buradadır. Bu ihanete asla geçit vermeyecektir. Herkes müsterih olsun. Ey vatan, gözyaşların dinsin. Yetiştik çünkü biz.
"LOZAN PARKI'NDA BULUŞMAYA DAVET EDİYORUM"
Ayrıca bu hafta, ayrıca bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapmayı planladığımız grup toplantısını büyük bir katılımla bütün bu olanları protesto etmek amacıyla Çankaya Birlik Mahallesi'ndeki Lozan Parkı'nda gerçekleştiriyoruz. Bütün Ankaralıları ve milletimizi Lozan Parkı'nda buluşmaya davet ediyorum. Yarın saat 12.00'de, yani çarşamba günü saat 12.00'de tapusu delinmek istenen Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve hukukunu savunmak üzere Lozan Parkı'nda buluşmaya davet ediyorum.