Yargıtay ve AYM kararlarına göre TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay'ın tahliye edilmesi gerekiyor. Avukat Akçay Taşçı, tahliyenin tartışma gerektirmeyen bir zorunluluk olduğunu söyledi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP), 14 Mayıs'taki milletvekili seçimlerinde oransal olarak en çok oyu Hatay'da aldı.
Gezi davasında 18 yıl hapis cezası verilerek 25 Nisan 2022'de tutuklanan avukat Can Atalay, TİP'ten milletvekili seçildi.
Milletvekili mazbatasını da alan Atalay'ın tahliye edilmesi için Yargıtay'a başvuru yapıldı ancak hala hapishanede tutuluyor.
ANAYASA NE DİYOR?
Gazete Duvar'dan Can Bursalı'nın haberine göre; Anayasa'nın 83. maddesinde, yasama dokunulmazlığı tarif ediliyor. Milletvekili dokunulmazlığı olarak da bilinen yasama dokunulmazlığıyla ilgili anayasada şu ifadeler yer alıyor:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez."
TEK İSTİSNA 14. MADDE
83. maddede, milletvekili seçilen bir kişinin yasama dokunulmazlığı hakkı kazanmasının önünde tek bir engel bulunuyor. Soruşturmasına seçimden önce başlanılmış olma şartıyla, Anayasa'nın 14. maddesindeki "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz" hükmünü içeren bir suç işlenmesi halinde dokunulmazlık hakkı kullanılamıyor.
18 YIL HAPİS CEZASI VERİLMİŞTİ
TİP'ten milletvekili seçilen Can Atalay, yargılandığı Gezi Davası'nda, Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinde yer alan "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf mahkemesinin de onadığı bu karar Yargıtay aşamasında.
Yani Atalay hakkında kesinleşmiş bir hüküm yok.
CUMHURİYET DAVASINDA ŞIK'IN VEKİLLİĞİ BOZMA GEREKÇESİ OLMUŞTU
Ayrıca, Cumhuriyet davasında bozma kararı veren Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bozma gerekçelerinden biri de, davada 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Ahmet Şık'ın milletvekili seçilmiş olmasına rağmen hakkındaki cezanın onanmasıydı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, "terör örgütüne üye olma" suçunu işlediği gerekçesiyle hapis cezası verilen Şık'ın milletvekili seçilmesi nedeniyle anayasanın 83. maddesinde yer alan yasama dokunulmazlığı hakkını kazandığına vurgu yapıyordu.
AYM'YE GÖRE 14. MADDEDE BELİRSİZLİK VAR
Atalay'a "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla verilen ve henüz kesinleşmeyen hapis cezası, dokunulmazlık hakkını kullanamama riskini ortaya çıkarıyor. Buna gerekçe olarak da anayasanın 14. maddesindeki "Demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetlerde bulunulamaz" hükmü gösteriliyor.
Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 4 Temmuz 2022'deki Leyla Güven'in başvurusunda verdiği kararda, Anayasa'nın 14. maddesiyle ilgili belirsizlik olduğu ifade ediliyor. Yüksek mahkemenin kararında, "Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında olup bu itibarla yasama dokunulmazlığının istisnasını oluşturan suçların neler olduğuna yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir" ifadeleri yer alıyor. Anayasa Mahkemesi bu gerekçeden yola çıkarak Leyla Güven’in kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermişti.
AVUKAT TAŞÇI: TARTIŞMAYA YER YOK; TAHLİYE EDİLMESİ ZORUNLU
Can Atalay'ın avukatlarından Akçay Taşçı, "Seçilmiş bir milletvekilinin tahliyesi hukuken tartışmalı değil yasal bir zorunluluktur" dedi. "Anayasanın 83. maddesi hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde, milletvekilinin TBMM kararı olmaksızın hapiste tutulmasının mümkün olmadığını söyler" diyen Taşçı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Cumhuriyet davasındaki bozma kararının gerekçelerinden birinin Ahmet Şık'ın milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması gerektiğine yönelik hüküm olduğuna vurgu yaptı.
Taşçı, "Can Atalay'ın bir gün dahi vakit kaybetmeksizin cezaevinden tahliyesi hukuken zorunludur" ifadelerini de kullandı.