USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ŞEHİTLİK Meselesi

ÖLEN, Mısır’ın devrik lideri MUHAMMED MURSİ’nin

ŞEHİT sayılıp sayılmayacağı hususunda sorular sorulmakta olduğunu görmekteyim.

Ahâli TEREDDÜT içerisinde.
Onun içindir ki, bu mevzuya ben de biraz baktım ve aşağıya yazdım:

Kur’an’a göre Allah yolunda öldürülenler veya ölenler şehittir. 
Vatan savunmasında ölenler de, doğru olarak, buna dahil edilmiştir.

Sonra araya HADİS-i Şerifler girmiş ve ŞEHİTLİK çeşitleri genişlemiştir.
Hep beraber bakalım hele, kaç çeşit şehitlik varmış. 
HADÎS-i Şeriflerde ŞEHİTLİK çeşitleri :

1-TÂÛN (VEBÂ) ümmetim için bir şehâdet vesilesidir. Ve cinlerden olan düşmanımıza karşı kuvvettir. Eseri, erkeklerin koltuk altlarında ve burun yumuşaklığında zahir olur. Ondan KAÇAN, HARP FİRÂRÎSİ gibidir. Ona karşı SABREDEN kişi, Allah yolunda CİHAT eden kişi gibidir. (Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî, Râmûz’ül Ehâdîs)

2-Ümmetimi ancak TÂÛN (vebâ hastalığı) tüketebilir. Tâûn, deve guddesi gibi bir guddedir. Onun geldiği ülkenin içinde ikamet edip de, ölen, ŞEHİT gibidir. Oradan KAÇAN, HARPTEN KAÇMIŞ gibidir. (Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî, Râmûz’ül Ehâdîs)

3-Hz. Aişe (r.anha) anlatıyor: Tâûn, Allah’ın, DİLEDİĞİNE göndermiş olduğu bir azaptır. Onu, Allah, mü’minler için RAHMET kılmıştır. Bir kimse, vuku bulduğu ülkesinde SABREDER bekler ve “başıma, ancak Allah onu takdir etmişse gelir” diye fikir yürütürse, Allah, muhakkak ki, ona bir ŞEHİT ecri ihsan eder. (Buharî (5653), İmam-ı Nevevî, Riyâz’üs Sâlihin Tercümesi. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî, Râmûz’ül Ehâdîs)

(“TÂÛN, toplu ölümlere neden olan salgın bir hastalığın adıdır ... Tâûnun, vebâ hastalığının alt bölümü olduğu bildirilmiştir. Bazı hadîslerde tâûn için, ‘CİNLERDEN olan düşmanlarımızın DÜRTÜP yaralamasıdır’ buyurulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV. 395, 413, 417.)

Tâûn, yani salgın hastalıkların, İsrailoğulları’na veya önceki bir kavme gönderilmiş bir azab olması, söz konusu toplumun bir suçtan ötürü Allah tarafından cezalandırılması olarak anlaşılabilir. Bu salgına neden olan suçu işleyenler cezalarını çeker, salgından kurtulamayan masûmlar ise bu afetten dolayı SEVÂB ve ecir alırlar. Bu nedenle mü’minler, böyle bir hastalığa işledikleri suçtan dolayı değil de etrafta baş gösteren salgın nedeniyle tutulduklarından dolayı kendilerine ecir ve SEVÂB olarak ŞEHİTLİK sevabı verileceği bildirilmiştir....” )(Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh’deki hadis açıklaması)

4-ŞEHİTLER beş (kısım) dır: VEBÂ hastalığından ve KARIN AĞRISINDAN ölen, BOĞULAN, ENKAZ altında kalarak ölen ve Allah yolunda şehit olan. (Buharî, Sahîh-i Buhârî Muhtasarı)

5-Taûn (vebâ hastalığı), boğulmak, karın hastalığı (kolera), yangın, doğum (gibi sebeblerle ölmek) ümmetim için ŞEHİTLİK. (Safvan bini Umeyye r.a)

6-Tâûn, size bir RAHMETTİR, Peygamberinizin DUASIDIR. Sizden önceki SALİHLERİN ölüm sebebidir ve o ŞEHÂDET vesilesidir. (Ahmed Ziyâüddîn Râmûz’ül Ehâdis)

7-MIZRAKLA öldürülmek, tâûn, üstüne bir DUVAR veya evin GÖÇMESİ, yırtıcı hayvanların PARÇALAMASI, BOĞULMAK, YANMAK, KARIN HASTALIĞINA yakalanmak, ZATÜLCENB hastalığından ölmek, ŞEHÂDETTİR. (Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî, Râmûz’ül Ehâdis. Müslim: Ebi Hureyre “r.a.”)

Buna göre;
1)Öncelikle VEBÂ hastalığından KAÇMAYARAK ölümü bekleyip ÖLENLER.
2)Üzerine DUVAR yıkılanlar.
3)MIZRAKLA öldürülenler.
4)BOĞULANLAR.
5)YANANLAR.
6)KARIN AĞRISINDAN ölenler.
7)KOLERADAN ölenler.
8)DOĞUM esnasında ölenler.
9)ZATÜLCENB hastalığından ölenler.
10)Hayvanların PARÇALAMASI sebebiyle ölenler.

Bu liste dışında bir sebeble ölmüş olmak ŞEHİTLİK için yeterli değildir.
Mesela, Mızrakla değil de BIÇAKLA veya OK ile öldürülen;
Vebâdan veya koleradan değil de KALB krizinden ölen.
Zatülcenp hastalığından değil de GRİPTEN ölen
Şehit SAYILMAZ.

Ve de bunlara HÛRİ verilmez.

Buna göre, Müslüman ülkelerdeki Müslümanların ZULMÜNDEN kaçıp da KÂFİRLERİN koltuk altlarına, etek altlarına sığınmak için AKDENİZ’de BOĞULAN MÜSLÜMANLAR da ŞEHİTTİR.

Ancak, bu MUHAMMED MURSİ’nin ne olacağını ben bilemem.
Bu vaziyete göre, MUHAMMED MURSİ’nin ŞEHİT sayılıp sayılmayacağı ve kendisine HÛRİ-GILMAN verilip verilmeyeceği hususunda NİHAT NAKİTOĞLU Hocaefendi'nin başkanlığında ve içinde CÜBBELİ Ahmet Hoca'nın da bulunacağı, ÜNLÜ İSLÂM ÂLİMLERİNİN toplanıp karar vermesi;

Veya bu hususta yeni bi HADİS bulunması icab etmektedir. 
Arz eylerim efendim.

(GILMAN, tüysüz ERKEK çocuk demektir ve Tûr Sûresi 24. âyette, Cennette Hûrilere ilaveten verileceği söylenen Cennetlik ikramdır.)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?