
Zafer Partisi Kurucu Üyesi Mehmet Pamuk, Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından Türkiye’ye yönelik yapılan güvenlik uyarılarına sert tepki gösterdi. Türkiye’nin adeta krizlerin hedefi ve seyircisi haline getirildiğini belirten Pamuk, bölgedeki gelişmelerin doğrudan ülkemizi ve özellikle Güneydoğu illerimizi tehdit ettiğini ifade etti.
Pamuk açıklamasında şöyle konuştu:
“Amerika ve İsrail, İran’a bomba atarken, Türkiye’yi uyarı listesine alıyor. Kendi vatandaşına ‘Türkiye’yi terk edin’ diyor. Elin askeri bombayı atıyor, biz güvenlik uyarılarına konu oluyoruz. Bu nasıl bir denklem?”
Pamuk, Türkiye’nin bölgedeki krizlere seyirci değil, söz sahibi olması gerektiğini vurgularken, dış politikanın milli güvenlikten ve milletin refahından taviz vermeyecek şekilde şekillendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Bu tablo, Türkiye’nin dış politikada nasıl edilgen bir konuma sürüklendiğini açıkça ortaya koyuyor. Başkalarının yaptığı hamlelerin bedelini biz ödüyoruz. Nükleer sızıntı, füze karşılığı, bölgesel yayılma gibi tehditlerin faturası neden Gaziantep’e, Şanlıurfa’ya, Diyarbakır’a kesilsin?” diye soran Pamuk, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 22 ilişkin kapsayan, vatandaşların tedirginliğini gündeme taşıdı.
Mehmet Pamuk sözlerine şöyle devam etti:
“Bu milletin huzuru, başka ülkelerin hesaplarına kurban edilemez. Türkiye, müttefik görünümlü maceracıların krizlerinin değil, kendi halkının güvenliğinin tarafı olmalıdır. Uyarı listelerine alınan değil, küresel ve bölgesel denklemde belirleyici bir aktör olmalıdır.”
Pamuk’a göre Türkiye, kendi kararlarını kendi çıkarları doğrultusunda vermek zorundadır. NATO üyesi olmanın ya da stratejik ortaklıklar geliştirmenin, Türkiye’yi krizlerin ortasında yalnız ve çaresiz bırakmaması gerektiğini vurgulayan Pamuk şu ifadeleri kullandı:
“Bu neyin uyarı listesi? Biz taraf olmadığımız bir savaşta hedef gibi gösteriliyoruz. Türkiye artık tampon ülke ya da çatışma emniyet supabı gibi görülmemeli. Türkiye seyirci değil, söz sahibi olmalı!”
Mehmet Pamuk, açıklamasını şu net sözlerle tamamladı:
“Türkiye'nin milli güvenliği, milletimizin onuru ve huzuru başkalarının planlarına göre değil, kendi kararlılığıyla şekillenmelidir. Komşuda yangın çıkınca bize dumanı düşüyorsa, yangına neden olanları değil, dumanla boğuşanları suçlayan bu anlayıştan kurtulmamız şarttır. Zafer Partisi olarak bu konuda açık, net ve kararlıyız: Türkiye, kendi kaderine sahip çıkacak kudrete sahiptir.”