USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Özgür Özel’den Bahçeli’ye sert tepki

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Şikayet eden CHP’li, şikayet edilen CHP’li, itirafçılar CHP’li, rüşveti alan CHP’li, veren CHP’li” sözlerine sert tepki gösterdi.

Özgür Özel’den Bahçeli’ye sert tepki
07-10-2025 15:39
07-10-2025 16:01
Google News

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Şikayet eden CHP’li, şikayet edilen CHP’li, itirafçılar CHP’li, rüşveti alan CHP’li, veren CHP’li” sözlerine sert tepki gösterdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu.

Özel'in açıklamlarından öne çıkanlar şöyle:

-70 gün aradan sonra yeniden Meclis çatısı altındayız. Maalesef bu 70 günde can sıkan sorunlar seyrelmedi, aksine arttı, çoğaldı.

-Üç büyük krizi yaşamaya devam ettik. Demokrasi krizi, adalet krizi ve bunlara bağlı olan ve kötü yönetimin sonucu ekonomik kriz. 70 günde ülkenin sorunları büyürken bizler de mücadelemizi büyüttük.

-Yaz boyunca 81 ilde çalıştık. Derdi olanların ayağına gittik, sorunlarını dinledik. Partimize yönelen saldırılara karşı bir arada durduk, kenetlendik.

-Birileri klimalı salonlarda, kendi atadıklarına kendini alkışlatırken biz 70 günde 20 büyük eylem yaptık. 19 Mart sonrası 60'ıncı eylem için de yarın yine İstanbul'dayız, meydanlardayız. Biz milletten aldığımız güçle meydanları doldururken, bizimle siyasi rekabet edemeyenler saldırılarını sürdürürler.

"ONLAR KUMPASLARI BÜYÜTTÜLER"

-Biz mücadeleyi büyütürken onlar kumpasları büyüttüler. Yaptıklarıyla milletin gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler.

-Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler. Trump'la beş dakika görüşme yapabilmek için akıl almaz tavizler verdiler. 70 gün yan gelip yatıp milletin dertleriyle ilgilenmediler, sonra 1 Ekim'de Meclis'e gelip buradan kameraların karşısında poz kestiler.

-Biz 1 Ekim öncesi bir karara vardık. Meclis'i işine geldiğinde çalıştıran işine gelmediğinde by-passs eden, millet iradesine saygısızlık edip bir darbeye kalkışan, milletin payına değil, varsa yoksa kendi payına çalışan bir iktidarın başındaki zatı, bu çatının altına gelip bir açılış konuşması yapıp orada demokrasiden, iletişimden, anlayıştan birlikten, beraberlikten söz edip dönüp gidip zulme devam edecek olan iki yüzlülüğüne tanıklık etmek istemedik.

-O gün hiç şüphe yok bu durumdan duydukları rahatsızlıktan, bunu milli iradeye saygısızlık, meclise saygısızlık diye nitelendirmeye çalıştılar.

-Bunu söyleyenlere şunu hatırlatalım: 15 Temmuz gecesi darbe gerçekleştiğinde, bütün darbeler ki doğası gereği iktidara yapılır ve bütün dünya döner, muhalefete bakar ama ana muhalefetin gözünün içine bakar. Biz o gün, o güne kadarki olanca haksızlığa, hukuksuzluğa aramızdaki çelişkilere, kavgalara rağmen değil mi ki sandığı getiren partiyiz, değil mi ki çok partili rejimi getiren, bu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısını kutsal gören bu milli iradenin tecelligahına sahip çıkan partiyiz, o gece bir karar verdik. Düşünmeden genel merkezimizde toplandık.

-Muhataplarımızı aradık. Meclisi açın, çalıştıralım. Darbeye oradan birlikte direnelim dedik. 'CHP yüz yıllık partidir. Yeneriz, yeniliriz. Millet yeni bir görev verene kadar muhalefet partisiyiz.

-Başka bir şeye tenezzül, tevessül etmeyiz. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasında darbecilerin karşısındayız' dedik. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısındayken AK Parti grubu milletvekilleriyle beraberdik.

-Tayyip Erdoğan'a karşı yapılan darbede demokrasinin safında yer aldık. Darbecinin karşısındaydık. Şimdi partimiz yine milletin seçtiklerinden korkan, onun yerine atadıklarına yönetmek isteyen, sandıkla geldiği halde sandıktan kaçan, 'Demokrasi trenine binmiştim, işime gelmedi, ikinciliğe düştüm, şimdi indim' diyenlere karşı yani 19 Mart darbecilerine karşı 15 Temmuz darbecisine nasıl yüz vermediysek onlara da vermedik, onun da karşısına dikildik.

-Geçen sene 1 Ekim'de burada konuşup, 2 Ekim'de bir bakan yardımcısını siyasi bir mevkii, kendi söylüyor, eskiden bakanlar siyasetçiydi, bürokratları, müşteşarları teknik, şimdi bakanlar teknik yardımcıları siyasidir, bakanlıkla teşkilatım arasında köprü olacaklar dediği bakan yardımcısını İstanbul'a Cumhuriyet Başsavcısı atadı. Bir siyasetçiyi Cumhuriyet Başsavcılğı gibi göreve atadı.

-İlk iş darbe mekaniğini başlattı. Ve devamında bugünlere kadar geldik. Şimdi milli iradeye saygıdan bahsediyor. Hem de bir yandan açılan Meclis'te Hatay halkının seçtiği Milletvekili Can Atalay'ın koltuğu boşken.

-Milli iradeye saygıdan bahsediyor, o meclisin yaptığı anayasayla, milletin onayladığı anayasayla AİHM kararları hepimizi bağlarken ve bu kararlara rağmen Kavala dokuz yıldır içerideyken, yine AYM kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum derken kaybettiği ilk seçimden sonra demokrasi treninden inerken CHP'li belediyeleri silkelerken milletin çöpü toplanmasın milletin ayağına hizmet gitmesin diye belediyenin parasına çökerken, yani milletin zorluk çekmesinden siyasi rant beklerken, Cumhurbaşkanı adayımızı iftiralarla suçlayıp sonra da çıkıp milli iradeden bahsedemezsiniz.

-Esenyurt, Şişli, Ovacık belediyelerimiz seçtikleri başkanlar yerine kayyumlar tarafından yönetiliyorken, DEM Partili 10 belediyeye kayyum atanmışken ve belediye başkanları, namuslu belediye başkanları hapislerde yatarken birilerine 'Sen yersen gel bize katıl ya da sen de hapse atıl' deyip muhalefetin belediye başkanlarını hapis teklifiyle şantajla partisine katıp utanmadan rozet takma törenleri düzenlerken kimse bana 'Erdoğan'ı dinlemek, milli iradeye saygıdır' demesin. Buna kimse inanmaz. Sıkıştığında milli iradeye sarılıp birinci olunca milli iradeyi baş tacı yapıp İstanbul'u kaybedince mundar oldu diyeceksin. Mazbatayı iptal ettireceksin.

800 bin farkla gelecek beş yıl boyunca her kötülüğü yapacaksın, her iftirayı atacaksın. Yine kazanacak diplomasını iptal ettireceksin. Ondan sonra fotoğraf çektirmeye gelince 'Milli iradenin tecelligahına geldim' diyeceksin. Bu milletin iradesi bu iki yüzlülüğü reddetmektedir artık.

"HADİ ORADAN SEN DE BAŞKA KAPIYA"

-Beyefendi gelmiş, ana muhalefet koltuklarını boş görmüş, kimyası bozulmuş, nevri dönmüş. O günden beri ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Ama böyle karşısında boş koltuk görüp de morali bozulmak, çıldırmak, bunu kendine bir haksızlık olarak görmek varsa, Ey Erdoğan 342 gündür darbe mekaniği işletiyorsunuz. 202'nci günündeyiz darbenin.

-Ve benim Türkiye'nin en büyük ilçesini kazan Belediye Başkanım Ahmet Özer'in namusuyla helal oylarıyla kazandığı koltuğu 342 gündür boş. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza'mızın 263 gündür koltuğu boş. Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in 217 gündür Şişli Belediye Başkanı Emrah Şahan'ın koltuğu 198 gündür boş.

-Beylikdüzü Belediye Başkanı'nın koltuğu boş. Gidip bakarsan hücresindeki yatağı da boş. Ya revirde ya devlet hastanesinde ya üniversite hastanesinde ya yine cezaevinde. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün 125 gündür, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan kardeşimin 125 gündür, daha evveli gün evliliğinin birinci yıl dönümüydü nikah şahidi olduğum Utku Caner Çaykara'nın 125 gündür, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir'imin 125 gündür.

-Oya Tekin'in Seyhan Belediyesi'ndeki koltuğu 125 gündür boş. Adana gibi Başkan Zeydan Karalar'ın Adana'daki koltuğu 91 gündür boş. Antalya Büyükşehir Beledi Başkanı Muhittin Böcek'in koltuğu 94 gündür boş. İki eli dolu.

-Günde 14 tane hap içerek cezaevinde yaşama tutunmaya çalışıyor. Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı'nın 85 gündür, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney'in 49 gündür, Bayrampaşa Belediye Başkanımız Hasan Mutlu'nun 21 gündür ve İstanbul'u üç kez üst üste kazanan dört kez üst üste Erdoğan'ı yenen asla ona seçim kaybetmemiş olan ve 19 Mart'ta gözaltı işleminden sonra onun dördüncü gününde o tutuklamaya sevk edilirken 15,5 milyon kişinin elinde iki bastonla oy vermeye gelen ninenin, karnında üç aylık bebeğiyle bebeğinin geleceğinin cumhurbaşkanına desteğe giden kardeşimin seçtiği 15,5 milyonun adayı Ekrem İmamoğlu'nun koltuğu boş.

-Millet verdiği oylarla doldurduğu koltukları, senin yargı kolları başkanın, senin talimatınla boşaltacak ondan sonra CHP'nin milletin oylarıyla doldurduğu o koltuklar sana iki yüzlülük yapmayasın diye, özün darbeci sözde demokrat numarası yapmasın diye boş kalınca sinirleneceksin. Hadi oradan sen de başka kapıya.

BAHÇELİ'YE YANIT

-Ortada hala bir iddianame yok, kimse neyle suçlandığını bilmemektedir. Bir tane delil, bir tane kanıt yokken yargısız infaz yapılmakta, açıktan haysiyet cellatları tarafından arkadaşlarımızın onuruyla oynanmaktadır.

-Bunu bugüne kadar Anadolu Ajansı'ndan yaptıkları yalan servislerle boş bir kasa yerine içinden Euro çıkartılan kasa var. Tutanakta 'kasa boş' diyorsun, 'stok görüntü servis ettik' diyorlar. Kendi kalemşörleriyle, yargıdaki köşeleri dağıttığı ve kendisininin bütün yanlışlarını savunduğu yandaş televizyonlarda her türlü yanlışlığa göz yummuş, vicdanını saraya vermiş yorumcularla haysiyet cellatlığı yapıyordu. O koltuklar boş gördükten sonra çıktı dedi ki 'rüşvet aldılar, belediyeleri soydular'.

-Bu sözle söylenmez bunun iddiası ispata muhtaçtır. Önce şahit lazım, delil lazım. Bunlara dayanan namuslu bir iddianame lazım. Yargılama, savunma ve karar lazım.

-İstinafta onay lazım. Yetmez, Yargıtay'da kesinleşme lazım ki birisine bu suçu söyleyebilesin. Daha sadece tutuklama kararı olup da bir satır iddianame ortada yokken arkadaşlarıma 'rüşvetçi, hırsız, dolandırıcı' diyecek adamın alnını karışlarım.

-Bu kadar iftira ve kul hakkına girdikten sonra sana ben bir şey demem. Geçen günlerde hocan olduğunu hatırladığın rahmetli Necmettin Erbakan sana demişti ki 'sen bunları yaptıktan sonra ömür boyu alnını secdeden kaldırmasan bu vebalden kurtulmazsın'.

-Bir yandan da susuyoruz, sabrediyoruz aylarca Meclis'e gelinememiş bir kelime etmemişiz, yaşa hürmet ediyoruz ama dönüp dönüp haksızlıklar yapılıyor.

-Bana söylenenlere sustum, bir sürü haksızlığı duymazdan geldim. Zaman zaman bazı açıklamaları da kıymetlendirdim şimdi bugün çıkmış bugün Meclis'in ilk grup toplantısında Sayın Bahçeli aynı metni kes kopyala yapıştır atmışlar okuyor oradan; 'şikayet eden CHP'li, şikayet edilen CHP'li, itirafçılar CHP'li, rüşveti alan CHP'li'. Külliyen yalan, soruyorum buradan hangi şahitler CHP'liymiş?

-Çocuk tacizcisi olan gizli tanık mı CHP'li? Ya da üç kuşak babasından kalan malına mülküne çökülüp de geçmişte AKP'den ihale alıyordu, şimdi İBB'den almış diye malına çökülen işadamları mı CHP'li?

-Ya da insanları çoluğuyla çocuğuyla tehdit eden, 'bu imzayı atmazsan evladının yüzünü 20 yıl göremezsin' diyen 80 yaşında annesinden 500 kilometre öteye evlatları yollayan, hasta çocuğu içerideyken babasına 'at imzayı artık çıkar oğlunu' diyenlerin kurduğu kumpasın ne tarafı CHP'li?

-Kiminle konuştuğunuzu, nasıl konuştuğunuzu bileceksiniz. Bütün Türkiye konuşuyor, birileri susuyor.

-Ankara'nın ortasından vurulan MHP'li, vurup da yargılananlar MHP'li, azmettirenler MHP'li, serbest bırakıldıktan hemen sonra susturulan MHP'li, azmettirenler MHP'li, konuşmayan bir tek sensin MHP'li.

-Hak etmediğimi duyarsam hak ettiğini duyarsın. Bu partinin suçsuz evlatlarına hazımsızlıkla iftira atanların hak ettikleri sözü duymalarının vakti çoktan gelmişti bundan sonra da duyacaklar. Hodri meydan! Hadi bakalım bir daha 'hırsız CHP'li' duyduğum anda anlatacağım kimler hangi suç örgütleriyle birlikte.

-O yüzden bundan sonra gösterdiğimiz sabrı, yaşa saygıyı, Türkiye'nin içinden geçtiği kritik süreçte üzerimize düşen görevden dolayı duyup da duymadığımızı, sağlık dilediğimiz ilk grup toplantısında çıktığınız kürsüde arkadaşlarımın haysiyetiyle oynayan hak ettiğini duyacak bundan sonra.

"ZEKERİYA ÖZ SIÇAN GİBİ KAÇTI"

-Bazı yandaş kalemler 2 bin sayfa iddianame diyor. 'Tuğla gibi iddianame hazır' diyor. 2 bin 500 sayfalık Zekeriya Öz'ün iddianamesi çıkmadan 10 gün önce devrin Zaman, Bugün gazeteleri Yenişafak'ı, Sabah'ı Zekeriya Öz'ün iddianamesine 'tuğla gibi iddianame' demişlerdi.

-Bugünün Zekeriya Öz'lerinin yazdığı iddianameyi aynı kelime oyunuyla, aynı manşetlerle söylemeye çalışanlara söylüyorum; o tuğla gibi iddianamede Kuddusi Okkır'a 'örgüt kasası' diyorlardı cenazesini Silivri Belediyesi kaldırdı.

-Ali Tatar'a 'suikastçi' dediler, beylik silahıyla canına kıydı, masumiyeti eninde sonunda ortaya çıktı. Türkan Saylan'a 'ajan' diyorlardı, İlhan Selçuk'a 'darbeci' diyordu.

-Bu iddianame Mustafa Balbay'ı, Tuncay Özkan'ı müebbet hapisle cezalandırıyordu. Şimdi bu arkadaşlarımız alınları açık, başları dik bu Meclis'in koridorlarında geziyorlar Zekeriya Öz tuğla gibi iddianameyi yazdı sonra sıçan gibi kaçtı. Şimdinin 'tuğla gibi' iddianamesi Ekrem İmamoğlu'na 'örgüt lideri' dese ne olur?

- Biz o tuğla gibi iddianameyi yargılanmak için değil, yazanları yargılamak için bekliyoruz. Eninde sonunda CHP yargıya saygılıdır, savcılığı, hakimliği, avukatlığı kutsal görür ama birilerini siyasi operasyonuna ilet edenler, sabah vidanlarını evde unutanlar, bir gün yatarı olmayan suçları 80 gün cezaevinde tutsunlar sonra da 'ben adalet dağıtmaya' geldim diyecek. İktidarımızda hiçbir partinin değil vicdanının sesini dinleyenler, tam bir yargı bağımsızlığına sahip olacaklar.

-Başta Ak Toroslar olmak üzere bütün çeteleri dağıtacağız, adalet dağıtılmasının önünü açacağız.

ASGARİ ÜCRET TEPKİSİ

-Yaz boyunca çalışan, direnen milletvekillerimin huzurunda 70 gün boyunca deniz, kum, güneş ile yaşayan, buna doyan iktidar milletvekillerine hatırlatmak gerekiyor. Bu Meclis’i kapatıp kaçtığınızda 26 bin 400 lira olan açlık sınırı şu an 28 bin lira oldu. 89 bin lira olan yoksulluk sınırı 91 bin liraya ulaştı.

-5 asgari ücretli ya da 6 emekli maaşlarını birleştirseler yoksulluktan 6’sı birden birini kurtarıyorlar. 17 bin liralık asgari ücreti seçim döneminde, asgari ücret o zamanlar 14 bin liralardayken ‘Gerekirse enflasyon tek haneli rakamlara ulaşana kadar yılda 4 kez güncelleyeceğiz’ demiştiniz. Seçimden sonraki yıl, asgari ücreti sadece aralık ayında belirlediniz, bir yıl boyunca zam yapmadınız ve 17 bin liralık asgari ücreti, geçen sene 22 bin liraya çıkardınız. Şu anda asgari ücreti 17 bin liradan 22 bin liraya çıktığı güne göre alım gücü 16 bin 500 lira. 9 ayda buraya geldi ve 3 ay daha eriyecek. Geçen sene yaptığınızın bir benzerini yapmaya, yani gerçek enflasyonu değil, TÜİK enflasyonunu; onu da değil, planladığınız hedeflenen enflasyonu zam diye vermeye hazırlanıyorsunuz. Asgari ücreti utanmadan, sıkılmadan yüzde 20 arttırmaya niyetleniyorlar. Bu yılın sonunda asgari ücreti 26 bin 500 lira yapmaya, bir yıl boyunca da böyle tutmaya niyetleniyorlar. Asgari ücreti yüzde 44 enflasyon varken, geçen sene yüzde 30 artırıp milleti bu hale getirenler şimdi aynı kötü niyetle adım atmaya niyet ediyorlar ve utanmadan, sıkılmadan dün çıktı Erdoğan, diyor ki; ‘Kişi başına gelirimiz 17 bin dolara yükseldi. Bunu size müjdeliyorum.’

-Asgari ücret 22 bin lira. Bir yıllık asgari ücret 6 bin 370 dolar. Erdoğan diyor ki ‘Kişi başına 17 bin dolarımız var.’ Emekli aylığı 16 bin 800 lira, yıllık 4 bin 860 dolar. Yetim aylığı yıllık 1200 dolar, yaşlılık aylığı 1550 dolar, engelli aylığı yıllık 1240 dolar. Erdoğan diyor ki, ‘17 bin dolar milli gelire ulaştık.’

-Bir asgari ücretli, bir emekli, bir yetim, bir engelli, bir yaşlı bir araya gelseler 15 bin 220 dolar beşinin toplamı. Kişi başına 17 bin dolar diyor, bunların Türkiye’deki toplamı 30 milyon kişi. 5’i bir araya gelse, Erdoğan’ın dediğinden hala 2 bin dolar kaybı var bunların. 30 milyon kişiden 5’i birleşerek alabildikleri parayı herkesin aldığını söylüyor. Çarşı, pazar, market fiyatları her hafta değişiyor. Milyonlarca ücretlinin ise maaşı yılda bir kez artırılıyor.

"BU KENELERİ SÖKÜP ATACAĞIZ"

-Vatandaşın 2,5 trilyon lirası kredi kartına borçlu, 650 milyar liralık kredili mevduat borcu, toplam borç 3.1 trilyon lira olmuş. Geçen sene 2 trilyonmuş, bir senede 3.1 trilyona çıkmış. Bunlara uygulanan faiz, kredi kartına ve kredili mevduata faiz aylık yüzde 4,5. Üstüne Banka ve Sigorta Muamele Vergisi; Kaynak Kullandırma Destekleme Fonu, yüzde 30 da vergi koyuyorlar. Vergi kazanandan alınır. Bu bitmiş, tükenmiş, artık eşten, dosttan geçici borç da bulamamış. Yüzde 4,5 çıplak, üstüne yüzde 30 faizle, yüzde 5,85’le bu kişilerden faiz kesiyorlar. Bileşik yılda yüzde 95. Kelimenin tam anlamıyla düşmeyegör.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü