
Bulgaristan'ın Türkiye’ye açılan Kapitan Andreevo Sınır Kapısı’nda, Türkiye’ye giriş yapmak isteyen diplomatik plakalı bir araçta 206 kilogram kokain ele geçirilirken, Bulgar polisinin paylaştığı görüntülerde bazı uyuşturucu paketlerinin üzerinde MHP’nin logosu olan üç hilalin yer aldığı görüldü.
Kısa sürede gündem olan operasyon hakkında MHP'den açıklama geldi. MHP Genel Başkanı Basın Danışmanı Yıldıray Çiçek TürkGün gazetesindeki yazısında olayla ilgili, "Her siyasi parti ve ideolojik yapının içinde ahlaksızlar, iş takipçileri, rüşvetçiler ya da kimlik ve sıfatını istismar edenler bulunabilir"
Çiçek, Türkgün gazetesindeki yazısındaki ilgili kısım şöyle:
"Sol medya, kumpas olduğu alenen belli olan bu üç hilal detayını adeta bir hazine gibi gördü ve MHP ile Ülkücü camiayı hedef alan kinayeli yorumlar ve iftiralar üretmekte gecikmedi. Troller ise bu fırsatı daha ahlaksız bir boyuta taşıdı.
Haberin yayınlandığı gün, sosyal medyada “MİT Müsteşarı MHP Genel Başkanı’na uyuşturucu hakkında bilgi vermeye gitti” gibi alçakça görselleri dolaşıma soktular.
Bu alçaklık, bir yanda uyuşturucu paketinin üzerindeki üç hilal fotoğrafı, diğer yanda Sayın Devlet Bahçeli ile İbrahim Kalın’ın el sıkıştığı bir kare kullanılarak görsel bir kara propagandaya dönüştürüldü.
Oysa İbrahim Kalın, sadece MHP Lideri Devlet Bahçeli ile değil, “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda, mecliste grubu bulunan tüm partilerle bilgilendirme görüşmesi gerçekleştirmiştir.
Sol medyanın ve trollerin, Bulgaristan’daki bu olayı çarpıtarak MHP’yi ve Ülkücü camiayı karalama çabası, onların alışıldık ikiyüzlülüğünün yalnızca yeni bir örneği.
Oysa benzer olaylar, geçmişte defalarca onların ideolojilerini ve destekledikleri yapıları da hedef almadı mı?
Kendilerini çok akıllı, herkesi kör, alemi sersem sanıyorlar. Peki, dünya genelinde uyuşturucu üretiminin ve ticaretinin en büyük aktörlerinden biri kim?
Bugün “Terörsüz Türkiye” hedefiyle bitirilmek istenen PKK değil mi?Sol medya, bugüne dek PKK’nın uyuşturucu ticaretindeki rolünü lanetleyen tek bir satır yazdı mı?
Bu ikiyüzlü tavır, onların kara propaganda çarkını bir kez daha gözler önüne seriyor.Her siyasi parti ve ideolojik yapının içinde ahlaksızlar, iş takipçileri, rüşvetçiler ya da kimlik ve sıfatını istismar edenler bulunabilir.
Ancak bu, bir partinin programı ya da tüzüğüyle eş tutulamaz; yapanın kişisel ahlaksızlığı ve suçudur.Örneğin:
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde (ABB) çalışan ve Mansur Yavaş ile fotoğrafı bulunan bir şef, resmi araçla Ankara’dan İstanbul’a uyuşturucu taşırken yakalanmadı mı?
CHP Osmaniye İl Başkanı Mehmet Aşık’ın çocukları, CHP’ye ait bir araçta sentetik uyuşturucuyla yakalanmadı mı?
O dönemde Meral Akşener ile pozu bulunan İYİ Partili Şenol K., Kütahya’da uyuşturucuyla kaçarken polise yakalanmadı mı?
HDP Milletvekili Hüda Kaya’nın oğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışırken Sabiha Gökçen Havalimanı’nda uyuşturucuyla yakalanmadı mı?
Daha nice örnekler sıralayabiliriz.Elbette AK Parti’den, MHP’den ve diğer partilerden de bu tür sıfat istismarına dair örnekler bulunabilir.
Ancak Bulgaristan’daki olay üzerinden, üç hilal sembolünü kasıtlı bir kumpasla ilişkilendirip MHP ve Ülkücü Hareket’i genelleyerek karalamak, düpedüz şerefsizliktir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, üç hilal sembolünü istismar edenlere karşı yıllardır sergilediği ilkeli duruş ortadayken, sol medyanın bu olay üzerinden genelleme yapması, kara propaganda saplantılı, takıntılı ve hastalıklı ideolojilerinin bir kusmuğudur. Yıllardır kusuyorlar ama üç hilali asla kirletemiyorlar…"