
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve beraberindeki heyet, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'yi, BBP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Ziyaret sonrasında iki lider basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ziyarete ilişkin şöyle konuştu:
“Biz birbirine yabancı insanlar değiliz. Müsavat Başkan ve biz belli bir süre 12 Eylül Darbesi’nden sonra bütün dernekler, vakıflar kapatıldığı için Bizim Ocak yapılanması adı altında Ocak teşkilatlanmıştı. Orada birlikte görev yaptık. Tabi çok iyi bir hukukumuz, iyi iletişimimiz var. Bunun için kendisine genel başkan olduktan sonra hayırlı olsun ziyaretinde bulunmuştuk. Kendisi bugün ona istinaden ki ona da gerek yok her zaman birbirimiz ile görüşebiliriz, nezaket ziyaretinde bulundular. Ben kendilerine ve heyetine teşekkür ediyorum. Güzel hasret giderdik, güzel istişarede bulunduk”
"BAZI KONULARDA GÖNÜLDEN GÖNÜLE KÖPRÜLER KURMAYA MUVAFFAK OLUYORUZ''
Destici'den sonra ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da şöyle konuştu:
“Sayın Genel Başkanın da ifade ettiği gibi kendisiyle mazi birliğimiz var. Gençlik yıllarında aynı yapı içerisinde birlikte çalıştık. Birbirimizin haliyle hemhal, dertleriyle hemdert olan insanlarız ikimizde. Dolayısıyla ifade ettikleri gibi birbirimizin de, birbirimizin görüşlerinin de yabancısı değiliz. Ayrıca birbirimize çok yakın olmamıza rağmen konum itibariyle, gecikmiş bir ziyareti gerçekleştirdik. Genel başkan olduktan sonra lütuf edip hayırlı olsun ziyaretinde bulunmuşlardı. Bir iadeiziyaret gerekiyordu. Gecikti bu. Bu gecikme ikimizin yoğunluğundan kaynaklanıyor. Bazı konularda gönülden gönüle köprüler kurmaya muvaffak oluyoruz. Hem BBP ile ve hem onun Sayın Genel Başkanı Mustafa Destici Bey ile gönül köprüleri kurmaya muvaffak olabiliyoruz. Memleketin birçok önemli konusunda asgari müştereklerden ziyade azami mutabakatlarda bir ve beraber olduğumuzu biliyorum. Bu ziyarette kendilerinin ifade ettikleri gibi hem bir görevi yerine getirmiş olduk, hem hasret giderdik, hem Türkiye’nin ve Türkiye’nin ilgi alanına giren coğrafya üzerindeki görüşlerimizi karşılıklı olarak ifade ettik. Hemfikir olduğumuzu müşahade ettik. Bu görüşmeleri sıklıkla gerçekleştireceğiz. Ben bugün hem kendisine, hem heyetine hüsnükabulleri kadirşinaslıkları ve misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.”
"ATATÜRK'ÜN EN BÜYÜK ESERİ CUMHURİYETİN BİR SAVUNUCUSUYUM''
Bir basın mensubunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terörsüz Türkiye" olarak adlandırdığı süreci "En büyük eserimiz" olarak tanımladığını anımsatması üzerine Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Ben ilk defa duydum, bu terörsüz Türkiye sürecinin Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük eseri olduğu hususunu. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseri cumhuriyetin bir savunucusuyum dolayısıyla terörsüz Türkiye hiçbirimizin reddedemeyeceği bir kavramdır. Ama ‘terörsüz Türkiye’ diyerek, teröristlerin yol göstericiliğinde tanzim edilmiş süreci endişe ile karşılamamak da mümkün değildir. Bu konuyla alakalı endişeleri defalarca dile getirdim. Hem Türkiye’yi, hem Türkiye’nin ilgi alanına giren coğrafya üzerinde yaşanmışlıklara bakarak kaygılarımızı ifade ettik diye. Siyasi partiler kendi aralarında bu tarz görüşmeler yaparlar. Ben her çarşamba günü TBMM’de grup toplantısında akabinde de yaptığım yurt içi gezilerde bu kaygıları ifade ediyorum. Sayın Genel Başkanın da yine benzer kaygıları sıklıkla dile getirdiğine şahitlik ediyorum. Onun için bir sıkışmışlığın içine girmeyelim siyaseten. Oldukça açık ve netiz. Bizler müktesebatımız ve siyasi tavrımızı, tarzımız, meşrebimiz itibariyle şeffaf şahsiyetleriz. Kapalı kapıların ardında ikimizin de yapacağı pazarlık yoktur. Görüşlerimizde oldukça netiz. Bunu ifade edecek bir medeni cesaretin ve milli sorumluluğun sahibiyiz”
"DEM PARTİ SÖZCÜLERİNİN AÇIKLAMALARI BAŞKA ŞEYLER SÖYLÜYOR''
Destici aynı soruya şu yanıtı verdi:
“Genel Başkan da ifade etti. Bizim Müsavat Başkan ile konuşamayacağımız, dertleşemeyeceğimiz ya da istişare edemeyeceğiz herhangi bir konu yoktur. Çünkü azami müştereklerimiz var. Türk milliyetçisiyiz. Türk milliyetçiliği fikriyatını aklımız erdiğinden beri yaşamış, bununla yetişmiş insanlarız. Partilerimiz, ittifaklarımız ayrı olsa da hassasiyelerimiz aynı. Yani vatan, millet kavramı, ülke, ezan, bayrak mevzu olduğunda kaygılarımız ortaktır. Hepimiz terörsüz Türkiye istiyoruz. 40 yıldır zaten askerimiz, polisimiz, devletimiz mücadele veriyor. Elhamdülüllah bu mücadeleden başarılı çıkmıştır ve devletimiz, ordusu ve güvenlik güçleri eliyle büyük zafer kazanmıştır. Bunun sonucunda PKK, silah bırakacağını ve kendini feshedeceğini açıklamıştır. Pazarlıksız, müzakeresiz ve şartsız. Şimdi bunu bekliyoruz. DEM Parti sözcülerinden gelen açıklamalar başka şeyler söylüyor. Suriye’nin Kuzeyi’nde Kamışlı’da yapılan toplantı başka şey söylüyor. PKK’nın sözde kongresinden sonra açıklanan bildiri başka şeyler söylüyor. Benim devletimizden, bu kadim Türk Devleti'nden ki Türkiye Cumhuriyeti Devlet onun bir devamıdır, Cumhur İttifakı ortaklarımızın abdestinden, iyi niyetinden şüphemiz yok. Bir terörsüz Türkiye hedefi ile yola çıkılmıştır ama karşımızdakilere güvenmiyoruz. Güvendiğimizin emarelerinde bu yaptıkları açıklamalarda, bu bölücü dili kullanmaya devam ettiklerinde çok açık ve net olarak görüyoruz. Tabi ki devletimiz bunun tedbirlerini alıyordur. Hükümetin ilgili kurumları bunun tedbirini alıyordur. Dolayısıyla Türkiye, hem terörü yenmiştir. Ben inanıyorum ki siyasi bölücülüğü de yenecek ve milleti; Kürdüyle, Türkmeniyle, Alevisi, Sünnisiyle biraraya getirecek ve tam bir kardeşliği sağlayacaktır."
"TARAFIMDAN MUTEBER KABUL EDİLEMEZ"
Bir başka gazetecinin sürece ilişkin bilgilendirme yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Ben kaygılarımı ifade ediyorum. Sayın Genel Başkanın kaygıları müşterek kaygılarımız. Müktesebatımız zaten bunları düşünmeye ve söylemeye zorlar bizi. Bizim ifadelerimiz, bu süreci yönetenler tarafından nazarıitibara alınmalı. Kaygılarımız ona göre hesaplanmalı. Konuyla alakalı ben bu zamana kadar hükümet tarafından bilgilendirilmedim. Sayın Destici Cumhur İttifakı'nın bileşenidir partisiyle. Bir bilgi edinmiş olabilir, iktidarın bir bileşeni olması münasebetiyle. Ben bilgilendirmeyle muhatap olmadım. Dolayısıyla bu konuyla alakalı bilgiyi devletten almayı beklerim. İmralı ulaklarının bana getirecekleri herhangi bir bilgi tarafımdan muteber kabul edilmez. O sebeple bir duruş sergiledim. O duruşun sonuna kadar arkasındayım. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Dışişleri Bakanı, Sayın İçişleri Bakanı, Sayın MİT Başkanı, Sayın Adalet Bakanı gelir de bu süreçle alakalı bilgilendirme yapmayı düşünürlerse partimizin kapıları devlete kapatılmaz, çağrılarına kapatılmaz. Ama endişeler ve kaygılar ışığında sürecin doğru yürütülmesinin ve yönetilmesinin faydalı olacağı kanaatini taşıyorum. Terör örgütü ve onların uzantlıları ve onların ulaklarının yol göstericiliğinde yapılacak hiçbir düzenlemenin yanında olmayacağımızı ifade etmek istiyorum."