Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan, belediye önünde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Yıllardır konuşulup çözülemeyen 40 yıllık su sorununu çözdük. Altyapıyı tamamladık, caddelerimizi ve sokaklarımızı yeniledik. Yeni yollar, yeni asma köprü, meydanlar ve otoparklar inşa ettik. Engelli yurttaşlarımız için araç temin ettik, çocuklarımız için kreş ve gündüz bakımevi açtık. Cenazelerimizi bir gün bile yalnız bırakmadık. Yapılması gereken rutin çalışmalardan söz etmiyorum bile. Biz tüm bu işleri yaparken kimseden 'aferin' beklemedik. Çünkü biz bu göreve bir partinin değil, halkın güveniyle geldik. Çünkü biz bu görevi, Atatürk’ün 'Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır' sözüne bağlı kalarak yerine getiriyoruz.
"CHP'Lİ BELEDİYELER CEZALANDIRILIYOR"
Peki bu emeğin karşılığı ne oldu, biliyor musunuz? 23 yıldır bu ülkeyi yönetenler, CHP'li belediyelere oy veren yurttaşları açıkça cezalandırma yoluna gitti. Yerel seçimlerde halkın iradesiyle el değiştiren belediyeler bir bir mali kıskaca alındı. İller Bankası payları kesiliyor, SGK borçları tahsil ediliyor. Ama bu borçlar yalnızca bizim dönemimizde yapılmadı. Borçka Belediyesi’ni devraldığımızda da, tıpkı Bursa’da, Balıkesir’de, Denizli’de, Kütahya’da olduğu gibi, AKP döneminden kalan borç yükü vardı. Tüm bunlara rağmen hizmet üretmeye devam ettik.
Peki şimdi ne yapıyorlar? Yıllardır AKP’li belediyelerin ödemediği borçları, faiziyle bizden tahsil etmeye kalkıyorlar. Amaç açık: CHP’li belediyeler çalışamasın, hizmet üretemesin; sonra da çıkıp 'bakın, bunlar yönetemiyor' diyebilsinler. İnsanların çöplerinin toplanmaması, çocukların okula servisle gidememesi, hastaların sedyede beklemesi, sokak lambalarının yanmaması onlar için sorun değil. Onlar için önemli olan tek şey sandıkta kaybettikleri belediyeleri çalışamaz hale getirmek. Ama bu tavır sadece CHP’li seçmeni değil, o kentte yaşayan her görüşten yurttaşı cezalandırmak demektir.
İstanbul’dan Manisa’ya kadar onlarca yolsuzluk dosyasına rağmen, AKP’li belediyelere tek bir müfettiş bile gönderilmiyor. Bu adalet değil, siyasi hesaplaşmanın kamuflajıdır. Bizden önceki dönemlerden kalan SGK ve maliye borçlarını halkın sırtına yükleyenler, şimdi bu borçları bizim ödememizi istiyor. Üstelik devletin tüm kurumlarını sopa gibi kullanarak.
Çünkü biliyoruz ki bugün belediyelerimize karşı yürütülen bu operasyon, halkın iradesini yok sayma operasyonudur. Bugün bizim kaynaklarımızı kesenler, aslında halkın oyuna bloke koymuştur. Bugün bize 'borç' diye dayatılan şey, halkın geleceğidir. Ve biz bu geleceği savunmaktan asla geri durmayacağız. Bugün işçimizin maaşını ve ikramiyesini ödeyebilmek için kendi oturduğum evi satışa çıkardım. Çünkü biz bu görevi koltuk için değil, çocuklarımızın karnı doyabilsin diye üstlendik. Bu halka hizmet bizim namus borcumuzdur. 7/24 işimizin başındayız.
Hizmet üretmeye devam edeceğiz, bize güvenenleri asla mahcup etmeyeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar… Borçka’da halk kazanacak.
Borçka’da dayanışma kazanacak. Dileyen herkes inceleyebilir, yakında ilana koyacağım. Ve bu gelirle, çalışanlarımızın yaşadığı mağduriyeti gidereceğim.
"ÇOCUĞUNA HEDİYE ALMAK İSTEYEN ÇALIŞANLARIMIZ VAR"
Zaman zaman bize, 'Çok fazla kişi işe aldınız' deniyor. Evet, Borçka’dan eleman aldık. Borçkalıları istihdam ettik. İhtiyacı olan pek çok arkadaşımıza istihdam sağladık. Biz A partili, B partili, C partili demedik. Hiçbir ayrım yapmadan, ihtiyacı olanlara yardımcı olmaya çalıştık. Belediyenin ihtiyacı doğrultusunda personel aldık. Ve şimdi bu arkadaşlarımız, içinde bulunduğumuz kıskacın en büyük mağduru. Bayram yaklaşıyor. Kurban almak isteyen, çocuğuna hediye almak isteyen çalışanlarımız var. Ben daha küçük bir evde yaşayabilirim ama yeter ki çalışanlarımız mağdur olmasın. Onlar bu kuruma her gün 24 saat emek veriyor. Onlar daha verimli çalışsın, daha istekli gelsin istiyoruz. Çünkü belediye hepimizin. Ve biz bu onurlu duruşu sergileyemezsek, hiç kimse sergileyemez."
