Ikınılmış Fikirler/Hareketler… Son günlerde küresel emperyalizmin iyice vites büyüttüğünü, (T) B (M) M ‘nde de, tıpkı son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin son günlerindeki güya siyasal, güya hümanistik, güya özgürlük vs. söylemleri altındaki bölücülük, ayrımcılık, hainlik faaliyetlerinin yüz yıl sonra yine ve yeniden aynı mahfillerce, aynı renk, aynı ton, aynı menzile doğru yoğun bir hareketlenme, ivme arttırma içinde olduğu görüyoruz. Bunu yine yüz yıl önceki gibi “ıkınılmış” fikirlerle, “ıkınılmış” karakterlerle, “ıkınılmış” hareket tarzları ve Kripto Etnik Bakiye artıkları ile yapıyor. Örneğin adına güya “terörsüz” dedikleri ve yine onlara göre “komisyon” aslı, gerçeği ise KO-MİSYON-ER olan oluşum/kişiler. Neden “komisyon” değil, KO-MİSYON-ER ? Öncelikle komisyon demek, misyonu olanların, kooperatif/kollektif olarak bir araya gelerek, ortak akılla, ortak çıkış, ortak hedef, ortak sonuca ulaşmak üzere bir araya gelmesidir. Ve komisyon katlımcıları/üyeleri de, yani komisyon’daki kişilerde -misyon’a -ER eki ile ilişkilendirilir. Yani, MİSYON ‘u olupta o misyon için uğraşan tekil kişi veya bir araya gelerek -MİSYON’u gerçekleştirmeye çalışanlara da, MİSYON-ER denir. Ve bu MİSYON-ER olan kişiler bunu ortak akıl, ortak çıkış, ortak hedef, ortak sonuç üzere bir araya gelerek yani kollektif/kooperatif yapıyorlarsa buda o ismin başına “KO” olarak eklenir. Şimdi baştan alalım, KO- kooperatif/kollektiften geliyor, MİSYON- ortak çıkış, ortak hedef, ortak sonuçtan geliyor -ER Bu misyonu yüklenen, dahil olandan geliyor. Oluyor size KO-MİSYON-ER… Kısaca, KOMİSYONER.. Peki, bu KO-MİSYON-ER sıfatını neden bu şekilde yazıyoruz? Şundan dolayı; KO- ile kooperatif edilen yolun ne kadar “ıkınılmış” olduğunu, -MİSYON- ile misyonlarının ne “ıkınılmış” olduğunu, -ER ile de, oraya katılanların ve oraya katılımın ne kadar iyi bir şey olduğunu söyleme gafletinde bulunanların yani “komisyoner”lerin ne kadar “ıkınılmış” kişilikler olduğunu bunların hepsini tek bir sıfat ile anlatabilmek için KO-MİSYON-ER diyoruz. Ortaklaşmalarının, Amaçlarının, Kendilerinin topunun “ıkınılmış” olduğunu başka hangi tek bir sıfatla anlatabilirdik ki? Peki, bu durumun, şeyin, kişilerin “ıkınılmış” olduğu fikrimize nereden ulaşıyoruz? Yazıyı fazla uzatmamak için tek bir örnek vereceğiz. Anlayanlar için tek bir örneğin 48’ini de anlatıyor olduğunu çok net göreceklerdir. Örneğin; KO-MİSYON-ER,  Sezgin Tanrıkulu kimdir? Herkes, onu sistem medyalarının anlattığı kadar tanımakta, bilmektedir. Uydu medyalarında, sistem medyalarında aktarılmayan taraflarından birini ortaya serelim “ıkınılmış” mı değil mi ? Siz karar verin. PKK-FETÖ ve ABD muhibbi. 1997 yılında “Güneydoğu’da insan hakları davalarında avukatlık yapması ve Türkiye’deki ihlalleri AİHM’e götüren ilk hukukçulardan biri olması” nedeniyle ABD’nin en prestijli (!!!) ödüllerinden olan Robert F. Kennedy İnsan Hakları Ödülü’ne (!!!) layık görülmüş. Tanrıkulu ödülünü Robert F. Kennedy’nin eşi (!!!) ve kardeşi senatör Edward Kennedy’den (!!!) almış 15 Köylü Yalanı ! 15 köylünün askerler tarafından helikopterlerden atıldığı, savaş uçaklarının köyleri bombaladığı açıkça FETÖ ve PKK terör örgütü mensuplarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya yönelik bir psikolojik harp jargonu veya söylemi iken Sezgin Tanrıkulu da ‘Bu konularda AİHM kararı var’ derken açıkça yalan söylüyor. Zira sanki AİHM kararında, “Helikopterden köylülerin atıldığı tespit edilmiştir. Köyler savaş uçaklarınca bombalanmış” şeklinde bir hüküm varmış gibi algı operasyonu yapılıyor. AİHM bu iddialar karşısında aldığı kararlarda, “bu yöndeki iddialar, yeterince araştırılmamıştır” tespitinde bulunuyor. Sezgin Tanrıkulu’nun terörle mücadelede Siha rahatsızlığı kişisel mi? SİHA’lardan rahatsızlık duymak terörün aleni bir şekilde arkalanmasıdır. En etkili silahlarımızdan biri olan SİHA’dardan rahatsızlık duyan Tanrıkulu’nun kime hizmet ettiği ortada. Bundan bir tek Tanrıkulu değil, ABD rahatsız, İsrail rahatsız! Terör örgütleri üzerinden Türkiye’yi terbiye etmeye çalışan devletler rahatsız… TR-705 Kodlu Cia Ajanı Kim? Sezgin Tanrıkulu’nun Cia Ajanlığı Nasıl Tescillendi? Söz konusu iddia tüm dünyada fırtına koparan Wikileaks belgelerinden. Türk medyasının neredeyse tamamı CHP’de fırtına koparan o belgelere ulaştı. Daha önce hakkında “Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor belgeleri yayınlanan ve “TR 705” kodu taşıdığı için eleştirilere konu olan CIA ajanı Sezgin Tanrıkulu ile ilgili Wikileaks’te bugüne kadar gündeme gelmeyen ABD’ye ait resmi belgeler de var. Kamuoyuna ve medya dünyasına yayılan bu belgeler incelendiğinde Sezgin Tanrıkulu’nun CIA ajanı olduğu neredeyse kesinleşti. ABD’li diplomatlar ile Tanrıkulu’nun görüşmelerinin not edildiği ABD Dışişleri Bakanlığı evraklarındaki dikkat çekici ifadeler, Tanrıkulu hakkında “CIA ajanı” iddialarına kaynak oldu. ABD bu kez de yanıltmadı. ABD’ye onlarca yıl CIA ajanı olarak hizmet eden Sezgin Tanrıkulu, ABD menfaatlerine artık bir yararı olamayacağı anlaşıldıktan sonra Wikileaks’ta deşifre edildi. Ve Eğer, Sezgin Tanrıkulu dışında KO-MİSYON-ER ‘ler içinde defolu veya “ıkınılmış” başkası yok diyecek biri çıkarsa, 48’de 48 ‘inin de “ıkınılmış” olduğunu gösteren kayıtları ortaya sereriz ! Şimdi Soruyoruz! KO-MİSYON-ER konusunda “ıkınılmış” fikirler, “ıkınılmış” kişiler, “ıkınılmış” işbirlikleri, “ıkınılmış” hainler/hainlikler derken abartmış mıyız? Türk Olmayan/kalmamış (T) B (M) M'ye Osmanlı’nın Meclis-i Mebusan’ının son demlerinin aynısı derken abartmış mıyız?