BUZ GİBİ GERÇEKLER Mİ?   

Ramazan Sevinç

11 ay önce

Seçim sürecinin hararetinin geçip, seçim sonucu ile bazı kafalarda oluşan soru ve intibaların zemininde sizlerle bir kaç düşüncemizi paylaşmak istiyoruz. Bu paylaşacağımız düşüncelerimizi aslında, kısa spot sosyal medya paylaşımları ile makalelerimiz ve canlı yayınlarımızda defaatle ifade ettik. Fakat bu sefer biraz daha akılcı ve olan bitenin harareti dışında, serinkanlı bir düşünce zemini açabilmek adına yazıyoruz. Ve belkide inanmışlığın, partizanlığın ötesine geçerek  toplumu daha çok saracak çok daha toplumcu,  halkı daha çok saracak çok daha halkçı, ortak bir fikir-yol-çözüm noktalarını barındıran gerçekten hayata geçirilebilecek bir yönde de buluşabiliriz. Sol'culuk deyince fraksiyonlu solculuğunun değil, yenichp solculuğunun değil... Türkçü'lük-milliyetçilik deyince Devlet Bahçeli'nin değil, mhp'nin değil faşizmin değil... Gerçek halkın bütünün mutluluğunu hedefleyen sol'culuk, Türkçü'lük akıllara gelsin istiyoruz. Unutmayınız ki,  Bozkurt Paşa, en büyük Türk Milliyetçisi idi ne solcu idi ne sağcı idi ve aşırı olmayan sol'a-milli sol'a karşı da değildi. Buradan hareketle soralım... İktidardaki küresel konsorsiyum organizasyonunu iktidardan indirmek sadece belirli bir kişinin, organizasyonun, partinin vs tekelinde midir? Ki, ilk büyük hata/operasyon, iktidar partisi gn.bşk.'nın 3. defa seçimlere girmesine, ne hukuki olarak nede halk nezdinde kamuoyu ile karşı çıkmamak, kabullenmek idi. Ve seçim sürecinde ise... Seçim sürecinde Muharrem İnce. Çıktı aday oldu.  chp'liler, "oy bölüyor" dediler. Beğenmediler. Adaylıktan çekildi. chp'liler "açıklaması akp'ye yarıyor" dediler. Beğenmediler. Dr.Sinan Ogan çıktı aday oldu. "oy alamaz, insanların kafasını karıştırıyor, niye çıkıyor ?" dediler. Beğenmediler. Kişilerin ve milyonların demokratik haklarını kullanmalarına ambargo koyuldu/koyulmak istendi. Üstelikte bunu yapanların bir başka söylemi, Türkiye'ye demokrasi getirmek üzerine iken. Demokrasi, sadece kendileri ile, kendilerine göre olununca demokrasi, kendilerinden olunmayınca antidemokrasi gibi bir düşünce zemininden hayırlı bir şey çıkar mıydı?  Çıkmadı zaten! Çünkü, halk için politika ürettiğini söyleyenler, sokaktaki her tipten, her görüşten halk ile temas kurmadan, sadece kendileri gibi olanlarla, tek belirleyici olarak küreselleri muhattap alarak, o politikalarını camdan plazaların tepelerinde, küresel akıl hocaları ile beraber hazırlamışlardı. İktidarı devirmek için belirlenen CB adayının ismi halka hiç sorulmadan seçime gidilmişti. Ve dayatmacılık bu kadar ile de bırakılmamıştı. Ki, kendi içlerinde ve dışa yönelik böylesine sadece kendine yönelik, sadece kendileri ile, sadece kendi renklerinde/tonlarında bir dayatma tabii ki toplumda ters tepti. Çünkü, belirlenen strateji, yol yürüdükleri oluşumlar-kişiler, yapacaklarını söyledikleri şeyler halk nazarında itibarsızdı ve tüm güzellemelere rağmen itibarda görmedi. Ve meselenin bir başka yönü. Ekonomik olarak çok daralan-bunalan halk, * 15.000TL Bayram ikramiyesi vaadini niye satın  almadı? * İkiye katlanacak asgari ücret vaadini niye satın almadı? * Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınacağı vaadini niye satın almadı? * Depremzede konutlarından ücret alınmayacağı vaadini niye satın almadı? * Tarımda kullanılan akaryakıttaki kalkacak ötv-kdv vaadini niye satın almadı? * Daha çok demokrasi vaadini niye satın almadı? Yukarıdaki sorular dahada çoğaltılabilir. Halk bu vaadleri satın alsa idi, vereceği oyu ile ödemesini yapardı. Oyunu vermediğine göre bu vaadleri satın almadı. Pekii, cevaplar ne olabilir? * Kadrolara güvensizlik mi? * İttifakın-Oluşumun kendisine ve/veya oradaki kadrolara, kişilere güvensizlik mi? * Bu vaadleri verenlerin de, iktidardakiler kadar küresel olmaları mı? * Türkiye'nin bölünmesi uğraşısı içinde olanlarla müttefiklik-beraberlik mi? * Tıpkı iktidardakiler gibi bir yapı ile muhalefetin  iktidardakiler ile yerlerini değiştirmesine gerek görmemek mi? * Bağımsızlığın, şimdiki durumun şimdikinden bile daha kötü bir duruma düşebileceği düşüncesi mi? * Anayasanın ilk dört maddesi ve 66.maddenin değiştirileceği endişesi mi? *İktidarda iken zaten bu günlerin sorumlusu olanlarla kolkola girilerek, onlardan kurtulmaya onay vermemek mi? Eğer amaç gerçekten iktidarı düşürmek idi ise, neden halkın onay vermeyeceği yukarıda bir kaçı listelenen stratejik hatalar yapıldı? Yoksa, bunlar hata değilde zatem bir planın parçası mı idi? Eğer gerçekten halk muhalefeti olunsa idi, bu kadar açık, bu kadar bariz olarak, halka rağmen olunur muydu? Birde seçim sonrası durum değerlendirmeler ve seçim yenilgisi yorumları çok daha ilginç! Muhalefetçiler, Seçimde iktidar yapısını değiştirmeyen halkın, neden bu değişimi yapmadığına gerekçe olarak... * Sandık ve oy çalmaları, oy manipülasyonlarını * Sığınmacıların 1.350bin oylarını * Depremzedelerin nankörlüğünü * Halkın cahilliğini * Yurt dışındaki T.C. vatandaşların oylarını vs gerekçe göstermeye kalkma teşebbüsleri ve biçimleri başlı başına bu halkın niye bu değişimi yapmadığının kanıtıdır aslında ve bu halk bunu göremeyen hiç kimseyi ve oluşumu iktidar yapmaz. Bu halk, kendisine bu kadar tepeden bakan hiç kimseyi iktidar yapmaz. Eğer ki, ciddi bir öz eleştiride, * Daha ilk turda %65 ile ezici şekilde seçimi alacak bir aday ile değilde, kendi karşılığı %26'yı geçmeyen chp gn.bşk.'nın adaylığında ısrar edilişi * Oy çalınacağı aşikârken, sandıkta, seç-sis'te, ysk'da yapılacak manipülasyonlara sonuç alıcı müdahale edilememesi * Birinci turda 6milyon, ikinci turda 8milyon seçmenin niye sandığa götürülemediği * 45'e çıkan ülke dışı sandık kurulan ülkelere sandıklara sahip çıkacak organizasyon kurulmadığı * Niye ısrarla ıslak imzalı tutanak toplama organizasyonunun sekteye uğradığı * 2018'de "adam kazandı" dedirten gn.bşk.yrd. ve ekürileri ile niye 2023 seçimlerinde çalışılmaya devam edildiği * Niye illa toplamları %1 etmeyenler ile yol yüründüğü * Niye illa toplamları %1 etmeyenlere 40 Mv'liği verildiği * Ülke gerçekleri yerine neden illa küresel partizanlık yolunun seçildiği * 2005'ten bu yana chp içinde çok güçlenen küresel yapı 10 ARALIK'çıların hakimiyetinin kırılamadığı * İktidar konsorsiyumunun küreselliği çok göz önünde iken, neden tıpkı iktidar gibi küresel kişiler ve planlarla seçime gidildiği vs buz gibi gerçeklerle yüzleşilmemesidir, seçimi küresel iktidar lehine sonuçlandıran. Bu yazımızdan muradımız, birilerini "dövmek" değil. Birilerinin halka rağmen, millete rağmen iş yapma huyundan vaz geçmeleri, wasp'larla değil, halkın kendisi ile işbirliği yapmayı öğrenmesi ve artık halka tepeden bakmaktan vaz geçmesi. Sağlıcakla Kal Yüce Türk Milleti'm.
YAZARIN DİĞER YAZILARI