Kemal Okuyan: Meclis mi dediniz? Aldatmayın kendinizi

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Bizim Gazete'deki köşesinde "Meclis mi dediniz? Aldatmayın kendinizi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Siyaset - 2 yıl önce

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Bizim Gazete'deki köşesinde "Meclis mi dediniz? Aldatmayın kendinizi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

TKP geçtiğimiz hafta tarım, ekonomi, sağlık, eğitim, dış politika gibi çeşitli başlıklarda ülkenin nasıl yönetileceğine dair çözümlerin yer aldığı metinler açıklamaya başlayacağını duyurmuştu ve ilk olarak iç politika alanında çözümlerinin yer aldığı bir metin yayımladı. 

Okuyan bu metinden bahsederek, Meclis'in tarihsel ve güncel olarak anlamına işaret ederek, TKP'nin Meclis'e bakışını açıkladığı bir yazı kaleme aldı.

Yazının tamamı şöyle:

Türkiye Komünist Partisi, çözüm belgelerini açıklamaya başladı. İlk olarak siyasal sistem, devlet yapısı üzerine temel yaklaşımlar ve iç politikayla ilgili güncel sorunların çözüm yolları kamuoyu ile paylaşıldı.

TKP lafı evirip çevirmeden, bugün birçok kişinin “demokrasi”nin teminatı olarak gördüğü “kuvvetler ayrılığı” ilkesi yerine hakimiyetin kayıtsız şartsız Meclis’te olduğu bir siyasal sistemi savunuyor.

Kuvvetler ayrılığı nedir?

Yürütme ve yasama erklerinin birbirinden ayrılması, birbirini dengelemesi ve birbirini tamamlamasıdır.

Yürütmeye hükümet, yasamaya Meclis diyebiliriz.

Hükümet ile yasama ayrı iktidar odakları olarak kabul ediliyor kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulandığı örneklerde.

Sebep?

Neden halkın iradesini temsil eden Meclis’ten ayrı bir yürütme erki, yani hükümet tarif ediliyor?

İki nedenle...

Bir kere bu işin bir tarihi var. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, saraya ve kiliseye karşı mücadele sırasında şekillendi. Mutlak otoriteyi temsil eden hanedanların ve kutsallığı güce dönüştüren ruhban sınıfının etkisini sınırlamak için sürdürülen mücadele sonucunda halkın iradesinin (sınırlı da olsa) yansıdığı Meclis ve benzeri organların otoriteyi paylaşmaya başladığı görüldü.

Bu kuşkusuz bir ilerlemeydi. Ancak yeterli değildi.

İnsanlık tarihinin ilk büyük devrimi 1789 Fransız Devrimi’nde, Meclis hükümeti savunuldu, kuvvetler ayrılmayacak, birleşecekti.

Bu yaklaşım devrimciydi ama korkak Fransız burjuvazisi kısa sürede gerici güçlerle uzlaştı, halkın iradesini kısıtlayacak, hatta engelleyecek adımlar attı.

Sonra işçi sınıfı tarih sahnesine çıktı. 19. yüzyılda emekçilerin eşitlikçi bir düzen için ileri doğru yaptığı her hamle yasama ve yürütmenin birliği ilkesini içerdi.

1917 Rus Sosyalist Devrimi’nin ardından ortaya çıkan toplumsal/siyasal sistem, aşağıdan yukarıya bir Meclisler iktidarıydı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, hükümetin Meclis’in içinde kaldığı, ona bağlı olduğu bir modeli hayata geçirdi, Yüksek Sovyet’in, yani Meclis’in üzerinde hiçbir güç yoktu.

Mustafa Kemal’in de (özellikle 1920 ve 21’de Anayasa tartışmalarında) kuvvetler birliğini savunduğunu biliyoruz.

Yürütmeye özerklik veren her model aldatmacadır. Bugünkü Cumhurbaşkanlığı sistemi ise yürütmeye özerklik vermenin çok ötesine geçmekte, Meclis’i yok hükmüne düşürmektedir.

Kuşkusuz burada hangi Meclis sorusu da sorulmalıdır.

TKP buna da özlü yanıtlar veriyor.

Paranın ve dinin siyaset ve devlet üzerindeki etkisinin kırılması sonucu ortaya çıkmış bir Meclis.

Toplumsal yaşamın her alanında kurulan yerel Meclislerin, işyeri örgütlerinin üzerinde yükselen bir Meclis.

Kendisini seçenler tarafından her an geri çağrılabilecek, dolayısıyla halkın üzerinde hiçbir ayrıcalığa ve dokunulmazlığa sahip olmayan temsilcilerden oluşan bir Meclis.

Profesyonel siyasetçilerden değil, işçilerden, emekçilerden, köylülerden, öğrencilerden, aydın ve sanatçılardan, bilim insanlarından oluşan bir Meclis.

Liderlerin peşinden sürüklenen, el kaldırıp indiren siyaset erbabının değil, tartışmayı bilen, üreten, yaratan vekillerin yer aldığı bir Meclis.

Kuvvetler ayrılığı demokrasinin güvencesiymiş!

Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve savunusu halkın siyasete ve yönetime katılımını engelleyen mekanizmaları allayıp pullamaktan başka bir şeye yaramaz.

Meclis’in üzerinde hiçbir otorite olmamalı ve Meclis de halkın üzerinde değil, onun elinde olmalıdır!

Haftanın Öne Çıkanları

İran'da Hadis Najafi 6 kurşunla öldürüldü

2022-09-25 18:34 - Dünya

Sanatçı Ahmet Özhan, tarikat şeyhi oldu!

2022-09-25 16:31 - Gündem

Erdoğan'dan Selvi'ye canlı yayında talimat!

2022-09-29 00:19 - Gündem

Bakü'ye atanan AKP'li bürokrattan skandal paylaşımlar!

2022-09-25 09:21 - Gündem

AKP'ye yakın Misvak'ın anketinden Kılıçdaroğlu çıktı!

2022-09-25 00:06 - Gündem

Atatürk'ün kurduğu fabrikalar Bakan Varank'ı rahatsız etti!

2022-09-23 21:42 - Siyaset

Alkole büyük zam: İşte zamlı fiyatlar...

2022-09-28 23:07 - Ekonomi

Şahan Gökbakar: Yine büyük oyunu bozduk çok şükür!

2022-09-22 19:40 - Magazin

Sedat Peker'in eşinden paylaşım: Sabırlı olun, iyi şeyler bir anda olmuyor...

2022-09-27 20:33 - Gündem

Ümit Özdağ, Soylu'ya saat verdi: Yayınlayacağım videoyu izle!

2022-09-23 19:07 - Siyaset

İlgili Haberler

Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi

21:44 - Siyaset

DEM Parti, Özgür Özel'i ziyaret etti

19:15 - Siyaset

Erdoğan: Siyasetin yumuşama sürecini başlatalım

19:09 - Siyaset

Numan Kurtulmuş, DEM Parti'yi ziyaret etti

14:48 - Siyaset

Özgür Özel'den 1 Mayıs ve Taksim açıklaması

11:05 - Siyaset

Günün Manşetleri

Tuğrul Türkeş'ten Osman Kavala tepkisi

21:35 - Gündem

Veli Ağbaba'dan Ali Erbaş'a makam aracı tepkisi

20:07 - Gündem

Erdoğan'ın eski metin yazarı cemaatleri övmeye doyamadı

19:52 - Gündem

Saadet Partisi'nin 'iki yüzlü ekonomi' şarkısı gündem oldu

18:43 - Ekonomi

CHP'den MEB önünde 'yeni müfredat' protestosu

12:21 - Eğitim