Bir müddet önce, Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akbaş hocamız aramış ve “Gaziantep’in kurtuluşu” üzerine talebelere bir sohbet yapmamızı talep etmişti. Sohbet öncesinde Dekan Beyin odasında tatlı bir sohbete daldık. O arada ben kendilerine “Kurtuluş Savaşında Gaziantep” kitabımı, kendileri de bana “Yeniden İslâm Medeniyeti” ile “Asr-ı Saadette Üç Öğretmen” kitaplarını hediye ettiler. Böylece hediyeleşme sünnetini yerine getirmiş olduk. Muhterem Hocamın Nida Yayınlarından çıkan kitaplarını okumaya başladım. O sırada Mehmet Nuri Yardım kardeşimin Post yayınlarından çıkan “Nükteden Şakaya” kitabı elime ulaştı. Bu değerli eseri de kütüphaneme koyup ara ara okumaktayım.
Kâğıt fiyatlarının, baskı ve diğer maliyetlerin astronomik arttığı bir zamanda yayıncılığı devam ettirip değerli eserler neşreden bütün yayınevlerini tebrik ediyorum. İnkılap, İlke, İnsan, Büyüyen Ay, Akıl-Fikir, Tahşiye (Semendel, Rahle, Cihangirân) yayınevleri büyük bir özveri ile eser neşretmekteler. Muhit Yayınevi yayıncılık dünyasında yeni sayılmasına mukabil kök saldı ve bu sahada profesyonelce çalışmasıyla dikkatleri çekti. Gazetemizin yayınevi Yeni Devir, değerli eserler neşretmeye devam ediyor.
Çoğu kimse, yalnızca kitapçılardan kitabı alır, okur, kütüphanesine kor. O kitabın nasıl bir emekle vücuda geldiğini bilmez. Kitap yayıncılığının çilesini çok iyi bilenlerdenim. İlk kitabım 1980 yılında çıktı. 2020 yılına kadar da 120 kitabım yayınlandı. Şu ana kadar kitaplarımı 28 yayınevi bastı. Bu zamana kadar geçen 42 yıl bana çok değerli ve candan dostlar kazandırdı. Kitaplarımı basan matbaaların sahiplerinden tutun, matbaa ustalarına; yayınevlerinin sahiplerinden tutun, editörlerine, bütün çalışanlarına, muhasebecilerine; kitabın mizanpajını yapan, kapağını hazırlayan grafikerlere varıncaya kadar pek çok dostlar edindim. Bu gerçekten zorlu işler yapan çilekeş insanlarla yıllar sonra karşılaştığımızda bile candan kucaklaşıyorduk. “İran Meselesi” kitabımı basan matbaanın sahibiyle 20 sene sonra Cağaloğlu’nda karşılaşmış, hasret gidermiştik. Pek çok kitabımı basan matbaacı Ziya Bey’le hâlâ telefonda görüşür, hasbuhal ederiz.
Geçtiğimiz günlerde vefat eden Yaşar Kaplan’la Timaş’ta editörlük yaparken tanışmıştık. Beş kitabımı yayına hazırlamış, o sırada “derin muhabbetlere” dalmıştık. Rabbim rahmet eylesin, değerli ve çilekeş biriydi.
Pek çok kitaplarımın mizanpajlarını yapan Adem Şenel ile kapakları hazırlayan Yunus Karaaslan’la dostluğumuz devam etmekte. Yolum Cağaloğlu’na düştüğünde ofislerinde ziyaret ederim. Her ikisi de mesleğinin duayenidirler.
İbrahim Tenekeci idaresindeki Muhit Yayınevi’nin editörleri Yunus Karadağ ve Osman Toprak’la, Türdav’ın grafikerlerinden Ayhan Ogan’la ve emektarlarından İsmet Temur’la, Mustafa Kurdaş Bey’in yönetimindeki Yeni Devir’de neşrolan 9 kitabımın mizanpajını yapan Burak Tekin Bey’le, Arapça dizgi de yapan ve dinî eserlerin mizanpajını mahâretle yapan Ahmet Kahramanoğlu ile İlke yayınevinin editörü Mustafa Bey’le diyaloğumuz devam etmekte.
Kader-i İlahi, kısa bir müddet te olsa, piyasadaki bütün yayınevlerini çok yakından tanıma fırsatını buldum. 27 Nisan 1992’de Yeni Asya’dan ayrılmıştım. Türdav’dan teklif geldi. Görevim, “Büyük Kitap Kataloğu”nu hazırlamak olacaktı. Firma aylık kitap kataloğunu hazırlamakta idi. Ben ise yaklaşık 500 yayınevinin bütün kitaplarını kısaca tanıtacağımız büyük bir kataloğu hazırlayacaktım. Kolları sıvadım. Yayınevi müstakil bir ofis kiralamıştı. Sakin bir şekilde orada çalışacaktım. Elemanlar kitapları önüme yığıyor, ben de onları inceleyerek lüzumlu bilgileri ve özetini yazıyordum. Bazen de yayınevlerine gidip yerinde kitapları önüme yığıp notlar alıyordum. O arada Türdav’da değerli dostlar edindim. Yayınevinin idarecisi Ahmet Vural Bey’le derin sohbetlere dalardık. Bana projelerini açıklardı. Bunlardan biri, google benzeri bir “bilgi birikimi” projesi idi. O sırada yayınevlerinden kitaplarımı basma teklifleri gelmeye başladı. Ben de müstakil çalışmaya karar verdim ve ayrıldım. Ancak bu yayınevi ile irtibatım devam etti. O zamana kadar yaklaşık on yıl kitap yayınına ara vermişlerdi. Yeniden kitap basmaya karar verdiler ve ilk kitap olarak da bizim “Meşhurların Son Anları”nı yayınladılar. İlk baskı 5 bin basıldı. Çok tuttu. Bu kitabımız Türdav’da 95 baskı yaptı. (Şimdi Muhit Yayınevi’nden çıkmakta)
Yayıncılık, hele de kitap yayıncılığı çok çileli bir iş. Okumanın azalması bu çileyi daha da artırmakta. Rabbim bütün yayıncı dostlara sağlıklı ömür versin, emeklerini zâyi etmesin…
