USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hadislerden Dersler

15-04-2024

Peygamber Efendimiz (A.S.M.), İslâmiyet’i bütün dünyaya tebliğ meyanında dünyanın bütün büyük devletlerinin reislerine mektuplar gönderdi ve onları İslâmiyet’e davet etti. Bunlar arasında İran devleti de vardı. Ne var ki, bu devletin reisi Kisra Hüsrev Perviz Peygamberimizin (A.S.M.) mektubunu okuyunca yırtıp parçaladı. Peygamber Efendimiz de, “Parça parça olsunlar!” diye dua buyurdu. Hüsrev Perviz, oğlu Şirveyh tarafından hançerle parça parça edildi ve karnı deşilerek öldürüldü. Şirveyh altı ay yaşadıktan sonra öldü. Bu muhteris adam hırs-ı câh ile kardeşlerini de öldürmüştü. Kendisine halef olacak erkek evladı da bulunmadığından kızı Buran tahta oturmuştur. İran tahtına bir kadının oturduğu Peygamber Efendimize (A.S.M.) bildirilince şöyle buyurdu: “Mukadderatını bir kadının eline veren millet felâh bulmaz!” (Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c.10, s. 449)

Bu konuda Peygamber Efendimizin (A.S.M.) başka hadisleri de vardır. İşte fıkıh âlimleri bu hadislere dayanarak kadının reis olamayacağına hükmetmişlerdir. Bu bakımdan hiçbir İslam devletinde kadın idareci olmamıştır. Kadın reis olmadığı gibi, vali, müftü, şeyhülislam, imam ve sair idareci de olamaz. Yukarıdaki hadis-i şerifin şerhinde şöyle denilmektedir:

“‘Mukadderatını bir kadının eline bırakan millet felâh bulmaz’ vecizesiyle Resul-i Ekrem İslâm’ın amme hukukunun en mühim bir kaidesini koymuştur. Bu kaideye göre, İslâm hukukunda amme velayeti denilen devlet teşkilatı riyaseti ancak erkek bir vatandaş tarafından temsil olunur. Bu, millet otoritesini temsil edecek mevkie kadın intihab edilemez. Çünkü kadının fıtratı birçok cihetlerden bu çok ağır vazifeyi deruhte etmeye müsait değildir. Bunun için İslâm hukukunda kadının bey’ ve şira’, şehâdet, şirket, vesayet, veraset, vekâlet, hibe gibi her türlü medenî akid ve tasarrufâtı sair milletlerin hukukuna nisbetle en geniş mikyasta muteber ve ticarî sahadaki sa’y-i ameli meşru olduğu halde devlet riyasetine intihab olunabilmesi hususunda kadın için bir hak kabul edilmemiştir.” (a.g.e., c. 10, s. 450)

Kadının reis olamayacağı hususunda icma vardır. Bu konuyla ilgili pek çok eser yazılmıştır. Bu eserlerden biri de Dr. Salih Ganim’in mastır tezidir. “Velayetü’l Mer’e Fi’l Fıkhi’l İslâm” (İslam Fıkhına Göre Kadının İdareciliği) ismiyle H. 1424’te Riyad’da basılmıştır. Bu eserdeki bazı kısımlara hülasa olarak göz gezdirelim:

“Kadının Halifeliği: Halifede aranan şartlardan biri, erkek olmasıdır. Bu şartta ittifak vardır. Hiçbir âlim bunda ihtilaf etmemiştir. (a.g.e., s. 82) İslâm fıkhına göre, kadının kesinlikle devlet başkanı, idareci olamayacağına dair ittifak edilmiştir. Bunu belirten âlimlerin Kur’an’dan delilleri, Nisa Suresi 32 ve 34. ayet-i kerimeler. Nisa Suresi’ndeki ayet-i kerime, evlilikle ilgili bir hükümdür. Ancak, “Sebebin has olması, hükmün umumî olmasına engel değil” kaidesine binaen bu hüküm erkeğe devlet idaresinde de öncelik vermiştir. Bu, Allah tarafından verilmiş bir salâhiyettir. Akıl ve işleri bilme hususunda ve kuvvet bakımından erkekler farklı yaratılmıştır. Ayrıca Bakara Suresi 228 ve 247. ayet-i kerimeleri de idarecinin erkek olmasına delil getirilmiştir. Talut’un idareci seçilmesine Ben-i İsrail’in itiraz etmesinin sebebi; kral ailesinden olmayışından ve fakir olmasından dolayıdır. Oysa Talut’un seçilmesinde aslolan bilgi ve kuvvettir. Kadın, cisim itibariyle zayıftır.

“Ahzab Suresi 33. ayet-i kerimede kadınların evlerinde karar kılması emrolunmuştur. Burada hitap Peygamber Efendimizin (S.A.V.) hanımlarına ise de hüküm bütün Müslüman hanımlaradır (s. 95). Kadim müfessirler erkeğin idareciliğinde ittifak etmişlerdir (s. 88-91).

Kadınının idareci olamayacağına dair hadisten deliller: “Bir toplum idareyi kadına verirse kesinlikle iflah olmaz” (Buhârî, Meğazi, hadis no: 4425). Ebu Bekir’den (R.A.) rivayet edilen hadis-i şerif: “Erkekler kadınlara itaat ettiğinde helak olmuştur” (Hâkim, Müstedrek c.4-291; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5-45). Bu hadis senet ve metin bakımından sahih bir hadistir. Bu hadis, kadının halife, başbakan, şehir idarecisi, genel hükümlerde idareci olamayacağına dair delil olarak gösterilmiştir.

Kadınların idareci olamayacağına dair icma’ vardır. İmâmetü’l kübra (halifelik), konusunda erkek olmanın şart olması hususunda, sahabe, tabiin, tebe-i tabiin, fukaha ve müfessirîn icma etmiştir. Kadın başbakan da olamaz (s.161). Bu konuda Kur’an’dan ve sünnetten sahih delil vardır. Kadının imametini (idareciliğini) caiz kılanların Kur’an ve sünnetten sahih delili yoktur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?