USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TÜRK'ÇÜ ERMENİ

03-04-2023
Atatürk'çü ile "kemalist" arasındaki fark!
Aşağıdaki yazıda, başlığın neden
"Türk'çü Ermeni" olduğunu anlayacaksınız.
Birde, Türkçü'lüğe "ırkçılık" bizlerede "faşist" deme gafletinde bulunan,
Üstelikte sorulduğunda kendini Atatürk'çü veya Atatürk sever olarak tanıtmalarına rağmen,
güya anlı şanlı diplomalar sahiplerinin,
çok fazla kitap devirdiği zan'nı ile, 
üç beş tane öğrendiği sonu -lojik, -gojik 'lerle biten sıfat sıralayarak,
kendini "insanlığı aşmış" , 
"küresel enternasyonal Dünya vatandaşı" kalıbına sokmaya çalışanların,
Aslında
Türk'lük, Türk'çülük ve en önemlisi Atatürk'çülük
konusunda "zır cahil" bırakılmış,
etnikçi, bölücü, kripto işler içindeki,
ya küreseller, yada küresellere işbirlikçiler olduğunu ayan beyan ilan ediyoruz.
Kim ile ilan ediyoruz?
Bizzat, Bozkurt Paşa Mustafa Kemal Atatürk ile
en büyük Türk Milliyetçisi ile,
söylemleri ve icraatları ile...
İşte, "kemalistler" yapıp edecekleri kripto, küresel hareketleri, uygulamaları,
yakasında taşıdığı Atatürk rozetinin arkasına saklamaya çalışan,
aslında Atatürk'çü de, Türk'çü de olmayan,
aksine Türk ve Atatürk düşmanlarıdır.
Bunlar için Atatürk, sadece kullanabilecekleri bir koruma kalkanıdır.
İşte aşağıda okuyacağınız olaylar, hatıratlar ile bu gerçekliği bir defa daha gözler önüne sereceğiz.
*******
Atatürk’ün TÜRK DİL KURUMU’nun başına getirdiği  TURAN ERMENİSİ AGOP DİLAÇAR’ı tekrar hatırlama zamanı…!
DİLCİ  ŞEF…!
Atatürk on yıl önce anlatıyordu….
“Daha mektep çocuğuyken yazımızda bir bozukluk olduğunu sezmiştim.  Tabi bunun mütehassısı olarak değil, fakat görüyordum ki, bunda düzelmesi lazım bir şeyler var. İzmir’in geri alınmasından sonra yazı meselesi üzerinde bana tekliflerde bulunanlar oldu. Fakat ben bunlarda samimi bir mahiyet göremedim.
Samimi olarak bu memleketin, bu milletin menfaatine yapılacak bir iş olsun, ben onu göz önüne almayayım, bu mümkün değildir. Yalnız işin gerçekten millete menfaati olmalı ve teklifin samimi olarak yapıldığına ben kanaat hasıl etmeliyim.” Diyordu.
Bu sözler, harf inkılabının en ateşli günlerinde, onun en büyük, en çetin işleri kolaylaştıran nizamlayıcı ağzından çıkıyordu. Bu sözler, Türk milletine on yılın içinde yeniden iki buçuk milyon okur-yazar vatandaş kazandırdı.
Altı yıl önce şöyle söylüyordu….
“Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her mefhumu ifadeye kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek lazımdır.”
Bu sözler, Türk Dil Kurumunun onun  eliyle kurulduğu Birinci Türk Dil Kurultayı’nın onun huzurunda toplandığı günlerde söyleniyordu. Bu sözler 6 yıldan beri sürüp giden dil çalışmalarını, yazı dilinde kullanılan fakat halkın konuşma dilinde yeri olmayan binlerce kelimenin öz Türkçe karşılıklarını yarattı. Bu sözler bütün Türk lehçelerinin türlü dillerde yazılmış lügatlerinin tercümelerini yaptırdı.  Onları bir araya getirerek ilim dünyasının önüne çıkarılacak bir büyük, TÜRK LEHÇELER LÜGATI’nın programını ortaya koydu. Bu sözler, dilimize kendi öz varlıklarından yapılmış yüzlerce yeni ve güzel kelimeler kazandırdı.
Üç yıl önce öğretiyordu….
“Türk dili kaynakları üzerinde edindiğimiz bilgiler, umduğumuzdan daha verimli çıktı. Şimdi yalnız ana dilimizin öz varlıklarını bilmekle kalmıyoruz. Bunların çok eski bir medeniyetin ilk ana dili olduğunu da öğrendik. 
Türk milleti ve Türk dilini, medeniyet tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz. Klasik etimilojinin karışık görüşleri karşısında bizim teorimiz (Güneş-dil teorisinden bahsediyor) ve analiz metodumuz çok basit görünüyor. Fakat hakikat, ezeli ve ebedi hakikat, basittedir. Teorimizi bir dil kanunu olarak ilim alemine tanıttığımız gün, Türklük için şanlı bir zafer günü olacaktır.”
Bu sözler Florya denizinin suları mavi ışıklar saçan sevimli muhiti içinde onun her buluşu insanlığa yeni bir ders olan dahi kafasında yeni doğan bir görüşü anlatıyordu.
Bu sözler üçüncü Türk Dil Kurultayı’nın ve Ankara Tarih Dil ve Coğrafya Fakültesi Türkoloji derslerinin mihverini yarattı.
Bu sözler dil mukayeseleri sistemini nizamladı ve tarih tezini dil kanıtlarıyla da tekrarlayarak, Türk milli ilmine yeni bir alan verdi.
Tarihte, dilde, bütün kültür çalışmalarında düşündüğü hep “Türk”tü. Türk ve Türk tarihi onun sevgilisi, onun ülküsü ve onun yavrusu gibiydi.”
Necmi Dilmen’den alıntıdır.
*
Onun adı Atatürk, adına layık olan Türk. 
Atatürk soyadı nasıl ona verildi? başka bir yazımızda anlatırız inşallah.
Onun sayesinde kurulan Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu verimli çalışmaları birlikte yapmış ve bu çalışmaların neticeleri bizleri tarihin derinliklerine götürmüş ve bizlerden saklanan gerçekler gün yüzüne çıkartılmıştır.
Dünyanın en eski dili Türkçe’dir. Medeniyetlerin kurucusu Türk millettir.
Bu konulara ilişkin Sezgin Onat’ın Uygarlığın Kurucusu Türk Milleti kitabı okunmalıdır.
*
Atatürk’ün gözardı etmediği bir Ermeni Türkü olan Agop Dilaçar bu konuda Ulus gazetesinde şöyle yazıyordu:
“Atatürk’ün bulduğu ve bize tanıttığı Türk Milleti ve ırkı bu konuyla ilgilenen bilimcileri kuşkudan arındırdı. Ben şahsen Türk toplumunun elde ettiği aydınlanmadan hisse alan bir insanım. Beni elimden tutup vatanıma kavuşturan ve yine Türk bilimine hizmet için bana da yer ve emek ayıran büyük adam için yapabileceğim şey, son nefesime kadar çalışmaktır.”
Bu arada AgopDilaçar, soyisminden de belli olmak üzere dil  çalışmalarına katkıda bulunmuş ve dilimize girmiş yabancı kelimelerin karşılığı olan, öz Türkçe kelimelerin bulunmasında ve dilimizin yabancı kelimelerden   arındırılması konusunda hizmetler vermiş bir kişidir.E.D.
*
Evet, Atatürk’ün tarih ve dil çalışmalarını başlatmış olmasıyla üstü örtülmüş olan Türk tarihi de meydana çıkarılmıştır. ÇünküAnadolu da yaşamış topluluklar arasında  tarihi bağların ortaya çıkarılabilmesi için en önemli kıstas kullandıkları dildir. Yani bu bağlamda Atatürk’ün Türkçe’ye en uygun alfabeyi seçmesi de, Türk Dil devrimi olarak bildiğimiz, dilimize girmiş yabancı kelimelerin yerine Türkçe karşılıklarının kullanılmasına katkıda bulunmuştur. 
Yani Türkçeleştirme çalışmaları vb.lerihepsi aynı  amaç içindi. Türklerin dünya tarihi içindeki yerlerini ortaya çıkartmak. Ancak onun ortaya çıkardığı gerçekler bazı çevrelerin hoşuna gitmediği gibi onun ölümünden sonra kuruluşunu yaptığı kurumlara da sahip çıkılmamış yada yanlış kişiler göreve getirilmiş olduğundan,Atatürk’ün büyük bir heyecan ve özenle ortaya çıkarılmasını sağladığı gerçekler Türk Tarih Tezi kitabı olarak liselerde okutulmaya başlansa da onun ölümünden sonra müfredatımızdan  gizli bir el tarafından  kaldırılmıştır. 
Çünkü 1949 Fulbright anlaşması ile Milli eğitimimize CIA eli sokulmuştur.
*
Oktay Sinanoğlu Türk dilinin korunmasının önemini işte bu sözlerle ifade etmiştir...!
"Dil bir milletin şerefidir. Ancak şerefini koruyan milletler dünyada ciddiye alınır. Dil olmazsa kültür olmaz. Kültür olmazsa kimlik, kimlik olmazsa haysiyeti şeref olmaz...!"
*
Ermeniler kimdir? Anayurtları neresidir? 
Ermenileri Türklere düşman eden Pakraduniler kimdir? 
Bu konudan devam edeceğiz…!
Elif Deniz Sağlam
*****
Teşekkürler Elif Deniz Sağlam
Sağılıcakla Kal Yüce Türk Milleti'm.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?