USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Seyyar Medrese

09-12-2022
Çocuklarımız ve torunlarımız, Allahu Azimüşşâan’ın bizlere lütfettiği en değerli emânettir. Bu emânate en güzel şekilde sahip çıkmalıyız. Onlara bu dünyada mesut olmanın yollarını öğrettiğimiz gibi, asıl, ebedî hayatta mesut olmanın yollarını da öğretmeliyiz. Aslolan da budur. İsterse hamal olsun, tesisatçı olsun, elektrik teknisyeni olsun, fabrika işçisi olsun, doktor olsun, mühendis olsun, asker olsun, polis olsun, ne olursa olsun, Müslüman’ın ilk olması gereken, “Peygamber ahlakına sahip iyi bir Müslüman olması”dır. 
Çocuklarımı bu düsturla yetiştirmeye gayret ettim. Henüz ilkokul çağlarında onlara Kur’an-ı Kerim okumasını öğrettim. Küçük delikanlıya tam üç defa öğrettim. Ben yazın öğretiyorum, o okula gidiyor, unutuyor. Baktım böyle olmayacak, her gün bir sayfa Kur’ân-ı Kerim okuttum ve böylelikle alıştı, Elhamdülillah. 
Şimdi sıra torunlara geldi. İki torunumu da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açmış olduğu 4-6 yaş grubu Kur’ân kursuna gönderdim. Küçüğünü bir sene daha göndermek istedik. Aylık aidatı 1.000 TL (bin TL) yapmışlar. Bir önceki sene 180 lira ödüyorduk. “Yahu bu kadar olur mu! Bizi Vehbi Koç mu bellediniz!” dedik. Onlara demedim de kendi kendime dedim ve göndermedik. “Madem öyle, ben çalışmamdan biraz daha fedakârlık yaparım, ben öğretirim” dedim. Teşvik için şöyle bir metot geliştirdim. Ajandama bir çizelge yaptım, torunlar okuyacak, ben de kendilerine günde 1 TL vereceğim. Bunu da hemen vermeyip on günün sonunda 10 TL kâğıt para olarak vereceğim. Bu anlaşma torunların da hoşuna gitti. Ve başladık uygulamaya: Büyük torun yazın camideki Kur’an kursuna gitmişti. Orada kendilerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu “Etkinliklerle Dinimi Öğreniyorum” kitabını vermişlerdi. Her gün o kitaptan iki sayfa okuyoruz. İki sayfa da bizim hazırlamış olduğumuz “İlahiler ve Kahramanlık Şiirleri Ezberleyelim” kitabımızdan okuyoruz. İlahileri ve marşları birlikte söylüyoruz. Bazen mehter marşını orijinalinden dinliyoruz. Küçük toruna gelince; onunla da “Etkinliklerle Elif-Bâ” okuyoruz. Zaten daha önce o kitabı okuyup bitirmişti. Bir de birlikte bitirdik. Şimdi Hayrat Neşriyat’ın hazırlamış olduğu “Neşeli Elifbâ Seti-1 Çocuk Elifbâsı” kitabına başladık. Bunlardan ayrı, bizim camide duvara büyük boy Kur’an öğrenme seti levhaları asılmış. Bazen torunla namaz vakitlerinden önce gidip duvardaki o levhaları okuyoruz. 
Bir de bizim “Seyyar Medrese”miz var. Bana göre en faydalı eğitimi bu medresede vermekteyiz. Telefon yok, tablet yok, televizyon yok. Ofise giderken arabaya biner binmez dersimiz başlıyor. Önce; “Lebbeyk Allahümme lebbeyk! Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk! İnne’l hamde ve’nni’mete leke ve’l mülk! Lâ Şerikê leke” Bu telbiyeyi üç defa tekrar ettikten sora üç defa da Itrî’nin saltanatlı tekbiri: “Allahu Ekber! Allahu Ekber! Lâ ilâhe illallah vallahü ekber! Allahu Ekber Velillahi’l hamd.” Daha sonra üç defa da salavat: “Allahümme salli ‘ala seyidine Muhammedi’n ve ‘alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.”
Bu giriş faslından sonra dersimiz başlıyor: İmanın şartları: “Amentü Billahi ve melâiketihi ve kütübihî ve resûlihi ve’l yevmi’l âhiri, ve bi’l kaderi hayrihi ve şerrihi minellahi teâlâ ve’l ba’sü ba’de’l mevt. Hakkun: Eşhedü Enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühu.” Açılımı: 1. Allah’a 2. Allah’ın meleklerine 3. Allah’ın kitaplarına 4. Allah’ın peygamberlerine 5. Âhiret gününe 6. Kadere, hayrın ve şerrin Allah tarafından geldiğine ve öldükten sonra dirilmeye îman ettim. Daha sonra kelime-i şehâdet… Daha sonra İslâm’ın şartları: “Savm, selat, hac, zekât, kelime-i şehadet…” Yani, 1. Oruç tutmak, 2. Namaz kılmak, 3. Hacca gitmek, 4. Zekât vermek, 5. Kelime-i şehadet getirmek….
Daha sonra namaz nasıl kılınır faslına geçiyoruz. Rükûda ve secdede söylenen mübarek kelimeleri tekrar ediyoruz. Ardından namaz sûrelerini tekrar tekrar okuyoruz. Her defasında bir sûre. Yol boyunca tekrarlıyoruz. Bir de kısa meâlini veriyoruz. Böylece zihinlerinde iz yapar, inşeAllah… 
Bunlardan ayrı torunlarımızla ayda bir gezi programımız var. Onlara şehrimizde büyük savaşın olduğu yerleri, şehitlerin mezarlarını gösteriyorum. Birlikte Fatiha okuyoruz, o tarihî hâdiseyi ve kahramanlarımızı yâd ediyoruz. Siz de iyi yetişin, bu vatana göz dikenlerin korkulu rüyâsı olun, diyorum. Rabbim cümlemizin çocuklarını ve torunlarını muhafaza eylesin. İnanın işimiz çok zor. Babalar, analar, dedeler nineler olarak birbirimizin halinden iyi anlarız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?