USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Seçim Düşünceleri

11-04-2019

Bir seçim daha geride kaldı. Ancak 31 Mart 2019 Mahallî İdareler Seçimi ile ilgili tartışmalar bitmedi, bitecek gibi de gözükmüyor. Şimdilik bütün tartışmalara kulağımı kapayarak kendi görüşlerimi arz edeceğim.

Elhamdülillah ben Müslüman’ım. İslâmiyet, yalnız namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerden ibaret bir din değildir. İslâm’da devlet idaresi modeli de vardır ve bu farzdır. Bu modelde mahallî idarelerin nasıl yönetileceğine dair esaslar da vardır. İslâm’ın ortaya koymuş olduğu bu modelin şu anda uygulanmaması, bu modelin varlığını ortadan kaldırmaz. İslâm’ın bu konu ile ilgili görüşlerini açıklamak, başta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, müftülerin, hocaların, mollaların görevidir.

Ülkemizde şu anda uygulanan sistem Avrupa menşelidir. Sistemin temelini teşkil eden seçim usulü ve esasları da bütünüyle Avrupa ile uyum sağlamıştır. Yani orada uygulanan sistem aynen tatbik edilmektedir. Bu sistem içinde seçmenin sandık başına gidip reyini belirtmesi, sistemin ancak yüzde 5’lik kısmını teşkil etmektedir. Geri kalan yüzde 95’lik kısmın bir kısmı seçim öncesi faaliyetlere, propagandalara; bir kısmı seçimin hemen ardından yaşanan sürece aittir. Sandık kurulunun teşkili, müşahitler, reylerin sayımı ve dökümü, tutanakların ve reylerin bulunduğu torbaların ilçe seçim kurullarına teslimi, tutanakların birleştirilmesi, geçersiz oylara veya oyların sayımının tamamına itirazlar, itirazların değerlendirilmesi, geçersiz oyların veya oyların tamamının yeniden sayılmasına karar verilmesi, reylerin tekrar sayılması, il seçim kurulunun kararı, Yüksek Seçim Kurulu’nun nihaî kararı vs… Görüldüğü gibi hayli karmaşık ve uzun bir süreç…

Bir gazeteci olarak üç seçimin bütün safhalarını takip ettim. Bazen iki gün boyunca uyumayarak seçimin her safhasında mekanizmanın nasıl işlediğini müşahede ettim. Yapılan tartışmalarda da görüldüğü gibi -ne kadar tedbir alınırsa alınsın- yanlışlıkların olması mümkün bir yapı mevcut.

Bütün bu yapısına mukabil, bu ülkede yaşayan vatandaşların rey kullanmasına kesinlikle karşı çıkmak, yine Batılı komitelerin propagandasıdır. Başta da dediğimiz gibi mevcut sistemin ve seçimin inançla bir alakası yoktur. Bütünüyle dünyevidir. Bizim dünyamıza, yaşadığımız mahalle hizmet edecek kimseleri seçmekteyiz.

Bu girizgâhtan sonra gelelim geride bıraktığımız son seçime: Seçim öncesinde iki yazımda, birlik ve beraberliğin ehemmiyetine dikkatleri çekmiş ve birliği bozucu konuşmalardan, davranışlardan sakınılması gerektiğini hatırlatmıştım. Ne var ki yine “kellim kellim lâ yenfa’” oldu. Yani, “Söyle söyle sen dinle!” misali, kendimiz söyledik, kendimiz dinledik. Bazıları yine bildiğini okudu. Bu seçimin en hazin tarafı, Saadet Partisi sandık müşahidi iki kardeşimizin kurşunlanmasıdır. Vefat eden kardeşlerimize Rabbimden rahmet, ailesine, dostlarına ve Saadet Partisi camiasına taziyelerimi bildiririm. Bu seçim bir tarafa, bütün belediye başkanlıkları bir tarafa, bu iki kardeşimizin çocuklarının, o masum yetimlerin mahzun bakışları bir tarafa… İnanın yüreğime oturdu. O bakışlar gözümün önünden gitmiyor. Değer miydi?

Bu seçimde Saadet Partisi hayli saldırıya uğradı. Koca koca insanlar bu camiaya saldırıp durdu. Hakaretler, iftiralar, havalarda uçuştu. Afişleri, pankartları, bayrakları kesildi, afişlerinin asılmasına izin verilmedi, engellendi. “Particik” dendi, “İstanbul’da aday göstermediler” dendi. En ağırı da, “Dörtlü çete” denilip çete sözcüğüyle yâd edildi. Hain denildi, teröristlerle işbirliği yapıyor denildi. Doğrusu bu ya, hâdiselere tarafsız gözle bakmaya çalışan biri olarak, Millî Görüş camiasına yapılan bu saldırılar çok zoruma gitti. Bu camia, her yönüyle yerlidir. Bu ülkenin mayasıdır. Başta Sayın Temel Karamollaoğlu olmak üzere, bu camia mensuplarının konuşmalarına bakınız: Hep bu ülkenin ve bu halkın menfaatini isteyen konuşmalar. Bu ülkenin bu insanlara Mustafa Kurdaş’lara ihtiyacı var. Şahsî kanaatime göre bu seçimin asıl galibi bu camiadır. Evinin erzakına harcayacağı parayı çekinmeden harcayan bu insanların gayretine ve samimiyetine saygı gösterilmelidir.  

Seçim bittiğine göre, artık herkes işine gücüne bakmalı/bakabilmelidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?