USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

‘ÖRGÜTLENMEK’

06-01-2023
İnsanlık başlangıçta içgüdüsel olarak kendi yakın çevresi ile bir araya gelme ihtiyacı duymuştur.
Korumak, korunmak, güvenlik gibi nedenlerin yanısıra sosyal ilişkinin gereği olarak bir araya geliş daha sonraları nüfus artınca, topluluklar şekline dönüşmüş ve o topluluklarda karışıklık çıkmaması için bir disiplinle hareket etme gereği duymuşlar. Ve o ‘Disiplin’; Akıl, mantık ve bilimden destek alıp almama şekline göre farklılaşmış ya da farklılaştırılmıştır.
O ‘Disiplinin’ nasıl olması arayışı ve tartışmaları günümüzde hala sürmektedir.
İşte o arayışın ve tartışmaların sağlıklı ve doğru yapılabilmesi ve çözüm üretilebilmesi için örgütlenmenin hangi gereklerle yapılmak istenmesi önemlidir.
TDK’ya göre örgütlenmek şöyle tanımlanmış: Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat.
Bu tanımdan hareketle ve yukardaki giriş cümlelerimle sözü uzatmadan konuyu bağlayalım. Örgütlenmek üzerine binlerce yazılmış kitaba saygısızlık etmeden yazımızı bitirelim.
İnsanlık çeşitli isimler altında bir araya gelerek,örgütlenmiştir. Aile, akraba, aşiret, oba, tarikat, cemaat, dernek, birlik, odalar, partiler, en nihayet devletler şeklinde ‘örgütlenmiş’.
İşte bu örgütlerin saymakla bitmeyen aşılamamış ciddi sorunları vardır.
Neden sorunları vardır?
Çünkü insanın bir arada yaşadığı her yerde sorunlar vardır. İnsan başlı başına ‘sorunlu’ bir varlıktır. Sorun yoksa bile üretir. Bu normaldir. Çünkü düşünen her insan sorun yaratır. Önemli olan düşünmekten kaynaklı yaratılan sorunların yönetilebilmesidir. Çıkan sorunların yönetilebilmesi bir arada yaşama kültürünü oluşturur.
Bu yazıyı yazmak nereden aklıma geldi hemen söyleyeyim. Geçenlerde arabamla kentten kırsala doğru yolculuk yaparken yolum, bir çoban eşliğinde meradan dönen koyunlar tarafından ‘kesildi.’ İster istemez koyun sürüsünün karşıdan karşıya geçmesini bekledim. Birden bire bir koyun tam yol ortasında dönüp bana bakmaz mı? Bir anda irkildim,ya bu koyun düşünebilseydi diye bir oyun oynadım kendimle o kısacık geçiş süresince!
O kendi halinde karşıdan karşıya geçen koyun bana dönüp bakma ihtiyacı neden duydu, bir şey mi ‘söylemek’ istedi?
Burada yazdıklarımın fikri o koyununu bakışlarından çıktı.
Kısaca şunu söylemek istiyorum: İnsanlık tarihinin kargaşa,savaş ve kanla yazılmış tarihinin bugüne yansıyan sorunları bir kaç kişinin illa benim dediğim olacak şeklindeki çıkışı ve ısrarıyla olmuştur. Ve bu çıkışlar İnsanlığa ciddi zaman kaybettirmiştir. Tarih kitapları, daha çok savaşları yazar,ne yazık ki! Oysa arayışları, buluşları ve barışları yazmalıydı.
İşte insanlık tarihinin temel sorunu bence doğru örgütlenmemektir. İnsanlığın asgari müşterekleri yerine birilerinin çıkarları üzerine kurulan ‘yanlış’ örgütlenmelerin acısını bugün hala çekmekteyiz. Bugün yaşadıklarımız geçmişin yanlışlarının sonucudur.
Ne yazık ki hep yarınlara bağladık umutlarımızı.”Nasıl olsa yarın güzel olacak şimdilik bugünleri idare edelim” avuntusu ile geçti onca yıllar! Oysa yarının güzel olabilmesi için bugünün doğru örgütlenmesi gerekiyordu.
Soru şu: ’Doğru’ örgütlenme nasıl olmalıdır?
Ortak asgari müştereklerimizi mutlaka bulmalıyız. Değişimi ve geleceği yeniden örgütlemeli ve adaleti, hukuku, güveni, sevgiyi, vicdanı, barışı, demokrasiyi yeniden inşa etmeliyiz. Onlar ki insan olmanın en temel değerleri en asgari müşterekleridirler.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?