USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

“Nefes Alamıyoruz!”

12-06-2020

Amerikalı siyahi vatandaş George Floyd’un, “Nefes alamıyorum” sözü tarihe geçti. Bu söz, zulme, orantısız güç kullanılmasına karşı en cılız tepki idi. Neticesi ölüm oldu. Şimdi o zulüm tablosunu gözünüzün önünde canlandırınız: Bir despot ve zalim Amerikan polisi ve üç tane de yardakçısı. Bir garibanı yere yatırmışlar, ters kelepçe takmışlar. Zaten kaçması mümkün değil. Bir de o zalim dizi ile Floyd’un boğazına bastırıyor. Floyd, “Nefes alamıyorum!” dedikçe bastırmaya devam ediyor. Nihayet Floyd’un nefesi kesiliyor ve can veriyor. Bu, taammüden işlenmiş bir cinayet, bir hunharlık… Bu zulüm tablosu bütün dünyayı ayağa kaldırdı. Oysa yüz yıldır bütün İslâm dünyası aynı durumdaydı. Zalim bir komite, ayağını Müslümanların boynuna bastırmış, nefes almalarına izin vermiyordu.

Bakınız koronavirüs, adı üzerinde bir virüs… Yani gözle görülmeyen bir mikrop, bir canlı organizma. Ancak vücuda girdi mi, menfi tesiri büyük. İşin ucunda ölüm de var. İşte iş böyle ciddileşince bütün dünya teyakkuza geçti. Oysa bu insanlık âlemi, koronavirüsten çok daha tehlikeli olan manevî virüslere aldırış etmiyordu. Hâlbuki koronavirüsün dünya hayatına tesir etmesine mukabil o manevî virüsler insanın ebedî hayatına tesir etmekteydi.

Bu kâinatı yaratan, tekvinî ve teklifî kanunları koyan Allah-u Azimüşşân’ın, her bir yasağı, yani haram kıldığı fiiller bir virüs gibidir. Allah’ın hükümlerinin hâkim olmaması, yani uygulanmaması bir virüs gibidir. Cemiyet hayatını, aile hayatını ve şahsî hayatı perişan eder. İçki, kumar, rüşvet, zina, eşcinsellik, faiz, gıybet, cinayet, soygun, sıla-i rahmi kesmek, namaz kılmamak, zekât vermemek… Ve diğer bütün büyük ve küçük günahlar…

Şu faiz belâsına bakın: “Sen çalış, ben yiyeyim!” felsefesinin ürünü. Belli bir rant kesimi, oturdukları yerden para kazanacak. Bunun neticesinde cemiyet içten içe çürüyecek, insanlar köleleşecek. Servet belli bir kesimin eline geçecek. Neticede insanların kahir ekseriyeti mülkiyet hakkını kaybedecek, gece gündüz o faizci sistemin ağababalarına borç ödemek için çalışacak, ancak borçları da bir türlü bitmeyecek. Bir ömür boyu krediyle aldığı evin borcunu ödemeye uğraşacak, ancak borcunu ödeyemeden ecel kapısını çalacak. 25-30 yıl, ömrünün en değerli seneleri de devamlı kara kara düşünmekle geçecek… İşte bu maddî-manevî zehirden dolayı İslâmiyet faizi şiddetle yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de faiz, “Allah’a ve Resulüne harp ilan etmek” olarak tavsif edilmiştir. Hadis-i şeriflerde ise çok daha şiddetli ifadelerle bütün Müslümanlar faizden sakındırılmıştır. Vâesafa! İslâm ülkelerinde faiz yaygınlaştırılmış, neredeyse meşru hale getirilmiştir. İşte asıl musibet ve muzır musibet budur. İnsanlık bunun için endişe etmeli, bunun için tedbir almalıdır. Manevî maskeyi bu gibi haramlardan korunmak için takmalıdır.

Müslümanlar yüz yıldır nefes alamıyor demiştik. Zulüm komitesi Müslümanların boynuna basmış. Beyne oksijen gitmez olmuş. Düşünme melekesi kaybolmuş. Can damarını kemiren kurdu dost bellemeye başlamış. O zalimlerin sunduğu zehirli bal şerbetini tas tas, kana kana içmeye başlamış. Yüz yıldır Müslümanlara “yutturduklarına” bakın! Yalnızca şu İstanbul Sözleşmesi’ne bakmak bile kâfi…

Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan ülkelerde, Allah’ın hükümlerinin yüzde 1’i bile uygulanmıyor. Ne garip değil mi? Müslüman “Müslüman’ca yaşamayı”, “Müslüman’ca idare edilmeyi” unutmuş. Düşünemiyor bile. Yalnızca henüz “manen ölmemiş” üç beş kişi, “Nefes alamıyoruz!” diye haykırıyor, o kadar. Ona da, “Kes sesini!” deniliyor. Bakınız, Filistin topraklarında, Kudüs’te, Gazze’de olup bitenlere. Yahudi asker veya polis, dizini yere yatırdığı Müslüman’ın boğazına dayamış. “Nefes alamıyorum!” demesine bile izin verilmiyor.

Ey Müslüman! Allah-u Azimüşşân seni yeryüzünün halifesi kılmıştı. Bu şerefli rütbeyi, nefsanî arzularının emrine uyma şerefsizliğiyle değiştirdin. Koronavirüsten korkma, işte asıl bu şerefsiz becayişten kork! Ve yüz yıl sonra aklını başına al, uyan ve ayağa kalk! Allah’ın yolunda yürümeye başla!..

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?