USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İMRALI SEVDASI, ABD GÖLGESİ VE TALİMATLI SİYASETİN ÜLKEYİ GÖTÜRDÜĞÜ TEHLİKELİ YOL

İMRALI SEVDASI, ABD GÖLGESİ VE TALİMATLI SİYASETİN ÜLKEYİ GÖTÜRDÜĞÜ TEHLİKELİ YOL
21-11-2025

Bu ülkede yıllardır aynı oyun sahneleniyor: Sahne değişmiyor, aktörler değişmiyor, figüranlar değişmiyor. Değişen tek şey, millete zorla yutturulmak istenen hikâyelerin kılıfı. Bugün yeniden ısıtılıp önümüze sürülen “İmralı sevdası”, bu tiyatronun en karanlık perdesi. Ve ne acıdır ki bu oyunun en kritik rolünü oynayanların başında da milliyetçiliği vitrine koyup içini boşaltan MHP ve Bahçeli geliyor.

Meydanlarda “vatan, millet, bayrak” diye nutuk atanların bugün İmralı kapısının mandalını gevşetmeye hazır olması tesadüf değildir. Bu ülkede ilkeler çoktan bir kenara bırakıldı; hesap koltuk üzerine kurulu. Terörle mücadelede yıllarca “kırmızı çizgi” diye bağıranların bugün aynı örgütün liderine alan açacak politikalara yeşil ışık yakması, Türkiye’deki siyaset çürümesinin en açık göstergesidir.

Ancak mesele yalnızca iç politika değil.
Sahnede görünmeyen, fakat bütün senaryoyu yazan bir güç var: ABD.

Bugün Suriye’nin kuzeyinde, Irak’ın kuzeyinde adım adım kurulmak istenen maşa bir “Kürt devleti” projesi, Washington’ın masa başında çizdiği büyük planın parçasıdır. ABD’nin bu planı yıllardır aynı: Türkiye’yi güneyden kuşatmak, bölgede kendisine bağlı bir garnizon yapısı oluşturmak ve bunu “terör örgütü” eliyle yapmak. Bu haritanın altyapısını kurmak için milyonlarca dolar akıtan ABD’nin, Türkiye’deki siyasete baskı uygulamadığını kim iddia edebilir?

Tam da bu yüzden milletin aklındaki soru haklıdır:
İmralı konusu, içerideki siyasi aktörlerin kendi tercihi mi, yoksa dışarıdan gelen bir talimatın yansıması mı?
Bugün Ankara’nın attığı her adım, Suriye ve Irak’taki ABD planlarıyla tuhaf bir uyum içindedir. Tesadüf mü? Asla.

Suriye’nin kuzeyinden Irak’ın kuzeyine uzanan bir koridor hazır bekliyor. ABD’nin silahlandırdığı, eğittiği, diplomatik korumaya aldığı yapılar devletsiz devlet gibi davranıyor. Bu koridorun meşruiyet kazanması için gereken son hamle ise Türkiye içindeki yumuşama zeminidir. İşte tam burada “İmralı sevdası” devreye giriyor.

Bir teröristbaşıyla yeniden temas zemini yaratmak, onun sözlerini seçim dönemlerinde manşetlere taşımak, toplumun zihnini yormak ve terör örgütünü siyasi aktöre dönüştürmek… Bunların hepsi, ABD’nin bölgedeki planıyla birebir örtüşüyor.
Ve MHP’nin bu süreçte iktidarın her adımına koşulsuz destek vermesi, kendisini milliyetçilikten çoktan koparmıştır. Dün “ihanet” dediğine bugün meşruiyet aramak, dün düşman ilan ettiğine bugün rol biçmek, dün çizgi dediğine bugün göz kırpmak siyaset değil; teslimiyettir.

Bu ülke yıllardır kandırılıyor.
Her seçim döneminde piyasaya sürülen “İmralı mesajları” artık kimseyi kandıramaz. Çünkü oyun aynı: ABD harita çiziyor, bölgedeki taşeronlar sahada çalışıyor, Ankara’daki bazı aktörler ise bu plana farkında olarak ya da olmayarak payanda oluyor.

Bugün İmralı kapısını aralamaya heves edenler şunu bilsin:
Bu millet bunu unutmaz.
Terörün meşrulaştırıldığı her süreç, ABD’nin Güney Kürdistan projesine hizmet eder.
Milliyetçilik nutukla değil duruşla olur.
Ve bugün ortada bir duruş kaldıysa, bu duruş MHP’de değildir.

Özetle İmralı sevdası, ABD’nin bölünme planı ve Ankara’daki teslimiyet siyaseti Türkiye’nin geleceğine kurulmuş en büyük tuzaktır. Bu oyun bir gün mutlaka bozulur ama bu oyunda rol alanlar milletin hafızasında asla affedilmez.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?