USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Münacat

06-03-2020

Hz. Nuh Aleyhisselam kâfirler topluluğundan çok çekmişti. 950 sene bıkmadan onlara hakiki İslâmiyet’i anlatmış, şirkten vazgeçip tevhit dinine girmelerini söylemişti. Ancak o inkârcı topluluk, Hz. Nuh Aleyhisselamla alay etmiş, hakaret etmiş, bazı defalar da darp etmeye yeltenmişlerdi. Hz. Nuh Aleyhisselam da sonunda Cenab-ı Hakka iltica etmiş ve Kur’an’ın lisanıyla mealen şöyle demişti: “Ben yenik düştüm, bana yardım et!” (Kamer / 10) ; “Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!” (Nuh / 26) Allah-u Azimüşşân da bu mümtaz kulunun duasını kabul buyurdu ve tufanla yeryüzünde bir tane bile kâfir bırakmadı.

İslâm yurdunda bilhassa son yüzyılda cereyan eden hâdiselere bakınca, yüreğimiz yanarak biz de Hz. Nuh Aleyhisselâmın yaptığı duanın benzerini bu münafıklar ve hainler için yapmak istiyoruz. Zannedersem ümmet olarak aynı duyguları paylaşıyoruz.

Şu son yüzyıldaki manzaraya bakınız. İslâm yurdu âdeta kan gölü. Nice şehirler, kasabalar, yerleşim yerleri viraneye dönmüş vaziyette. Milyonlarca mazlum yurdundan yuvasından hicret etmek mecburiyetinde kalmış. Evet, harbi kâfirlerin bu tabloda rolü büyük. Ancak bu tablonun temel müsebbipleri içimizdeki hainler…

Eski devirlerde tek tük hain çıkarmış. Son yüzyılda sürüyle hain ortaya çıktı. Bir krallığa, bir makama, bir avuç altına ülkesini ve halkını satanlar ciğerimizi dağladı. Bir yanda milyon dolarlık mücevherat döşeli som altından yapılmış klozet kullanan münafıklar, bir yanda 15 yaşında 11 kiloya düşmüş ümmetin müstaz’afları… Bir yanda, harbi kâfirlere su gibi milyar dolarlar akıtan, ümmete ait petrolü ve diğer serveti peşkeş çekip saltanatını devam ettirmek isteyen müstekbirler, bir yanda bir lokma yiyeceğe muhtaç olan ve devamlı katliama uğrayan mazlumlar… “Sen Osmanlı’yı arkadan hançerle, al sana bir krallık! Sen bizim dediğimizi yap, al sana bir diktatörlük! Bizim dediğimizi yap, bizim istediklerimizi ver. Halkına ne yaparsan yap! İstersen Mısır’daki gibi binlerce insanı kurşunlat, binlercesini hapse doldur. İstersen Suriye’deki gibi yüz binlercesini öldür, şehirleri viran et!”

Sadece hain başlar değil, her kademeden, her meslekten hain türemiş vaziyette. Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.), “Müminin ferasetinden sakınınız, çünkü o, Allah’ın nuru ile bakar” buyurmuş. Bizler günahlara gark olmuş bir ümmetiz, feraset kalmamış, hainleri tanıyamıyoruz. Münafıkları zaten bilemeyiz.

Bakınız hepimizin yüreği yanıyor. İdlib bombalanıyor. Askerlerimiz şehit düşüyor. Yemen perişan, Irak perişan, Filistin, Libya ve daha pek çok belde… Geliniz ümmetçe şu mübarek üç aylarda dergâh-ı İlâhîye iltica edelim. Rabbimize şu şekilde münacatta bulunalım:

“Ya Rab! Ümmet-i Muhammed olarak perişan vaziyetteyiz. Bizlere basiret ver. Senin dinini hakkıyla öğrenmeyi, Kur’an’a ve sünnet-i seniyyeye ittiba etmeyi ve cihat şuurunu nasip eyle! İçimizdeki münafıkları yalnız sen biliyorsun. Hz. Nuh Aleyhisselamın kâfirler için yaptığı duanın benzerini bizler münafıklar ve hainler için yapıyoruz: Ya Rab! İslâm yurtlarını harbi kâfirlere satan, peşkeş çeken o münafıklardan ve hainlerden bir tekini bırakma! Senin askerin çoktur. Virüsler de senin emrindedir. Onları helâk eyle ya Rabbi! O mağrur hainleri rezil rüsvay eyle! Saltanatlarını başlarına geçir!

Ya Rabbi, İ’lâ-yı Kelimetullah için çalışanları mansur ve muzaffer eyle! Muhafaza eyle! Mücahidin-i İslâm’ı karada, denizde ve havada muzaffer eyle! İsmini Sevgili Peygamberimizden (a.s.m.) almış Mehmetçiği muhafaza eyle!

Müslüman kanı dökmekten zevk alan bütün kâfirleri kahr u perişan eyle! Onların Müslümanlar aleyhine kurdukları tuzakları kendi aleyhlerine mün’akis eyle!

Cihadın farz-ı ayn olduğu alenen gözler önündeyken, hâlâ gaflet uykusunda olan, oyunda ve oynaşta devam eden Müslümanlara basiret ver, bu derin gaflet uykusundan uyanmalarını nasip eyle!

Müslüman evlatlarının birbirinin boğazına sarılmaktan vazgeçip, kâfirlerin işgaline karşı topyekûn kıyam etmelerini, ‘necis’ olan o topluluğun tamamını İslâm yurtlarından defetmelerini nasip eyle!”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?