USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

LANET OLSUN!!...

24-07-2020

Bugün Türkiye Cumhuriyeti ve bağımsızlığımız adına muhteşem bir gündü. Tüm dünyaya devletimizi, milletimizi ve varlığımızı kabul ettirdiğimiz hatta bunun tapusunu aldığımız bir gündü.

Kimsenin kölesi olmayacağız diyen onurlu bir halk ve bu halkı kimseye köle ettirmeyeceğim diyen bir dünya liderinin varlığımızı tescillettirdiği bir gün.

Lozan Antlaşmasının 97. Yıl dönümü.

Kurtuluş Savaşı bitmiş ve bu savaş sonrası  24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-RivagePalace'ta yapılan antlaşmayla yurdumuzun sınırları çizilmişti.

Ayasofya da sınırlarımız içerisindeydi…

“Haçlı zihniyeti”denilen Hristiyanlar için bir utançtı Ayasofya’nın düşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalması. Çünkü Ayasofya Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. Daha sonra Sultan Vahdettin tarafından el değiştirse de Atatürk tarafından yeniden Türkiye’ye kazandırıldı. Ulu önder tapuya da cami olarak kaydını geçirtti ve islamalemine yeniden armağan etti.

Ayasofya’nın bitimi: 537 Hz. Muhammed doğum tarihi: 571 Yani Ayasofya başlama tarihine göre peygamberimizden 39, bitim tarihine göre de 34 yaş büyük. Peygamberliğin ve dolayısıyla İslamiyetin ilan tarihi: 610. Yani Ayasofya, İslamiyetten 78, Hz. Muhammed'ten 39 yaş büyük bir bina.

Bugün bağımsızlığımızın tescilinin 97. Yılında Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ibadete açılan ve bugün ilk Cuma kılınan Ayasofya’da hutbede şöyle dedi:  "Fatih Sultan Mehmet Ayasofya'yı cami olması için vakfetti. Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar" dedi.

“Dokunulmaza dokunan lanete uğrar”

Boyundan ve çapından büyük bir cümle. Dokunulmaza dokunmak ihanettir. Diliyle ikrar edenler de dahil lanet, bu ülkeye tüm ihanet edenlerin üzerinedir.

Ben Cumhuriyetimize ve bağımsızlığımıza ait tüm emanetler bir bir yok edilirken sesini çıkarmayan Ali Erbaş’a Sabahattin Ali’nin 10 Mart 1947’de Markopaşa’da yayınlanan yazısıyla bir karşılık yolluyorum. Umarım karışlık bulur. Şişkin ya da pişkin yanına denk gelmez.

"LANET OLSUN!!

Kendi menfaatlerini milletlerin menfaatinden üstün tutanlara,
kendi hak edilmemiş ekmeklerini yiyebilmekte devam etmek için milletlerini kölelik zincirleri, cehalet karanlığı, korku uyuşukluğu içinde bırakmaya çabalayanlara

LANET OLSUN!!...

Hiçbir fikre inanmadıkları için fikirlere, insanı insan eden duygulara yabancı oldukları için insanlık sevgisine, herhangi bir şeyi bilip öğrenemeyecek kadar beyinsiz ve tembel oldukları için bilgiye ve kitaba düşman olanlara
LANET OLSUN!!...

Halkın arasına girecek, onlarla sarmaş dolaş olacak suratları olmadığı için halkı hor görenlere,
her zaman ve her yerde kendilerinden daha isabetli davranacak ehliyette olan halk kitlelerini ahmak bir koyun sürüsü, yahut düşüncesiz bir yığın sayanlara,
halkın dostluğuna da, düşmanlığına da kulak asmayacak kadar gaflete düşenlere LANET OLSUN!!...

İnsanların toplu halde yaşayabilmeleri için ilk şart olan hak ve adalet kaidelerini bile kendi iğrenç arzularına alet ederek, aralarında yaşadıkları insan cemiyetini korkunç bir düzensizliğe sürüklemeye çalışanlara
LANET OLSUN!!...

Üzerinde yaşadıkları toprakları, boş lakırdı ve gösterişten ileri geçmeyen akılsız, bilgisiz tedbirler ve tedbirsizliklerle günden güne bakımsız, verimsiz, perişan bir toprak yığını haline getirenlere, o toprağın üstünde yaşayanları, oralarda eskiden
insan gibi yaşamış olan milletin hatırası için yüz karası olacak kadar düşük seviyelere indirenlere LANET OLSUN!!...

Kendilerini sattıkları devletin sözde dostluğunu kendi milletine mazur gösterebilmek için yurtlarına kavi ve korkunç düşmanlar icat edenlere ve memleketlerini yakın tehlikelere sokmak isteyenlere
LANET OLSUN!!..."

Sabahattin Ali

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?