USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Huzura gelin! Kurtuluşa gelin!

20-08-2021

Bu kâinatı yaratan, yerin, göğün, ikisi arasındakilerin sahibi Malik’i, Hâkim’i olan Allah-u Azimüşşân, bütün mahlûkatını çok seviyor. “Rab” ismiyle, hepsinin en başından nihayetine kadar bütün ihtiyaçlarını yerli yerince karşılıyor. “Zîşuûr” mahlûkatından insanları ve cinleri cennete davet ediyor.

Bu kâinat, bütün mevcudatıyla, yeryüzündeki bütün canlılar, bitkiler, sebzeler, meyveler, mucizevî yaratılışıyla Allah-u Azimüşşân’ın varlığını, birliğini ispat ediyor. Günümüzde ortaya çıkan bütün ilim dalları aslında, bir sanat eseri olan bu mevcudatın Sâni’ini, hadsiz nimetlerin Mün’imini gösteriyor.

Dünyanın dönüşüne bakın, saatte 1670 kilometre süratle kendi etrafında dönüyor. Bu dönüşüyle birlikte saatte 107 bin kilometre süratle de güneşin etrafında dönüyor. Ancak işte görüldüğü gibi, dünyanın üzerinde yaşayanlar en ufak sarsıntı hissetmiyor. Dünya gibi, bütün yıldızlar, galaksiler de bu şekilde süratle hareket halinde, ancak Allah-u Teâlâ öyle bir nizam koymuş ki, hiçbiri diğerine çarpmıyor.  Zerrelerin hareketine bakın. Milyarlarca, trilyonlarca zerre insan vücuduna girip çalışıyor. Zerrelerin hareketini inceleyen aklı başında bir insan “Allah-u Ekber” demek mecburiyetinde kalır. Zerreleri, galaksileri muntazaman hareket ettiren Allah-u Azimüşşan hiç en mükemmel yarattığı mahlûk olan insanı başıboş bırakır mı? Bir damla sudan yaratıp, ete-kemiğe büründürüp, “en güzel sureti verip” görme, işitme, tat alma ve daha türlü türlü hasselerle, latifelerle donatıp, can verip, ruhla donatıp, akıl verip, dünyada sultanlar gibi yaşatıp da hiç onu aslî gayesini öğretecek “mürebbisiz”, “muallimsiz” bırakır mı?

Aslında bütün kâinat, bütün mevcudat Allah-u Teâlâ’nın varlığını, kudretini, azametini gösteriyor. Ancak her insan bunu akledemeyebiliyor. Bunun için Rabbimiz peygamberler göndermiş, bazı peygamberlere suhuf (sahifeler) bazı peygamberlere kitap vermiştir. İnsanlara rehber olarak gönderilen bu 124 bin peygamber, temelde Allah-u Azimüşşan’ı anlatmış, Allah’ın hükümlerini uygulamış, Allah’ın hükümlerini uygulamaya yanaşmayan inkarcı güruhla mücadele etmişlerdir. Bütün bu peygamberlerin getirdiği din aynıdır, tektir. Adı da İslâmiyet’tir. Hepsinin gayesi aynıdır. Allah’ın hükümlerini uygulamak, uygulatmak… Zira insanlığın bu dünyadaki huzuru da, âhiretteki ebedî saadeti de buna bağlıdır.

İşte herkesin gözü önünde olduğu gibi, “küllü nefsin zâikatü’l mevt” yani her canlı ölümü tadacaktır. Ruhlarımızı yarattıktan sonra, sırası geleni anne-baba vesilesi ile, anne karnında yaklaşık 9 ay sakladıktan sonra dünya sahnesine çıkartan Rabbimiz, ölümün ardından, tekrar bizleri diriltecek, ebedî hayata mazhar edecektir. O ebedî hayatta, iki daimî mekân vardır. Cennet ve cehennem… Allah-u Teâlâya iman edip, dinini bozmayan müminler cennete girecek, şeytanın yoluna sapıp inkâr eden kâfirler daimi olarak ve Allah’ın emirlerine karşı gelen müminler ise cezasını çekmek üzere geçici olarak cehenneme gireceklerdir.

Ey insanlar! Yol yakınken Allah-u Azimüşşan’a itaat edin. Allah’ın dinine dönün. Son Peygamber olan Kâinatın Efendisi Peygamber Efendimizin (a.s.m.) çağrısına kulak verin. Kur’an-ı Azimüşşan’ı baş tacı edinin. Gerçek huzur bunda! Gerçek kurtuluş bunda! Tıpkı Mekke müşriklerinin şamata yaparak Kur’an hakikatlerinin dinlenmesini engellemeye çalışmaları gibi, günümüzde şeytanın uşakları da türlü şamata ile Kur’an hakikatlerinin hâkimiyetini, Peygamber Efendimizin kutlu davetinin yankılarını engellemeye çalışmaktalar. İşte bu yüzden bütün insanlık huzursuzdur, mutsuzdur.

Ey insanlar ve nicedir hak yoldan sapma temayülündeki Müslümanlar! Geliniz Allah’ın davetine kulak verin! İslâm’a dönün! Kur’an’a sarılın! Hazreti Peygamberin yolundan yürüyün! Huzur burada! Kurtuluş burada!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?