Sanayi ve TEKNOLOJİ işlerine bakan Bakan’ımız Sayın Mustafa VARANK, İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalinde bi konuşma yapmış ve gençlere şöyle seslenmiş:
“GENÇLERE bir TAVSİYEM var: İCAD ÇIKARIN”
Tabii ki, Evet !
Ne duruyorsunuz GENÇLER ?
Ama hangi GENÇLER ?
Mahalleler, sokaklar İMAM mektepleriyle, dağlar- taşlar, ovalar-bayırlar CEMÂAT yurtlarıyla, yatılı KUR’AN kurslarıyla dolduruldu, donatıldı ya …
İşte asıl buralardaki gençlere seslenmek lazım diye düşünüyorum.
Yani, Bakan Beyefendimiz, bence yanlış yerde yanlış kişilere seslenmiş oluyor.
Ve ben, şimdi onlara, yani gerçek seslenilmesi gerekenlere İMAM olacak gençlere seslenmek ve onlara yol göstermek istiyorum.
İşte o seslenişim:
Nasıl olsa KUR’AN’da her şey var ya … Ve Kur’an varken başka kitaba da ihtiyaç ve lüzum yok ya …
Ve de, bu “GÂVUR” dedikleriniz veya “KÂFİR” diyerek ÖLDÜRÜLMELERİNİ istedikleriniz insanlar her bi şeyi Kur’an’dan KOPYA çekmişlerdir ya …
İşte her şey HAZIR ve her bi şey eliniz altında, avucunuzun içinde.
Öyleyse, siz ne duruyorsunuz, niçin bulamıyorsunuz ?
İşte size Kur’an’dan bi ipucu:
Sûre-i İHLÂS’ın “İ”si
Sûre-i CİN’in “C”si
Sûre-i A’LÂ’nın “A”sı
Sûre-i DUHAN’ın “D”si.
İşte çıktı İCÂD. Bu, ilâhî bir emirdir.
Haydin bakalım İCÂD edin. Yani, vücuda getirin, yeni bir şeyler ortaya çıkarın.
İcâd-i bedâyî yapın. Yani, güzel şeyler yaratın; yeni fikirler ortaya atın.
Mesela, her biri en az 10 TRİLYON lira olan, her türlü BOMBALANMAYA karşı gayet MUHKEM ve sanki, yürüyen bi KALE gibi olan, S600 Maybach Mercedes marka otomobile rakip olacak bir otomobil yapın. Ve bizi Almanlara muhtaç olmaktan kurtarın.
Ya da S400 füzelerinin pabucunu dama atacak bir FÜZE geliştirin ki, Amerika’nın PATRİOT’ları peşinde koşmaktan kurtulalım. Ve onları, bize GISGANDIRALIM.
Ve aha size KEŞİF:
Sûre-i KADİR’in “K”sı
Sûre-i ENBİYA’nın “E”si
Sûre-i ŞEMS’in “Ş”si
Sûre-i İNSAN’ın “İ”si
Sûre-i FATİHA’nın “F”si
Bu da ilâhî bir emirdir.
İşte ne duruyorsunuz KEŞİF yapın !?
Yani, bir şeyi meydana çıkarın, açın, açıklayın; gizli bir şeyi bulun; bir sırrı öğrenin ve öğretin.
Elin GÂVURU;
Bir KUTUP AYISININ ilk doğduğu günden başlayarak günbegün hayatını takip edip, filme alıyor, bize TANITIYOR ve onları bize SEVDİRİYOR.
Veya Amazon Ormanlarının en ücra köşesinde yeni yeni canlı türlerini KEŞFEDİP hayatlarını bize gösteriyor.
Denizlerin en derin yerlerinden ve en ücra köşelerinden bize haberler veriyor.
Her yeni keşifleriyle bizi, onlara HAYRÂN bırakıyor; bize dünyayı TANITIYOR.
Ya siz … !?
Hiç … !?
Durun, en iyisi, ben bi kişiye daha sesleneyim:
Eeeeeyyyy Sinan ibn ÇELEKIL(‘lı) ÖMER, nerelerdesin ?
Meydan, CÜBBELİ Ahmet Hocaefendiye kaldı, sen yoksun.
Ne güzel nutuklar çekerdin; Kur’an’dan FORMÜLLER bulur ŞİFRELER çıkarır çözer, keşifler icadlar yapardın !
Çoktandır görünmüyorsun, vallahi HASRET kaldık mâhcemâline.
Bi görünsen de, o ÇELAKIL’ından (kırk aklından) bir nebze olsun şu gençlere versen ve Kur’an’daki SIRLARI anlatsan, çözümlerini göstersen ve dolayısıyla da, KÂFİRLERE karşı mahcûb duruma düşmüş ve mahzûn kalmış şu ÂLEM-i İSLÂM’ı ve özellikle de, bizim şu İMAM olan veya olacak olan GENÇLERİMİZİ kalkındırsan, sevindirsen n’olur sanki ?
Ne dersiniz arkadaşlar, eyi bi SESLENİŞ yapmış oldum mu ?
