Dün gece sabaha kadar gözlerim açık, hem KARI seyrettim ve hem de FATMA Hanım Bacımızı düşündüm ve hâlini merak ettim.
Acaba, Ankara'daki gibi Antep’e de yağıyor muydu bu KAR ?
Ve acaba FATMA Hanım Bacımız TUZLAMA yapmak için miktar-ı kâfi TUZ depolamış mıydı ?
Merak etmemek mümkün müydü be birader ?
Ocak’ta yağan KAR sebebiyle ne KÜREME ve ne de TUZLAMA yapılabilmiş ve Antep’imiz FELÇ olmuştu da, imdada, Kültür Daire Başkanı HAKAN Beyimiz yetişmiş ve;
“Niye evinizden ÇIKTINIZ ? İşyerinizden niçin erken ayrılıp da evlerinize ulaşmayıp yolları TIKADINIZ ? Kar LASTİĞİ niçin takmadınız” gibi “HÂRİKA” bi gerekçe ile bütün SUÇLAMALAR geçiştirilmiş ve B. Belediye’miz ve FATMA Bacımız HAKLI ve ALACAKLI çıkarılmıştı ya …
Artık TUZ olmasa da, FATMA Başkan Bacımızın TUZU KURU !
Yani bir derdi tasası yoktur ve olmayacaktır da. Zira, böyle UYANIK Daire Başkanı ve YETİŞMİŞ personeli olan bir Başkan’ın sırtı yere gelmez. Yani, hiçbir İHMAL veya SUÇLAMA ile yenilemez; hep GALİP gelmiş, hep YENMİŞ kabul edilir.
Ol sebebten nâşidir ki, Başkan’ımız bu emirberlerini (ve Meclis üyelerini ve 4 Belediye Başkanını), bilgi ve görgülerinin bir kat daha artırılması için taaa FAS’a götürmüş ve oralarda tetkik ve tetebbu (her bi şeyi en ince noktalarına kadar inceleme yapma) faaliyetinde bulundurmuştu (ve bundan sonraki seyahatlerden birinin de, bir başka grup ile İSPANYA olacağı kararlaştırılmıştı)
Gör artık, ne bilgiler edinmişler ve bundan kelli ne keşifler ne icadlar yapıp Belediyemizi UÇUŞA geçirecekler ?
Bekleyip göreceğiz efendim.
Nasıl olsa Belediyemizin PARASI çok. Ve TUZU KURU !
Şahinbey Belediyemiz Başkanı Mehmet TAHMAZOĞLU da daha geçen ay SAATSİZ ahâliye dağıtılmak üzere 10 000 tane duvar SAATİ almıştı ya …
Ve 3 sene önce de, İKİ YÜZ YİRMİ ÜÇ MİLYAR liralık kahve FİNCANI;
İKİ TRİLYON 382 MİLYAR liraya YÜZ ON İKİ BİN (112 000) adet SEFER TASI;
Ve de ÜÇ TRİLYON 94 BİN liralık ZEYTİNYAĞI;
ÜÇ YÜZ ELLİ BEŞ MİLYAR liralık AŞURE malzemesi;
İKİ YÜZ BEŞ MİLYAR liralık da SALÇA almıştı.
Ve ben de;
O FİNCANLAR, yeni evleneceklere ve doğum yapacaklara verilecek (imiş);
SALÇA ve ZEYTİNYAĞI da, ahâliye GIDA olsun diye dağıtılacak (diyelim)
AŞURE (Muharrem) AYI için de malzeme verilip ahâliye AŞURE yaptırılacak(mış)
Ama pekiiiii;
SEFER TASI ile ne yapılacak ?
Yakında bir SEFERBERLİK ilân edilecek de, ahâli SEFERE mi çıkarılacak ?
Deyu merak etmiştim ya … Neyseee …
Efendim, “FATMA Bacımız” ifadesi lütfen yanlış anlaşılmasın.
Ben bunu samimiyetimden ve kendisine olan hürmetimden dolayı söylemekteyim.
Zira, kimse bilmez ve kendisi de bilmez ki, biz eski KOMŞUYUZ.
Ben o zamanlar henüz çok küçüktüm ve FATMA Hanım da henüz DOĞMAMIŞTI. BABALARIMIZ komşu idi. GOZLUCA mahallesinde Sakıp Çıkmazı’nda MASMASLARIN evinde otururduk. Onlar da aynı sokaktaydı.
Haaa şunu da belirtmeden geçmemeliyim ki, soyadımızın aynı ŞAHİN olmasının AKRABALIK ile hiçbir ilgisi yoktur. Sadece, bu benzerlik benim için hürmet vesilesidir.
Neyse …
Efendim eski Antep’de iki sinema vardı: NAKIP ile BAYDAR sineması.
Orası çok şenlikli yerdi.
O iki sinema arasında CIRCIRCI BİCAN, cırcır (RULET) çevirir “1 koy 10 al, 3 koy 30 al” gibi reklam yapar ve mermer top hangi çukura girerse ona göre para alır veya verirdi.
Bizim KETO da oralarda dolaşır ve dilenirdi de sonradan nasıl olduysa MEDYUM ünvanı ile tanınmış ve TeVelere çıkıp gaipten haberler vermeye başlamıştı ve diğer MEDYUM MEMİŞ’e rakip ve hasım olmuş ve bir TeVe programında da Memiş’i SİLLELEMİŞTİ.
YILANCI HACI da oralarda YILAN OYNATIR ve ardından SAHTE ilaç satardı.
Aaahh aahh, çok şenlikli günlerdi.
Şimdi FAS’a gidenler o eski şenlikli günleri hatırlar mı bilemem ama, FAS’ta da YILAN oynatıldığını duyduğum için sormadan geçemeyeceğim:
FAS’taki Belediyecilik işleri hakkında malumat sahibi olma çalışmalarından boş kalan zamanlarında YILAN OYNATMA oyunu da seyrettiler mi ve acaba oralarda da CIRCIRCI BİCAN gibi RULET çevirenler de var mıydı ?
Ve acaba, orada edindikleri bilgileri ahâli ile paylaşmayı düşünürler mi?
Ve bundan sonra eğer kısmet olur İSPANYA’ya gidilirse, BOĞA GÜREŞLERİ hususunda bilgi sahibi olup da Antep’te de bööle bi şeyler yapılması için bi İNNIVEYŞIN (innovation, yani bi yenilik) yapmayı düşünürler mi ?
Ne dersiniz, siz de benim gibi mi düşünürsünüz ?
