USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Allah’ın düşmanlarını dost edinmeyin!

29-03-2024

Kur’an-ı Azimüşşan biz Müslümanların, gerçekte bütün insanların anayasa kitabıdır. Bu Kitab-ı İlâhi’de temel esaslar belirtilmiştir. Bu esaslardan biri de Allah’ın düşmanlarını kesinlikle dost edinmemektir. Mümtehine Suresi’nin 1. Âyet-i Kerimesi’ne meâlen bakalım:

“Ey îman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.”

“Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi”nde bu âyet-i kerimenin sebebi nüzulü anlatılmaktadır. Peygamber Efendimiz (A.S.M.)  Mekke’nin fethi hazırlığını büyük gizlilik içerisinde yürütmekteydi. Sahabelerden Hâtıb İbn-i Beltea, Mekke’deki ailesi zarar görmesin diye, bu hazırlığı bir mektupla Mekkelilere bildirmek istemiş ve Sare adındaki bir kadınla göndermişti. Bu hareket Efendimize (A.S.M.) vahiy ile bildirilince, o mektubu getirme işi Hz. Ali’ye (R.A.) verilmiş, Hz. Ali de süratle yola çıkarak kadını yakalayıp mektubu almıştı. Hâtıb İbn-i Beltaa, Bedir ashabındandı. Tevbe etti, özür diledi. Peygamber Efendimiz (A.S.M.) de özrünü kabul etti.

İşte bu hadise üzerine nâzil olan âyet-i kerime mü’minler için temel ölçü oldu. Aklı başında Müslüman idareciler ve Müslümanlar kâfirlerle dost olmaktan şiddetle sakındılar. Bu konudaki âyet-i kerimelerden bazılarına meâlen bakalım:

“Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir.” (Nisa Suresi / 45)

“Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet, yalnızca Allah’a âittir.” (Nisa Sûresi / 139)

“Ey îman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin: (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” (Nisa Suresi / 144)

“Ey îman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna yol göstermez.” (Mâide Suresi / 51)

 Müslümanlar, Allah-u Azimüşşan’ın bu hükümlerine uydukları zaman, izzetli ve şerefli bir hayat yaşamış, bu hükümleri ihlal ettikleri zaman ise devamlı sıkıntı içerisinde olmuşlar, zillete düşmüşlerdir.

Bütün kâfirler Allah’ın düşmanıdır. Allah’ın düşmanları, elbette ki Müslümanların da düşmanıdır. Bu düşmanları dost edinmek veya dost edinmeye çalışmak, akılsızlıktır, Allah-u Teâlâ’ya başkaldırmaktır. Allah-u Teâlâ da kendisine başkaldıranların başını ezer. Bu kimseler hiçbir zaman huzur yüzü görmezler.

Âyet-i kerimelerde buyrulduğu üzere; mü’minlerin dostu en başta Allah-u Teâlâ’dır ve bütün mü’minlerdir. Mü’minler mü’minleri dost edinmeli, mü’minlerle birleşmeli, ittifak etmelidir. Bu şekilde bir birliktelikle bütün kâfirlerin hakkından gelinir.

Âyet-i kerimede, “Ey îman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudur” buyrulmaktadır. Bizde bunu ifade eden pek çok atasözü vardır: “İt itin kuyruğunu bırakmaz”, “ak it, kara it, hepsi bir it” denilmiştir. (Birinci dünya savaşında Antep ilk önce İngilizler tarafından işgal edilmiş, daha sonra yerini Fransızlara terk etmişti. Bunun üzerine Antepliler bu sözü söylemiştir.) Gazze’de yaşananları görüyorsunuz. Yahudi bombalamaya başlamış. Hıristiyan olan Amerika, İngiltere ve diğerleri; “Ben de vuracağım, bende, ben de!” demiş ve savaş gemileriyle Gazze önlerine gelip bombardımana başlamışlardır. Bu hâdise Kur’an’ın verdiği bir dersi bütün Müslümanlara bir kere daha göstermiştir. Aklı başında olan her Müslüman, Allah’ın düşmanlarını dost edinmez. Onların üzerini kırmızı kalemle çizer. Müslümanların kırmızı çizgisi budur. Bu olmalıdır…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?