USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Siz bu hikayenin neresindesiniz?

11-12-2017

İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın der ünlü yazar inançlarını menfaatleri için yok sayanlar şeref haysiyet ve onurlarından vazgeçenlerdir.

Hz Ali’nin çok güzel bir sözü vardır: “Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazı insanlarda alçak olmaya gönüllüdür”

Alçaklık almış başı gidiyor menfaat için her yolu mubah sayan dalkavukların devranı elbet bir gün dönecek. Bulunduğu mevki makam ile kendini adam zanneden,  oturduğu koltuk için adam yerine konan koltuğu da  olmasa beş para etmez zübük zadelerin her geçen gün sayısı artıyor.

Bir de dünün maddi manevi yoksulu bugünün çok sulu, ne olduğu belirsiz sonradan görmelerin, üç kuruş palazlandıktan sonra güçsüzleri ezenlerin mazlumun ahını  alıp da zalime dönüşenlerin, yetimin ve öksüzün hakkı ile oynayıp halkın parası ile zengin olmaya kalkan onun bunun çocuklarının bu dünyada olmasa bile ilahi adalet önünde hesap vereceklerinden hiç kuşkum yok. Neyse aklıma takılan bir hikâye yi paylaşayım sizinle

Küçük kasabanın birinde bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, bir gece kulübü inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler.

Ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar.

Tüm cemaatin  tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu gece kulübü için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.       

İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu gece kulübü yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti  saklamaya gerek görmemişler.

Gece kulübü sahibi adam cami imamının ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış.  

Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler.

Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:  

Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum, demiş.

Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.

Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir gece kulübü sahibi,

Diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!

Aynen günümüzde olduğu gibi kimi dinsizlerin menfaat ve çıkarları uğruna nasıl dindar gözüktükleri ile, kimi dindarların çıkarları uğruna nasıl dini inkar ettiklerinin hikayesi..

Siz bu Hikayenin neresindesiniz?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?