
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022,2023 ve 2024 yıllarını kapsayan Sosyoekonomik Seviye (SES) Verilerini açıkladı. Sosyal ve ekonomik statü bilgilerinin ele alındığı verilerde, Gaziantep ile ilgili veriler kentte gelinen noktayı da gözler önüne serdi. 559 bin 977 hanehalkının yaşadığı kentin yüzde 40’ının SES skoru alt ve en alt seviyede bulunuyor.
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, TÜİK verilerini değerlendirdi.
Öztürkmen, Gaziantep’in bölge şehirlerine oranla daha iyi bir konumda olduğunu ama ilçeler arasında ciddi gelir farklılıkları olduğunu söyledi.
Öztürkmen, gelirin adaletli bir şekilde dağılmadığını, zenginlerin servetine servet katarken, emekçilerin günden güne fakirleştiğine dikkat çekti.
Gaziantep’te sosyal sınıflar arasındaki uçurumun derinleştiğini belirten Öztürkmen, şunları söyledi:
“Gaziantep, hem Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin sanayi merkezi hem de Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesine sahip olmasıyla ekonomik potansiyelini ortaya koyuyor. Ancak TÜİK 2023 sosyoekonomik verilerine göre, kentte yaşayan ailelerin %40’ı ‘alt’ ve ‘en alt’ sosyoekonomik seviyelerde yer alıyor. Bu durum; sanayi zenginliğine rağmen toplumsal adalet ve refahın eşit paylaşılmadığını, şehirde ciddi bir sosyoekonomik uçurum olduğunu göstermektedir.
Gaziantep’te yaşayan 2 bin 636 aile En Üst Seviyede olurken, 95 bin 313 aile ise en alt seviyede yer aldı. Kentte yaşayan ailelerden 225 bin 184’ü orta alt ve alt seviyede yaşıyor.
Şehrimizdeki sayıları milyonu aşan sığınmacı ve kaçakların sosyo ekonomik durumu merak konusu.
Gaziantep’te ilçelerimiz arasındaki gelir farkı, tarıma, hayvancılığa değer verilmemesinin bir göstergesi gibi.
Araban, İslahiye, Karkamış, Nizip, Karkamış, Yavuzeli gibi ilçelerimizin orta alt ve alt seviye gelirli hane sayısı, yüzde 60’lara yaklaştı.
Şehitkamil, Şahinbey ve Oğuzeli ilçelerimizde rakamlar görece daha iyi olsa da, ailelerin büyük çoğunun fakir kaldığı, zenginliğin yüzde 10’luk bir zümrede toplandığı dikkat çekiyor.
Tek adam rejimi; uygulanan ekonomik politikalarla sistematik bir şekilde son 10 yılda sadece yoksullardan değil, orta sınıftan da en zengin yüzde 5’lik kesime hızla kaynak aktardı.
Ülkenin sahip olduğu doğal kaynaklar ranta açıldı, “özelleştirme” adı altında kamu malı bir avuç zengine peşkeş çekildi.
AKP, kendi zengin zümresini yaratırken, işçimiz memurumuz gittikçe yoksullaştı.
Vergi yükü, dolaylı vergilerle dar ve sabit gelirlilerin üzerine yıkılırken, teşvik ve istisna gibi yollarla zengin kesimin vergi yükü düşürüldü.
Yüksek faiz, yüksek enflasyon derken, fakirin canı çıktı, zengin servetine servet kattı.
AKP’ye oy veren yoksul seçmenimize sesleniyorum. Fakirlik kaderiniz değil. Sosyal yardımlar lütuf değil. Gelin CHP iktidarında emeğin hakça bölüşüldüğü, işçinin hakkını aldığı bir yönetimi hayata geçirelim.”