CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan Bilal Erdoğan’a, “Kimsin sen? Gücünü babandan alıyorsan sen zaten adam değilsin. Aday olmak istiyorsan hodri meydan, çıkmazsan namertsin. Ayrıca devlete ne kadar vergi veriyorsun, gelirlerin nereden? Baban televizyonda karşıma çıkmaya cesaret dahi edemedi. Senin o paraları nasıl sıfırladığını da biliyorum” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:
Biz CHP olarak adalet ve huzur isteyen herkesin yanında olacağız. Şu çatı altında adalet olsun, vatandaşın beklediği yasaların çıkmasını istiyoruz, tasarruf mevduatı sigorta fonunda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma açılamaz diyen bir kanunun çıkmasını istemiyoruz.
Geçtiğimiz pazar günü Ankara’da saldırı oldu, yaralan polislerime geçmiş olsun diyoruz Kayseri’de şehit edilen veteriner kardeşimize de Allah rahmet diliyoruz. Bu ülke terörden çok çekti. Terör nereden gelirse gelsin teröre karşı mücadele bir insanlık görevidir. O nedenle teörer ortak tepki vermek vatandaşlık görevidir.
İÇİŞLİER BAKANI’NA TEŞEKKÜR ETTİM
Pazar sabahı İçişleri Bakanı’nın aradım ve olay hakkında bilgi aldım. Öncelikle ivedilikle müdahale eden bütün emniyet mensuplarına teşekkür etmek bizim görevimizdir. Ayrıca İçişleri bakanına uyuşturucu baronları ve çetelerle yaptıkları mücadeleden dolayı tebrik ettim. Bunun da altını çizmek isterim.
Dün akşam üst beni çok üzen bir haber geldi. Yusuf Kerim 6 yaşında amansız bir hastalığa yakalanmıştı fakat annesi hapisteydi. Ben 6 yaşındaki bir çocuk annesinden ayrılamaz dedim. Annesiyle buluşturdular nihayet ama Yusuf Kerim dün vefat etti.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ
CHP’nin tarihine baktığınızda büyük devrimlerin ve dönüşümlerin imzası CHP’ye aittir. Kuvvai Milliye’yi kuranlar Cumhuriyet Halk Partililerdir. Halk ile mücadele yapmışlardır. Sivas kongresi bizim ilk kurultayımızdır. Demokrasiye geçme rahmetli İnönü döneminde olmuştur. Kanun olarak kadın erkek eşitliği var ama fiiliyatta yok. Dolayısıyla fiiliyatta da bunu sağlamanın imzasını Allah nasip ederse CHP atmış olacak.
“ŞU MECLİS’E GAZİ MECLİS DEMİYORUM”
Eğer bir siyasetçi belli bir maka geldikten sonra zenginleşmişse topluma hizmet etmiyor. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Kim dün yüzükten bahseder bugün 13 uçakta geziyorsa siyasette bir ahlak sorunumuz var demektir. Ahlakın olduğu yerde adalet olur. Az önce söyledim şu meclise ben Gazi Meclis demiyorum. Gazi Meclis Milli kurtuluş savaşını yöneten meclistir. Bu Meclis Saray’dan aldığı talimatla AKP ve MHP milletvekillerinin el kaldırıp indirdiği 19 Mayıs hareketinin yapıldığı meclistir bunu da açıkça söylüyorum ve milletime şikayet ediyorum.
DÜNYADA BİR İLK
Buradan bir kanun çıktı. Tasarruf mevduatı sigorta fonunda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kavuşturma çıkamaz diye bir kanun çıktı. Dünya tarihinde bir ilktir. Yolsuzluğu meşrulaştıran yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma açılmasını engelleyen bir kanun TBMM’den geçti. O nedenle CHP’nin bu süreçte aldığı görev sıradan bir görev değildir. Verdiğimiz mücadele sıradan bir mücadele değildir. Hangi koşullarda verildiğini bilmenizi isterim. Bizler kırk kanaat seçim çalışmaları yaparken onlar devletin bütün bütçeleriyle meydanlardaydı. Yarış eşit koşullarda olur.
“BİZ MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ DEĞİLİZ”
Erdoğan sivil bir anayasa yapalım diye konuşma yaptı. Erdoğan gerçekten adaletten yana mı? Erdoğan gerçekten demokrasiden yana mı? Düşüncesini açıkladı diye hapishaneler dolu. Anayasa’nın 25, 26 ve 27’nci maddelerinde düşünce ve ifade özgürlüğünü ifade ediliyor. Düşüncesini ifade ettiği için bir kişi içerdeyse bu anayasa askıda demektir. Merdan Yanardağ, gazeteciler, avukatlar, askerler niye içerde? Erdoğan’ın kafasında şu var. Biz buradan yola çıkıp nasıl kandırırız diyor ama biz Milliyetçi Hareket Partisi değiliz.
“BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ”
Madde 28 Basın Hürriyeti: Basın hürdür sansür edilemez. Basın evi kurmak izin almak ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. Basın hürdür sansür edilemez. Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri almalıdır. Yani basın hürriyetini sağlayacak tedbirleri almak devletin görevidir. Devletin bankaları ilanları nereye veriyor. Bir tane demokrasi ve özgürlükten yana olan bir basın kuruluşsan bir tane ilan verdi mi? Tamamı havuz medyasına gidiyor.
RTÜK tam bir infaz kurumu. Havuz medyası ne yaparsa yapsın görmez. Ama özgür medya bir yayın yaptığında incelerler bakarlar nasıl cümleleri kullanırız mahkum ederiz diye. Basın İlan Kurumu aynı şekilde çalışıyor.
BİLAL ERDOĞAN’A İMAMOĞLU YANITI: GÜCÜNÜ BABANDAN ALIYORSAN SEN ADAM DEĞİLSİN
Bir tavsiyem daha var Erdoğan’a aileni siyasete bulaştırma. bir oğlun var kalkmış bizim İBB başkanımız hakkında laflar ediyor. Kimsin sen ya sen kimsin? Gücünü babandan alıyorsan sen zaten adam değilsin. Eğer sen eleştireceksen ben İBB Başkanı adayı olmak istiyorum diyorsan hodri meydan çıkmazsan namertsin. Ayrıca şu soruyu sormak zorundayım devlete ne kadar vergi veriyorsun ve gelirlerin nerede. Bir dönem MEB’i yönetiyor bürokratları topluyordu. Milli olmaktan çıktı bakanlık. O nedenle bir daha söylüyorum siyasiler ailelerini siyasetin dışında bırakmalıdır. Hanımefendi, sosyal işlerle ilgileniyor başımız üstüne herhangi bir sorunumuz yok. Ama çoluk çocuğuyla siyaset yapacak bakanlar talimat verecek. O önde giderken bakanlar arkasında dizilecek bu ahlaki ve adil değil. Sen milletin oyuyla mı geldi. Babanın gücünü mü kullanıyorsun. Baban televizyonda benim karşıma çıkmaya cesaret dahi edemedi ya sen bunu bilmiyor musun?
“SENİN O PARALARI NASIL SIFIRLADIĞINI GAYET İYİ BİLİYORUM”
Efendim İstanbul sevdasında da söz etmiş. Ben onun sevdasını ne olduğunu gayet iyi biliyorum. “Babacığım paraları sıfırlayalım mı?” Senin o paraları nasıl sıfırladığını gayet iyi biliyorum Şehrizar Konakları’nda ne yaptığı gayet iyi biliyorum otur oturduğun yerde.
