Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM'de; "Siyonist teröre dur demek istiyorsak mutlaka yaptırım uygulamamız, somut adım atmamız gereklidir. İsrail’deki büyükelçimiz acilen geri çağrılacak, İsrail’in Ankara büyükelçisi sınır dışı edilecek, ABD'nin İncirlik Üssü ve Kürecik Radar Üssü derhal bugünden tezi yok kapatılacak... Bunları yapmadan, istediğiniz kadar kınayın, istediğiniz kadar masal anlatın, faydası yok” dedi. Erbakan, emeklilere ödenecek 5 bin liralık ikramiyeyle ilgili de “İktidarı emeklilerimizin derdine derman olmaktan çok uzak olan bu son kararını gözden geçirmeye ve emeklilerimizin mağduriyetlerini bir an evvel gidermeye davet ediyoruz” diye konuştu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar ve emeklilere tek seferliğine verilecek 5 bin liralık ikramiyeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbakan, şunları söyledi:
"İŞGALCİ İSRAİL REJİMİ BUGÜN DE TÜM DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE GAZZE’DE APAÇIK BİR İNSANLIK SUÇUNA İMZA ATMAKTADIR"
"Bizlere Selahadin Eyyubi Hz.'nin emaneti olan, bizlere ecdadımızın emaneti olan, bizlere cennet mekan Sultan Abdulhamid Han'in emaneti olan, 'Haremi Şerif' ve 'Mescidi Nebevi'den sonra üçüncü mescidimiz ve ilk kıblemiz olan Mescidi Aksa'nın şehri Kudüs’ü, yıllardır işgal altında tutan siyonist işgalci İsrail rejimi, bugün de tüm dünyanın gözü önünde, Gazze’de apaçık bir insanlık suçuna imza atmaktadır. Sivil, savunmasız ve masum Filistinlilere karşı, kadın çocuk yaşlı engelli demeden vahşet politikası uygulamaktadır. Cami, okul, hastane demeden bomba yağdırmaktadır.
İşgalci güçlerin kanlı eylemlerine sahne olan Gazze’deki vahim gidişat karşısında hiçbir somut önlemin alınmaması, dünyanın suskunluğu ve hatta İsrail’e arka çıkılması Filistin halkını yalnızlığa itmiştir. Bir taraf zalim bir taraf da mazlum durumdayken, biz taraf olmayız denilemez. Bu insanlık dışı katliam karşısında yapılması gereken, mazluma sahip çıkmak, zalimin karşısında durmaktır. Ve elbette ki boş laflar ve sözlü kınamalar yerine mutlaka fiili adımlar atmak ve yaptırımlar ortaya koymaktır. Gün bugündür, gün tüm İslam alemi olarak kıyama kalkma ve mutlaka fiili adımlar atma günüdür. Bu kıyamı en güçlü şekilde Osmanlı'nın torunları olarak bizlerin yapması gereklidir.
"SİYONİST TERÖRE DUR DEMEK İSTİYORSAK MUTLAKA YAPTIRIM UYGULAMAMIZ, SOMUT ADIM ATMAMIZ GEREKLİDİR"
Siyonizm inancının gereğini, tıynetinin gereğini yapıyor ve yapacak, istediğiniz kadar kınayın, lanetleyin, telin edin asıl önemli olan biz ne yapıyoruz? Müslüman ülkelerin yöneticileri ne yapıyor? Üzülerek ifade ediyoruz ki sadece konuşuyorlar ve sadece kınama mesajı yayınlıyorlar. Bu noktada Milli Görüş lideri, Filistin ve Kudüs davasının yılmaz savunucusu merhum Erbakan hocamızı rahmetle anıyor, hayırla yad ediyoruz. Ne yaptı Erbakan hocamız bu siyonizm karşısında? 'Kana kan, dişe diş' metoduyla mücadele etti. 1974 Kıbrıs Harekatı sonrasında ABD Türkiye'ye ambargo uygulamaya kalkınca, siz bize ambargo uygularsanız biz de sizin İncirlik Üssü'nüzü kapatırız dedi ve İncirlik Üssü'nü kapattı. Hemen arkasından 1980'de İsrail yanlısı politika yürüttüğü için, Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen'i gensoru ile bakanlıktan düşürdü. 54. Hükümet döneminde İslam Birliği’nin ilk adımı olan D-8’i kurdu. Yine aynı dönemde Çekiç Gücü, ABD askerlerini Türkiye'den dışarı attı. Yine 54. Hükümet döneminde El-Halil kentinin korunması için 100 sene aradan sonra, yeniden Türk askerini Filistin'e gönderdi.
Siyonist teröre dur demek istiyorsak mutlaka yaptırım uygulamamız, somut adım atmamız gereklidir. İsrail’deki büyükelçimiz acilen geri çağırılacak İsrail’in Ankara büyükelçisi sınır dışı edilecek, ABD'nin İncirlik Üssü ve Kürecik Radar Üssü derhal, bugünden tezi yok kapatılacak, petrol başta olmak üzere bütün stratejik maddelerin ABD ve İsrail'e satışı bütün Müslüman ülkeler tarafından durdurulacak, Müslüman ülkelerin hava sahaları, karasuları ve limanları ABD ve İsrail'e kapatılacak, ABD ve İsrail firmalarının bütün müslüman ülkelerde devletle yapmış olduğu kontratlar derhal iptal edilecek. Putin için tutuklama kararı çıkartan uluslararası toplumun benzer şekilde Netanyahu için de aynı kararı alması yönünde baskı kurulması, adalet divanında yargılanması hususunda gerekli girişimlerin yapılması, ABD'nin sadece Türkiye'de değil, bütün Müslüman ülkelerdeki üslerinin derhal kapatılması, İslam İşbirliği Teşkilatı ve D-8 Liderleri acilen toplanarak somut yaptırımlar ortaya koyması. Bunları yapmadan, istediğiniz kadar kınayın, istediğiniz kadar masal anlatın, faydası yok. Biz 70 senedir bu masalları dinliyoruz ve hiçbir faydası olmadığını görüyoruz.
"FİLİSTİN’İN KURTULUŞU DOĞRUDAN DOĞRUYA TÜRKİYE'YE VE TÜRKİYE'NİN ÖNCÜLÜĞÜNDE KURULACAK İSLAM BİRLİĞİNE BAĞLIDIR”
Filistin’in bu noktaya gelmesi, asırlar boyunca Filistin’in İslam toprağı kalmasının güvencesi olan, Filistin’de huzur ve barışın güvencesi olan Osmanlı'nın yıkılıp parçalanmasıyla oldu. Bugün de Filistin’in kurtuluşu doğrudan doğruya Türkiye'ye ve Türkiye'nin öncülüğünde kurulacak İslam birliğine bağlıdır. Türkiye, 'Banane Amerika'dan' diye haykıran, 'Amerika İsrail’i bu kadar seviyorsa alsın o İsrail’i Alaska’ya taşısın' diyen Erbakan ruhuyla yeniden ayağa kalkacak. İslam alemine öncülük edecek, İslam birliğini tesis edecek ve böylece Kudüs ebediyen kurtuluşa erecektir.
İslam birliği neden bu kadar önemli? 57 Müslüman ülkenin sahip oldukları çok büyük stratejik öneme sahip; 2,5 milyarlık muazzam bir pazar potansiyeli, petrolün 3’te 2’si, doğal gazın yüzde 55’i, uranyumun yüzde 40’ı, su kaynaklarının yarısı, bor, toryum, altın, krom madenleri, sadece Afganistan’ın muazzam lityum rezervi, dünya deniz ticaretinin 3’te 2’sinin gerçekleştiği deniz yollarının kontrolü. Tüm bu nimetler zulme karşı bir yaptırım gücü kullanılırsa zalimlerin masaya oturmaktan başka çaresi kalmaz. Yeniden Refah Partisi olarak, her zaman olduğu gibi bugün de Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu, işgalci İsrail güçlerinin Gazze’de gerçekleştirdiği katliamı şiddetle telin ettiğimizi, İslam ülkeleri yöneticilerinin somut ve caydırıcı önlemleri bir an evvel alması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
"EMEKLİLERİMİZ ENFLASYONA EZDİRİLMİŞTİR"
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz kabine toplantısının ardından, emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin Türk lirası ödemeyi kararlaştırdıklarını ve emekli olup, fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi bu düzenlemenin dışında bıraktıklarını açıklamıştır. Uzun süredir ilgili bakanların üzerinde çalıştığı belirtilen 'müjde', milyonlarca vatandaşımızı maalesef büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştır. Emeklilerimiz enflasyona ezdirilmiştir. Milyonlarca emeklimiz açlık sınırının neredeyse yarısı seviyedeki maaşla hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Yüksek enflasyondan dolayı çok zor şartlarda yaşamaya çalışan milyonlarca vatandaşımız, 'emeklilerimizi rahatlatacak yeni bir karar' olarak ilân edilen 'müjde'ye haklı olarak tepki göstermektedir. Bir defaya mahsus olmak üzere verileceği açıklanan rakam, bu korkunç enflasyon ortamında neredeyse 'yok' hükmündedir.
Açlık sınırının çok altındaki maaşlara, bir defalığına mahsus eklenmesine karar verilen 'küçük ikramiyede' bile maalesef ayrımcılık yapılmıştır. Ev kirasını bile karşılamaya yetmeyen 7 bin 500 liralık gelirini 'hayatta kalınabilir seviyeye' çıkartabilmek için asgari ücretle de olsa çalışmaya mecbur olan emeklilerimizin tek seferliğine verilecek 5 bin liradan bile mahrum bırakılmaları; ayrımcılıktır ve kayıtdışılığa teşviktir. Yeniden Refah Partisi olarak, geçtiğimiz temmuz ayında emeklilerimize yapılan yüzde 25’lik zammın asla yeterli olmadığını, emekli maaşlarına da, tıpkı memur maaşlarına yapıldığı gibi seyyanen zam uygulanması gerektiğini defalarca söyledik. Milyonlarca emeklimizin taleplerini yetkililerin dikkatlerine sunduk. Bugün gelinen noktada, iktidarı emeklilerimizin derdine derman olmaktan çok uzak olan bu son kararını gözden geçirmeye ve emeklilerimizin mağduriyetlerini bir an evvel gidermeye davet ediyoruz."
