CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, Gaziantep'te faaliyet gösteren Eruslu Global Şirketler Topluluğuna bağlı fabrikalarda çalışan işçilerin yaşadığı hak ihlallerini meclis gündemine taşıdı.
Öztürkmen, Gaziantep'te Eruslu Global Şirketler Topluluğuna bağlı fabrikalarda işçilere dönük hak ihlallerine ve usulsüzlüklerle, vergi kaçırılması iddialarına dair işçilerle birlikte hazırladığı soru önergesini verdi.
İşçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten cevap bekliyor!
Eruslu işçiler, hükümeti sorumluluk almaya davet etti. Genel Merkezi Gaziantep’te bulunan BİRTEK-SEN’i ziyeret eden Eruslu işçiler, yaşanan hak ihlallerine ve maruz bırakıldıkları mobbinge dair açıklamalarda bulundu. İşçiler, yaşadıkları hak ihlallerinin yanı sıra yapılan usulsüzlükler ile işletmenin devleti dolandırdığı iddiasında bulundu.
İşçilere dönük hak ihlalleri, mobbing ve usulsüzlükler madde madde anlatıldı:
“1 – Eruslu Global’e bağlı bu fabrikalarda, ortalama işçi ücretleri 12 bin tl civarında olmasına rağmen, bütün ücretler resmiyette asgari ücret olarak gösterilmekte, asgari ücretin üstü ödemeler ücret bordrolarına ‘Deprem yardımı’, devlet destekli olan ‘Enerji yardımı’ ve ‘sosyal yardım’ gibi adlar altında gösterilmektedir. Hatta işçilerin fazla mesai ücretleri bile ücret bordrolarında mesai ücreti olarak değil, deprem yardımı olarak yansıtılmaktadır. Bu yolla, birincisi, işçilerin net ve brüt ücret gelirleri düşük gösterilerek sigorta primleri ve vergileri de buna göre düşük yatırılmakta ve devletten vergi çalınmaktadır. Yani tüm halka ait olan vergilerimiz patronlar tarafından çalınmış olmaktadır. İkincisi, işçilerin ücret geliri düşük gösterildiği ve SGK primleri de buna göre düşük yatırıldığı için hem işçilerin emekliliklerinde ciddi hak kaybına sebep olunmakta hem de işten ayrılma veya çıkarılma durumunda kıdem tazminatlarını da asıl gerçek ücretlerinden almak yerine bu usulsüzlük yüzünden daha düşük almak durumunda kalacaklardır.
2- Yani yasa dışı bir şekilde, devlet destekli olan ‘enerji yardımı’ ödemesi işçilerin fazla mesai ücretleri yerine ödenmektedir. Yani bu yolla hem devlet hem de işçiler resmen dolandırılmaktadır. Bu durum işçilerin bizlere gösterdiği fabrikanın resmi kaşesi olan ücret pusulalarından da açıkça anlaşılmaktadır.
3- Bu işyerlerinde depremden önce, asgari ücretin üstü olan olan ücret ödemeleri yine yasalara göre suç olan biçimde kayıt dışı olarak elden yapılmakta olup, depremden sonra ise yukarıda bahsettiğimiz yöntemlerle yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca fabrikada işçilere kayıt dışı olarak elden para ödendiğine dair yine işçiler tarafından tarafımıza video kayıtları ulaştırılmıştır.
4- Yine bu işyerlerinde, yasalara aykırı olarak işçilerin izin, Pazar tatili ve rapor hakkı gasp edilmektedir. İşçilere erzak yardımı ve devamsızlık primi olarak yapılan ek ödemeler, yasal olmamasına rağmen, işçiler Pazar mesaisine gelmediğinde veya hasta olup bir gün bile rapor aldığında dahi kesilmektedir. Örneğin bir Eruslu işçisi kendisi ya da birinci derece bir yakını hastalandığında veya benzeri başka bir zorunlu sebepten bir gün işe gelemediğinde, gelmediği günün ücreti dışında aylık ortalama 2 bin TL ücret kesintisi ile cezalandırılmaktadır.
5 – Bütün bu haksızlıklar, usulsüzlükler yetmezmiş gibi, Eruslu Patronu şimdi de işçilerin Pazar tatiline ve zamlı aldıkları Pazar mesaisi farklarına göz dikmiştir. Yakın zamanda fabrika içinde yapılan yeni bir duyuruyla Pazar tatili normal iş günü haline getirilmek isteniyor. Adına 7’li sistem denilen bu uygulamayla haftada iki gün 12 saat çalışma ve Pazar yerine hafta içi bir gün izin dayatılmaktadır. Böylelikle hem işçilerin Pazar günü tatil yapma hakkı gasp edilmiş hem de Pazar günü fazla mesai yapan işçilere ödenmesi gereken %100 zamlı mesai farkı gasp edilmiş olmaktadır. Yapılan hesaplamaya göre, Pazar dahil işçiler yine haftada 56 saat çalışacakları halde, Pazar mesai farkı gasp edildiği için işçiler ortalama ayda bin ücret kaybına uğrayacaktır. İşçiler bu sistemi kabul etmedikleri halde fabrika yönetimi baskı ve tehditlerle işçileri buna zorlamaktadır. Hepsi de yasalara göre suç olan bu uygulamalar yüzünden hem işçilerin hakları gasp ediliyor, hem de devlete karşı suç işlenmiş oluyor. Ve bütün bu suçlar, vergi hırsızlığı ve işçi düşmanlığı aynı zamanda eski AKP İl başkanı olan bir patronun fabrikalarında yaşanıyor. Bu fabrikalarda çalışan 3 binden fazla işçi hem bu hak gasplarına maruz kalıyor hem de adeta köleliğe zorlanıyor.”
Hükümet yetkililerine, ilgili Bakanlıklara ve Gaziantep’teki yetkili kurumlara sorular:
“Bu şikayetler ve iddialar karşısında bu fabrikalara herhangi bir denetim yapılmış mıdır?
Devleti dolandırmak anlamına gelen bu usulsüzlüklerle ilgili herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır?
Eğer yapılmadıysa, yapılmamasının nedeni nedir? Yoksa bu iktidar bazı patronlara devleti dolandırma, devlete ve işçiler karşı işleme özgürlüğü mü tanımaktadır?
Değilse, bütün bunlara göz yumulmasının sebebi nedir? Patronun AKP’li ya da eski AKP il başkanı olması mıdır?
Yok eğer, bu durumdan şimdi haberdar olunduysa, bu şikayetler ve suçlarla ilgili bir denetim ve soruşturma yapılacak mıdır?”
