
Cumhuriyet, konu hakkında Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Seyhan Öznur Tenç ve İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu başkanı ve çocuk hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ile konuştu.
Tenç, “Kararın, kadınların çaresizliğini düzenlemeye değil de bastırmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Sütünü satmak hiçbir kadın için ilk seçenek değil. Geçim derdiyle boğuşan, başka bir çıkış yolu bırakılmayan annelerin hayatta kalma stratejisi” dedi.
'TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK'
Kadınların yaşamış oldukları sorunlara değinen Tenç, “İş bulamıyorlar ve sosyal destekten mahrumlar. Doğum yaptıktan sonra yalnızlar. Çocuk bakımına ilişkin kamusal bir sorumluluk yok ve bu koşullarda da bazı kadınlar kendi bedeninden gelenle geçinmeye çalışıyor. Bu bir tercih değil zorunluluk” diye konuştu. Tenç sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne sütünü ‘satılabilir’ hale getiren şey tam olarak düzenin kendisi. Kadının tek güvencesi kendi bedeni ve emeği. Ama bu beden sadece devletin istediği biçimde kullanıldığında kabul görüyor. O sütten devlet ve sermaye kazançlı çıksa bu meşru bir şey olurdu. Devlet de her zamanki gibi bu emeği istediği şekilde yönlendirmek istiyor ve bunu ahlakçı bir yerden yapıyor. Suçu, yoksulluğu üreten düzende aramak lazım. Meseleye ahlak, gıda güvenliği düzeyinde bakmak meseleyi saptırmak oluyor” diye konuştu.
‘YASAK OLMASI SON DERECE MANTIKLI’
Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu anne sütünün bebek için önemine değinerek “Anne sütü bebekler için en değerli besin. Bebeğin çeşitli hastalıklardan korunması için önemli bir faktör. Hem bebeğin hem annenin psikolojik açıdan da tatminini sağlayan bir durum” ifadelerini kullandı. Anne sütü satışının yasaklanmasını doğru bir karar olarak değerlendiren Küçükosmanoğlu, “Bu durumu organ ticareti gibi de düşünebiliriz. Yasak olması son derece mantıklı. Böyle bir şeyin ticaretinin yapılması çok masum bir iş değil. Böyle bir karar umarım layıkıyla uygulanır. Anne sütü konusunda toplumun, bilinçlendirilmesi gerekiyor. Tabii sadece annelerin omzuna da bunu yüklemek doğru değil. Tüm toplumu ilgilendiren bir konu. Babalar veya çevredeki tüm insanların sorumluluğu olan bu konuda anneler desteklenmeli” ifadelerini kullandı.