USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YA SABIR!

08-05-2019

Sabırla imtihan ediliyoruz. Tahammül ve sabır. Sürekli bir telkin halindeyiz sabırlı ol! Öfkeni kontrol et, umudunu yitirme, güleryüzünü takın, güvenini kaybetme, gücenme, ......, geçer. Çoğu gitti azı kaldı. Çok, nasıl geçti? Az, ne kadar kaldı!
İnsanların birbirine güvenini kaybettiği, sevgisinin azaldığı günlerden geçiyoruz. Bunun en önemli müsebbibi siyasetin dili, ekonominin gidişatı ve bir türlü bitmeyen İstanbul seçimi.

Umut verici ‘şeylerde’ oluyor elbette! Ve biz bütün olumsuzluklara rağmen umut ışığına sarılıyoruz. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi kararı önemli bir ‘sınava’ tabii tuttu toplumu, toplumsal refleks nasıl olacaktı?

Toplumsal refleks acı acı gülerek karşıladı bu haksız kararı. Sandıktan çıkan sonuç ‘seçim iptal’ kararı ile yok sayıldı. İstanbullu seçmenin iradesini yok sayan bu karar bıkkınlık, bezginlik,ekonomik olarak var olma mücadelesi veren insanlarımız tarafından çaresizce söylenen bir cümleyle karşılık buldu: Yazık ediyorsunuz bu güzelim ülkeye.

Daha çok konuşulacak bu karar! Ancak önümüzde yeni, yine bir seçim var: 23 Haziran İstanbul seçimi. Sadece İstanbul seçimi şeklinde adlandırılsa da bütün ülkenin gözü kulağı yüreği İstanbul’da olacak.

İstanbul seçimlerinin iptal kararı sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri ve sanatçılar tarafından tepkiyle karşılandı. Seçmenin tercihini değiştirmesi isteniyor neticede: ”Aynı zarf içerisine İlçe belediye başkanını, meclis üyelerini, muhtarı doğru seçmişsin, Büyükşehir belediye başkanını doğru seçmemişsin.” Seçim iptal kararı bu şekilde açıklanmasa da bunu söylüyorlar: ”Büyükşehir belediye başkan tercihini değiştir”.

Bu seçim yenileme kararıyla seçmenin tercihi, ’sandık iradesinde’ nasıl karşılık bulacak göreceğiz.
Ortada bir gerçek var ki, görmezden gelinemez. Bütün ülkede yeni bir siyaset dili gelişiyor.

Özellikle kadınları, gençleri, çocukları, doğayı korumaya toplumsal hayatta var etmeye yönelik toplumun her kesimini kucaklayan yönetime davet eden katılımcılığa çağıran siyaset dili: Had bildiren değil, haddini bilen bir yaklaşım Türkiye’yi kucaklıyor, sarıyor. Çok seslilik, çoğulculuk ortak bir mecrada buluşuyor. Umut ışığı bundan parlıyor belkide! Her şey çok güzel olacak sözü temenni değil, tercih olacak gibi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?