USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

O MOTORLAR O MAVİLİKLERE SÜRÜLECEK!

20-12-2021

-Ne zaman?
-Bir gün!
Mısraları Nazım Hikmet’e ait olan bir şiirdir, bu türkü. Türkü diyorum, çünkü bu mısralar içerdiği “Nikbinliği” ile türkü olarak “yakılmış”, çocuklara, içinde hala bir çocuk taşıyanlara umut olmuştur. İyi ki, ”yakılmış” çok yakışır umutlarımıza.
Bir seçim sonrası da söylenir, bir karamsarlık anında da söylenir, kendini “duayen” sanan bir gazetecinin bir “bakan belediye başkanla” röportaj yaparken bir genç gazeteciyi tokatladığını izledikten sonra çaresizlikten ekran başında da söylenir. Üstelik o tokatlama sonrası normal bir refleks, bir el hareketi yapılmış gibi şehrin renginin artık “Leylak rengi” olduğunu söyleyip o tokat hiç atılmamış gibi konuşmasını sürdüren “bakan-başkanın” kayıtsızlığına karşı sinirden de söylenir. Gerçekten de o kayıtsızca röportaja devam ediş nasıl bir umarsızlıktır. Esasında bütün yaşadıklarımızın özetidir. ”Bahçalarda mor meni, verem ettin sen beni türküsünü “ söylemek gibi değildir, anlık tepki göstermek.
Çünkü bir haksızlığa tepki göstermek anlık karar veriştir, o anlık karar verişin arkasında hesap kitap olmaz, yılların bir duruşu bir kültürü olur. Bir haksızlığa karşı çıkmak hayatta nasıl durduğunuz ne biriktirdiğiniz ile olur. O an vereceğiniz karar içinizdeki sesinizdir, politik duruşunuzdur.
Gün gelir bütün yapmacık gülüşler, bütün kendini saklayışlar bir kötülüğün karşısında takındığınız susuşla tel tel dökülür. Hayat böyledir, suskun kalışlarınız sizi ele verir!
Her türlü söylenir yani o türkü, yakılmıştır bir kere: ”Güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz.”
Dolar yükselirken de söylenir, iş ararken de, işten çıkarılırken de, işsiz kalırken de, yağmur da ıslanırken de, açlıktan kıvranırken de, kuru ekmek yerken de, kavgada yumruklaşırken de, genç bir mühendisin hayali olarakta söylenir, bir çocuğun bisiklet sürmesini öğrenirken de, hastayken de söylenir,hastaneden çıkarken de, yağmur yağarken de, kar da yürürken de, fırtına da üşürken de....”Güzel günler göreceğiz çocuklar.”
Motorların mazotu olmasa da söylenir, bir umutla toprağa tohumu serperken de, sevgilinin gözünün içine bakarken de söylenir, bir dostuna el uzatırken de, bir çocuğun başını okşarken de, bir mitingde kalabalıkta hep bir ağızdan da söylenir, bir maçta gol yerken de söylenir, gol atarken de, otobüs beklerken de söylenir, otobüsü kaçırdığında da, araba kullanırken de söylenir, yaya yürürken de...

”Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar...
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..”
Dün, Ankara’da dostlarımın mavi liste kazandıktan sonra hep bir ağızdan ellerini birbirine vurarak ritim tutarak bu türküyü söylerken ben de orda olsaydım derken, bunları düşündüm, sonra Muharrem Sarıkaya denen kişinin yüzündeki duygusuz ifade ile genç gazeteciyi tokatlarken de bunları düşündüm, sonra inisiyatifini Tarım il müdürünün ellerine bırakmış Ziraat odası başkanının, Ziraat mühendisine baskı yaparak seçimlerdeki oyunun rengine müdahale etmek isteyişini duyunca da bunları düşündüm!
Sonra sabaha karşı yağmur yağarken bütün iyi niyeti ile ekilen bütün tohumların yeşereceğini düşünürken de bunları düşündüm!
Televizyonu kapattım, telefonu kapattım, gözlerimi kapattım bunları düşündüm, dilimde bu türkü:
“Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere süreceğiz.”
Umudu, dayanışmayı, müzakereyi, dostluğu çoğaltan her “seçim” değerlidir. Hep bir ağızdan söylenen her türkü, her şiir, her ses, her bakış bu zor günlerden geçerken umut aşılar. Umuda umutlarımıza sırtını dönüp, hesabın kitabın içinde boğuşanlar bırakın hesabı kitabı omuz verin ya da hesaplarınızda boğulun.
Umudu çoğaltacak her şey önemlidir, kayıtsız kalmadan sarılmak gerekir. Bize yapılanları unutmayacağız, bize yaptığınız kötülükleri unutmayacağız, bizi yok saymalarınızı unutmayacağız.
Söylediğimiz türküler verecek cevapları: ”Bir gün mutlaka, o motorlar o maviliklere sürülecek.”
Bir gün mutlaka, her kötülük bir “iyilikle” cezalandırılacak.
Bir gün mutlaka!
Kolay olmadı diyeceğiz, ”motorları maviliklere sürmek” ama oldu işte!
Olurmuş, olabilirmiş.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?