USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İÇ YOLCULUK

01-04-2020

Ne çok yerlere gittik değil mi?

Uçtuk, yüzdük, yürüdük, koştuk, oyunlar oynadık, eğlendik... Kaçtık, nelerden kaçmadık ki! En çok da kendimizden. Sonunda yakalandık işte kendimize.

Aynada kendi yüzüne bakmak gibi değil bu! Kendi içine girmen gerekiyor. Bir iç yolculuk yapılmalı.

Keşfedilmemiş tepelerine yürüyorsun soluk soluğa. En başta yapılması gereken ‘yolculuğu’ zoraki bir ev hapsi ile yapıyoruz şimdi: Kendi iç yolculuğumuzu;

Dağlarımızı, denizlerimizi, ovalarımızı, vadilerimizi ve çöllerimizi keşfediyoruz: ”Bunlar benim içimdemiymiş” şaşkınlığı ile vay be diyoruz, bu tepeler bu yalnızlık bu yüzleşme bir virüsle mi olacaktı; Kimlerden alacaklıyım, kim benden alacaklı, kimlere kötülük yaptım, kim bana kötülük yaptı, İyiliklerim,kötülüklerim...

Bu siniklik, bu korku, bu kazanma telaşı, bu kaybetme kaygısı, bu kötülük, bu iyilik ,bu dereler, bu nehir, bu deniz benim içimden mi taşıyor dünyaya...
Kolay değildi tabi ki bu iç yolculuğa çıkmak, taa ki bir ‘Virüs’ kapılarımıza dayanana kadar.

Koca koca devletler kapılarını kapatıyor değil ki biz insanlar. Bizim sınırlarımız ne ki, evlerimiz kadar. En zenginimiz bir malikanede oturur, en fakirimizin bir canı var sığınacağı.

Zor tabi, kendini dünyanın efendisi sanan “insanoğlu” bir virüsle sınavda. Elbette “bu da geçer ya hü” ama nasıl geçecek? Yukardaki söylemeye çalıştığım o “İç yolculuk” yapılmadan geçmeyecek gibi.

İç yolculuğa nasıl başlanacak. Bilmeyenler için küçük bir açıklama yapmalıyım: Önce sağlam bir ip bulacaksın. Ağzının içinde, sağlam bir dişe ipi sıkı sıkı bağlayacaksın. Sağlam diş kaldıysa!İpin ucunu boğazından aşağıya doğru salıvereceksin.

Yolculuk başlıyor işte, ipten süzüle süzüle “sağa” “sola” çarpmadan ineceksin: İÇİNE. Aman ayaklara dikkat, hayat gibi değil bu, gündelik hayatta üzerine “bastıklarımız” gibi değil bu yolculuk. Sonuçta bastığın kendi “İÇİN”.

Sonra ne olacak!

Bu bize bağlı,bu yolculuk bize ne öğretecek. Onu evlerimizden dışarı çıktığımızda konuşalım. Birbirimize ellerimizi uzatıp korkmadan tokalaşırken. En içten kahkahalarımızı atarken, neydi o günler derken. Şimdi ‘YOLCULUK’ zamanı.

Sağlıcakla kalın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?